Malumunuz son bir haftadır Türkiye gündeminin en önemli maddesi ortaya belgeleri ile çıkarttığımız BAŞKENT GAZ’ın 8 milyon dolarlık bağışının 7 milyon 925 bin Dolarlık bölümünün KIZILAY’a aktarılıp “vergiden kaçınıldıktan” sonra ENSAR VAKFI’na gönderilmesi skandalı.

ENSAR VAKFI bir süre ortaya çıkan bu skandalın ardından önce parayı Manhattan’da yurt yapımı için ABD’de kurulmuş olan TÜRKEN VAKFI’na gönderdiğini açıklamıştı…

Bu açıklama beraberinde başka tartışmaları getirirken,paranın KIZILAY hesaplarından ENSAR VAKFI hesaplarına geçtiği 2017 yılı kayıtlarında ABD Hazine Bakanlığı verilerine göre bu miktarda bir bağışın TÜRKEN VAKFI’NA gelmediği belgeleri ile ortaya çıkmıştı.

Ensar Vakfı işte “PARALAR ABD’ye TÜRKEN VAKFI HESAPLARINA GİTMEDİ” iddialarının ve ortaya konulan belgelerin ardından resmi Twitter hesabından bazı “dekontlar” yayınlayarak KIZILAY’dan gelen paranın peyder pey ABD’ye gönderildiğini duyurdu.

Ancak iş bu kadar basit de değil, ENSAR VAKFI’nın “İşte belgeleri ile parayı gönderdiğimizin ispatı” mealindeki “dekont” paylaşımları da ne gerçeği yansıtmakta ne de “Yurtdışı para transferi” konusunda zerre bir anlam ifade etmekte…

Şimdi sizlerle madde madde ENSAR VAKFI’nın kamuoyuna “ispat” olarak sunduğu banka dekontlarından ortaya saçılan “Çelişkiler deryasını” irdeleyeceğiz…

***

Her şeyden önce ENSAR VAKFI parayı,ABD merkezli TÜRKEN VAKFI’nın yine bu ülkedeki hesaplarına aktardığını belirtiyor.

Yani ortada bir “Yurtdışı para transferi” işlemi söz konusu…

Yurt dışı para transferlerinin ispatı ise sadece SWİFT adı verilen uluslararası döviz transferi haberleşme ve mesajlaşma sistemi masajı ve belgesi ile oluyor.

Yani bankadan alınmış olan dekontların “Yurtdışına para transferinin ispatı” olmasının hukuken hiçbir karşılığı yok.

Bu SWİFT mesajı ve belgesi olmadan değil uluslar arası döviz gönderimi yapmanın, Türkiye’de aynı caddede 2 banka şubesinden birinden diğerine döviz göndermeniz dahi mümkün değil.

Peki ENSAR VAKFI’nın kamuoyuna sunduğu bu dekontlar neyi gösteriyor?

Bu dekontlar yurtdışına bir para transferi yapıldığını yani iddia edildiği gibi TÜRKEN VAKFI’nın ABD hesaplarına bir para transferinin sağlandığını değil, bu amaçla ENSAR VAKFI hesaplarından dekontlarda belirtilen tutarda para çekildiğini ispatlıyor.

Yani ortadaki tabloya bakılınca kağıt üzerinde TÜRKEN VAKFI’na gönderilmek için para çekiliyor ama paranın gidip gitmediği belli değil,ispat edilemiyor.

***

Yurt dışı para transferleri gerçekleştirilirken sadece “Alıcı” ve “Gönderici” banka olmuyor…

Arada birde “MUHABİR BANKA” olmak durumunda.Oysa kamuoyuna açıklanan Kuveyt Türk’e ait dekontlarda “Alıcı Banka” olarak yer alan BANK OF AMERICA ile Kuvet Turk’ün direkt bir “MUHABİR BANKA” ilişkisi bulunmamakta.

Böylece ortaya kamuoyundan gizlenen bir başka “MUHABİR BANKANIN VARLIĞININ” olduğu gerçeği ortaya çıkmış oluyor.

***

Banka dekontlarının düzenlenme saati 18.13… Oysa ki tüm bankalarda müşteri hizmetleri saat 17.00’de,personel hizmetleri ise saat 18.00’de sona ermekte.

Bu saatten sonra devam eden bankacılık işlemleri ise Emniyete bildirilmek durumunda.

Yani dekontlar bankacılık mesai saatleri içerisinde düzenlenmemiş…

***
Kamuoyuna sunulan banka dekontlarında yer alan en önemli çelişkilerden bir tanesi de dekontlardaki “Vergi Dairesi” kısmı ile ilgili.

Vakıf Katılım’a ait banka dekontunda vergi dairesi HOSAPAŞA VERGİ DAİRESİ olarak geçmekte. Oysa ki İstanbul Vergi İdaresi Başkanlığı’na ait böyle bir vergi dairesi bulunmamakta. Doğru vergi dairesi ismi ise HOCAPAŞA VERGİ DAİRESİ.

Lakin buna “Sehven” yanlış yazılmış,”Küçük bir yazım hatası” demek de mümkün değil. Zira bu dekontlarda vergi dairesi kısmı elle yani “manuel” olarak girilmiyor banka sisteminde otomatik olarak kayıtlı ve o kayıttan seçilerek işleniyor.Yani “Sehven” bir hata yapılmış olması söz konusu değil.

Bu “ÇELİŞKİ” ile ya Vakıf Katılım’ın bilgi işlem sisteminde bu vergi dairesinin ismi yanlış kaydedildiği –ki çok ama çok küçük bir ihtimal- yahut bu dekontun “OLMASI GEREKEN GİBİ SİSTEMDEN OTOMATİK ALINMASI YERİNE MANUEL DÜZENLENDİĞİ” sonucunu ortaya çıkmakta.

***

Dekontlarda ortaya çıkan bir başka çelişki ise vergi numarası ile ilgili.

Vakıf Katılım hesabındaki vergi dairesinin yanlış yazdığı dekontta ENSAR VAKFI’na ait vergi numarası ilk ve son iki rakamı gizlenmiş şekilde yayınlanmış.

Ancak simge ve rakamlar sayıldığında ortaya 11 haneli bir rakam çıkmaktadır.Oysa ki Türk mali sisteminde 11 haneli vergi numarası yok,vergi numaraları 10 haneli.

Ayrıca yine vergi numarası gizlenemez.Bir kişi yahut kurumun vergi dairesi bilgileri banka dekontunda açıkça yazmak durumunda.

İşin ilginç olan kısmı ise Vakıf Katılım’da kurallara uygun olmayan bir şekilde gizlenen vergi numarası Kuveyt Türk ve Al Baraka dekontlarında olması gerektiği gibi açıkça görünürken bu kez de “Adres” konusunda çelişki ortaya çıkıyor.

Zira bu banka dekontlarında ENSAR VAKFI’na ait 3 farklı adres mevcut!

***

Kuveyt Türk Bankası’nın dekontunda “Alıcı” ismi TURKEN VAKFI (FOUNDATION) şeklinde yazmakta.

Oysa yurtdışı para transfer işlemlerinde “Alıcı” hangi ülkede hangi orijinal isimde kayıtlı ise tam olarak o şekilde yazılmak zorunda.

Yani “Alıcı” kısmında TURKEN FONDATION yazılmalıydı.Parantez içerisinde yazım şekli bankacılık sistemine uygun değil.

Bu tip bir yanlışlık sistemde çok ciddi sorunlara yol açmakta ve karşı tarafın ismi tam orijinal şekli ile yazılmazsa para transferi çoğu kez gerçekleşmiyor.

Böylesi büyük rakamlarda bir işlemde böylesi bir hatanın yapılmış olma şansı ise yok…

***

Albaraka’ya ait dekontta dikkati çeken en önemli detaylardan bir tanesi de rakamın küsuratlı olması…

Bankacılık dilinde bu hesabın “SIFIRLANIP” kapatıldığı anlamına gelmekte.

Buradan ise bu paranın bir “GETİRİ HESABINDA” tutularak buradan bir gelir elde edildiği ortaya çıkmakta.

Yani ENSAR VAKFI, TÜRKEN’e gönderdiğini iddia ettiği paraların üzerinden bir de faiz,kar payı v.s gibi getiri elde etmiş!

Nitekim ENSAR VAKFI tarafından kamuoyu ile paylaşılan açıklamada hesaplara KIZILAY TARAFINDAN 7.880.000 Dolar transfer edildiği, bu rakamın 2 milyon Dolar’ının VAKIF KATILIM’a, 2 milyon Dolarının Kuveyt Turk’te, 3.880.000 Dolar’ının Albaraka Turk’te olduğu anlaşılmakta.

Albaraka’dan çıkan tutarlar 3.964.000 Dolar olduğu görüldüğünde bu bağıştan Ensar Vakfı’nın 84.000 Dolar getiri elde ettiği de ortaya çıkıyor!

Burada bir önemli “datay” ise transfer tarihleri…

Kamuoyu ile paylaşılan banka dekontlarındaki transfer tarihleri dikkatle incelendiğinde 3 transferin ayın belli günlerinde yapıldığı ve “vade bitiminin” beklendiği de anlaşılmakta…

Tabii faiz,kar payı gibi gelir getiren hesaplar için vade bitimini beklemek şart…

***

Şimdi ENSAR VAKFI’nın KIZILAY’dan gelen paranın TÜRKEN VAKFI’na gittiği noktasında kamuoyuna sunduğu “dekontlarda” tonla çelişki mevcutken ve bu dekontların “Yurtdışı transfer” işlemi için hiçbir hukuki delil niteliği taşımadığı da ortadayken kamuoyu halen “KIZILAY’IN ENSAR’A AKTARDIĞI BAĞIŞ PARASI NEREDE?” diye sormaya ve bunun cevabını beklemeye devam edecek.

ENSAR VAKFI ise bu paranın akıbetini açıklamak için böylesi çürük temelli argüman ve belgeleri kamuoyu ile paylaşmaya devam ederse adeta “TÜY DİKMENİN” vücut bulmuş hali olarak yurtlarındaki çocuk tecavüzleri ile birleri bir kez de “Bağışların buhar oluşu” ile hafızalarımıza kazınacak.

Eğer SWİFT belgesi açıklanmış olsaydı hem uluslar arası pra transfer işleminin gerçekleştirildiği belgelenmiş olacak, hem de bu belgede bu paranın kime,hangi amaçla gittiği,istenilen kontrollerden geçip geçmediği,istenilen ek belgelerin neler olduğu görülmüş
olacaktı.

İşte asıl soru da tam bu noktada akıllara geliyor:

ENSAR VAKFI, SWİFT belgesinde kamuoyunun bilmesini istemediği bazı detayların ortaya çıkmaması için mi bu belgeyi yayınlamadı yoksa paralar hiç mi yurt dışına çıkmadı?

Bakalım ENSAR VAKFI dekontlardaki bu çelişkileri ve rezaleti nasıl açıklayacak?

Bekleyip,göreceğiz…