KIBRIS`ta SİYONİST UŞAKLARI!
Ne bir orduları, ne bir devletleri vardı.
Varlıklarını sürdürdükleri her dönemde her dinle kavgalı oldular.
Ellerinde ordu, altlarında devletleri olmadığı halde kendilerine en çok düşmanlık edenleri hep satın aldılar.
Bir hakikat hep zengindiler.
En önemli satın allamaları Kıbrıs Adası ile oldu.
1290`lı yıllarda İngiltere kralına 100.000 bezant (Bizans’ın altın para birimi) vererek Kıbrıs`ı satın aldılar ve tarihe mal olmuş en gizli ve vahşi yapılanma olan Tapınak Şövalyelerini bu adaya yerleştirdiler.
Devam eden yıllarda Avrupa’nın hemen hemen bütün krallarını sermayeleri ile satın aldılar ve kendi ideallerine onları köle ettiler.
Köle edemediği tek devlet vardı bir Türk Cihan imparatorluğu olan Osmanlı devleti idi.
Ama buna rağmen Osmanlı`dan hep faydalandılar, devlet güçlü iken en önemli kademelerinde onlar görev aldılar.
Osmanlı yıkılışa geçince de an büyük planları yine onlar yaptılar ve son yüzyıl da bu satın almalar ile hedefledikleri devletlerine ulaştılar.
Devlet onlara yetmiyordu...
Zira vazedilmiş topraklar için İsrail Devletinin sınırları yetersizdi.
Bunun için büyük bir ORTADOĞU planı hazırladır.
En az 200 yıl sürecek bir plandı bu.
Bu plana göre en satılmaya müsait kesim Ortadoğu’nun Müslüman kılıklı krallarıydı.
Örneğin; Bugün İran`la en büyük düşmanmış gibi görünen İsrail tanınmak için dönemim İran Şahı`nın başbakanı Muhammet Said`e 400 bin dolar rüşvet vermişti…
Benzer şekilde Suriye liderine, Mısır Kralı Faruk`a , Ürdün Kralı Hüseyin`e , Fas Kralına ve haritaları cetvelle çizilmiş bütün İngiliz oyuncağı Arap ülkelerine çokça rüşvet vererek onların devletlerini kontrol altına aldı, hedefi ile bugünkü ateş ve barut kokan bir Ortadoğu yaratmak ve çözüme giden her yolda kendisini anahtar kılmaktı.
Nitekim başardılar.
Bütün bu başarıların arkasında ise SÜLEYMAN TAPINAĞININ merkezi olan ABD vardı.
Zira ABD`yi keşfeden Koplomp`un tek amacı da zaten buydu.
Zaman zaman ABD yönetimi Siyonizm karşıtı siyasi liderlerin eline geçse de onların gücünü yenememiştir.
Bu liderler satın alınmış, alınamamışsa öldürülmüştür.
O İsrail oğullarının İngiliz Kralından satın aldığı Kıbrıs adasında bu günler de faaliyetleri artmış durumda.
Ortadoğu’da kaynattıkları kazanın hedefe ulaşması için Tapınak Şövalyelerinin adayı yeniden üst edinmesi şart.
Bu yüzden özelikler Rum tarafı olmak üzere çok sayıda toprak satın almaya başladılar.
İsrail Devletinin Kurucusu Theodor Herzi Kıbrıs`la ilgili düşüncelerini zamanında şu cümlelerle dile getirmişti; Kıbrıs`tan Müslümanlar gider, Rumlar iyi bir fiyata topraklarını satarlar. Atina`ya veya Girit`e göç ederler. Filistin Yahudiler için çok küçük. Bu nedenler Filistin’e yakın bir yer sağlamamamız gerekiyor. Filistin`e Kıbrıs dâhil edilmelidir”
Bugünler de KIBRIS`ta özelikle Rum tarafında Yahudilerin altığı toprakların oranına ve artışına bakarsak önümüzdeki dönem de Kıbrıs konusunda sıcak tarihlerin yaşanacağı kesinidir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerinde gizli ve kirli ellerin büyük oyunlar oynadığı bu süreçte ülkemizde doların artışının perde arkası Kıbrıs olması kuvvetle muhtemeldir.
İsrail açık açık Ortadoğu’daki kaosa Kıbrıs`ı çekmekte ve Tapınak Şövalyelerini harekete geçirmektedir.
Bizler şimdiye kadar KIBRIS denince Rum-Yunan ve Türk kavgası gördük.
Coğrafyanın diğer komşularını hep görmezlikten geldik ve Ada da özelikle RUS Yahudilerin gücünü hep göz ardı ettik.
Evet, toprakları `Tevratsal sınırlar` içinde kalan yerlerden biri de Kıbrıs’tır
Şimdi Kıbrıs`taki çözümsüzlüğe bir de bu açıdan bakın ve sorunun nereye doğru gittiğini bir analiz edin.
Kıbrıs`a tapınak şövalyeleri yeniden yerleşirken her kim ki Türk Askerinin o adada olmasından rahatsızlık duyuyorsa o Siyonizm’in uşağıdır.
Kıbrıs`ta çözümün anahtarı ise mevcut düzendir.
Yani kısaca; İki ayrı toplum, iki ayrı devletli bir yapıda KKTC`nin tanınması ve her iki tarafta da yabancılara toprak satışının yasaklanmasıdır.
Kıbrıs Tapınak şövalyelerine geri verilmeyecek kadar insanlık için değerlidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.