HEPİMİZ HOCALI`YIZ!
HEPİMİZ HOCALI`YIZ!
TARİH: 26 Şubat 1992!
Yani Ermenistan’ın yüz karası: Hocalı soykırımı!
Bilgi ve vicdan sahibi hiç kimse Hocalı soykırımını inkâr demez.
Bu yüzden bu soykırımı hiçbir Türk, hiç bir Müslüman ve hatta hiçbir İnsan asla unutamaz, unutmamalı!
Bu soykırıma değinmeden önce dilerseniz 26 Şubat`a gelene kadar Ermenilerin savunmasız, Türk Milletine karşı yaptıkları zulümleri kısaca özetleyelim;
Osmanlı artık parçalanma dönemine girmiştir ve hemen hemen her yerde bünyesinde yıllarca refah içinde yaşayan etnik unsurları ilk ihanetlerine başlamışlardır.
Ebetteki bu ihanetleri başında Ermeniler gelmektedir!
Yıl 1840!...
Henüz ortada hiçbir sebep yokken Maraş’ta, bir dağın tepesine kurulmuş bir Türk karakoluna yörede gizlice örgütlenmiş olan beşbin dolayında silahlı Ermeni bir gece ansızın gizlice basarak, dörtyüz dolayında Türk askeri ile subayının kulaklarını, burnunu keserek yavaş yavaş işkencelerle öldürdüler!...
Yıl 1870!....
Kafkasya ile Gürcistan’da silahlandırılan Ermeniler Türk Kökenli köylere saldırdılar. Buradaki sayıca Türk nüfusunun azalması o dönem başlamaktadır.
1878-1879 Yılları!..
“93 Harbi”diye nitelendirilen bu savaşlarda bölgeyi çok iyi tanıdıkları için Ruslara kılavuzluk edenler yine cephe gerisindeki Ermenilerdi ve köyleri basıp katliamları yapan yine onlardı...
Yıl 1905!..
Küçük Ergeş Beğ`in savunduğu Andican`ı tutuşturarak yirmibin Özbek Türk`ünü öldürenler yine Ermenilerdi...
1913,1915 ve sonrası Anadolu Türkü için en kanlı yıllar!
Van-Erciş-Cavuşoğlu Katliamı, Kars-Subatan Toplu Mezar Kazısı,Van-Zeve Toplu Mezar Kazısı, Erzurum-Dumlu Katliamı Iğdır Oba Köyü Katliamı gibi bir çok kanlı olay...
Azerbaycan Katliamları!
31 Mart 1918, Azerbaycan tarihine siyah harflerle yazıldı. 31 Mart'ta başlayarak, 3 gün boyunca devam eden katliamda 15 bin Azerbaycan Türkü öldürüldü.
Bu tür katliamlara örnek vermek çoktur, Türklere karşı yapılan bu katliamlar Osmanlı`nın parçalanması döneminde her bölgede, her toprak parçasında olmuştur.
Nihayetinde koskoca devlet yine bir avuç Anadolu’ya ve onun yiğit insanlarına kalmıştır.
Ve 26 Şubat 1992 yani Hocalı Soykırımı!
Yani Türklere karşı soykırımın 21. yüzyılda yeniden tekerrür ettiği yer HOCALI!
Azerbaycan Türklerine karşı yapılan bizim yaşımız ve bizden büyükler için iyice bilinmektedir.
Ama yaşları 20`ye ulaşmış gençler için kısaca özetleyeyim:
26 Şubat Hocalı soykırımında 613 kişiye vahşice kıyıldı. 1000 kişi aldıkları gülle yaralarından sakatlandı. 106 kadın, 63 çocuk, 70 yaşlı insan öldürüldü. 8 aile tamamen mahvedildi, 25 çocuk her iki ebeveynini, 130 çocuk ise ebeveynlerinden birini kaybetti. Facia baş verdiği gece 1275 kişi esir alındı. 150'sinin talihi hâlâ belli değil. Ve bütün bunlar bir gecede yapılmıştı.
Bu sadece Dağlık Karabağ savaşları dediğimiz bölgenin bir bölümü. O dönem yapılan savaşlar ve soykırımlardan sonra Dağlık Karabağ’da artık hiç Azerbaycanlı yaşamıyor. Savaşın neden olduğu toplam ölü sayısı 30 bin insan.
Savaş nedeniyle Azerbaycan’ın uğradığı maddi zarar ise 22 milyar doları bulmuştur.
Ve tüm bu olanlara medeni dediğimiz dünya sessiz ve çifte standartla mağdurun değil zalimin tarafını tutmaktadır. Hadi geçmiş tarihleri unuttuk, ozaman teknoloji bu kadar iyi değildi, herkes kendi cephesinden bakarak haklılığını ispata kalkıyor diyelim ve buna inanalım…
Ama Hocalı öyle yakındır ki, öyle sıcaktır ki ve Hocalı`daki haklılığımız bizzat çifte standardı uygulayan devletlerin arşivlerinde saklıdır.
Ama bir türlü HOCALI SOYKIRMI`nın tanımayı bırakın kınamamaktadırlar.
BM` ise bu işe hep sessiz kaldı.
Oysa Bakınız BM`nin Soykırım Sözleşmesi’ne kısaca şöyledir;
“Madde 2. Bu Sözleşme bakımından, ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden her hangi biri, soykırım suçunu oluşturur.
a) Gruba mensup olanların öldürülmesi;
b) Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi;
c) Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak, yaşam şartlarını kasten değiştirmek;
d) Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak;
e) Gruba mensup çocukları zorla bir başka gruba nakletmek.`` demektedir.
Hocalı’da yaşanan katliam, bu maddede anlatılan fiiller değil mi?
Buna soykırım demeyecek, vicdan sahibi bir Allah’ın kulu çıkabilir mi?
Tabii insan haklarının, demokrasinin, özgürlüklerin ve hukukun havariliğini yapan haçlılar hariç.
Zira bunlar mazlum Azerbaycan’ı değil, soykırımcı Ermenistan’ı destekliyorlar..
Utanç verici bu manzara, insanlığın da temel sorunu değil mi?
Sözleşmeyi okumaya devam edelim.
“Madde 3. Aşağıdaki eylemler cezalandırılır:
a) Soykırımda bulunmak;
b) Soykırımda bulunulması için işbirliği yapmak;
e) Soykırıma iştirak etmek.
6. Maddesi ne diyor? “Soykırım fiilini veya Üçüncü maddede belirtilen fiillerden birini işlediğine dair hakkında suç isnadı bulunan kimseler, suçun işlendiği ülkedeki Devletin yetkili bir mahkemesi, veya.... Uluslararası bir ceza mahkemesi tarafından yargılanır.”
Peki bu maddelere göre, soykırım yapanlar belli şu an ve Ermenistan’da devlet yönetiyor!
İşbirlikçiler de, iştirakçiler de belli, Minsk Grubu’nun eş başkanı olmuş durumda!
İyi de nerede o dilinizden düşürmediğiniz ADALET?
Tüm bu acı gerçekler ortada iken bize düşen tek görev bırakıyorsunuz `kanla verilen yer, kanla geri alınır` deyip gerekeni yapacağız.
Haa… şunu da iyi bilmelisiniz ki, Azerbaycan devleti bunu yapacak kuvvet ve kudrettedir.
Bu gücü bilen Azerbaycan devleti bir sabır ve merhamet uyarısı olarak sürekli `Biz topraklarımızı istediğimiz zaman azat edebilecek güce sahibiz, yalnız bunu sulhle yapmak istiyoruz` diyerek bir kez daha herkesi Türk Milletinin büyüklüğünü anlamaya çağırmıştır.
İnanın bana şu anki Azerbaycan`ın ekonomik ve askeri gücüne Ermenistan sahip olsaydı yeniden soykırımlar yapardı.
Evet insani olarak sabrediyoruz, bu taviz olarak algılanıyor.
Ve unutmamak gerekir taviz vermek insanı ilişkiler için bir erdem sayılabilir ama devlet ve millet için bir utançtır.
Hele hele haksız hukuksuz topraklarınız işgal olmuşsa ayrıca bu utancınıza ağır bir yaradır.
Bu yaradan artık en kısa zamanda kurtulmak gerekir.
Yukarıda sıraladığımız Ermenilerin ihanetleri maalesef günümüzde de bitmemiştir.
Yanı başımızda HOCALI SOYKIRIMI bu kadar sıcakken Türkiye`de `HEPİMİZ ERMENİYİZ` diye ortalığa çıkıp çığırtkanlık yapanlar buna örnektir.
Biz de onlar inat haykırıyoruz; `HEPİMİZ HOCALI, HEPİMİZ TÜRKÜZ`
Ve artık bu kadar sabrın sonunda şu kesinleşmektedir ki; Kanla verilenler asla kansız geri alınamayacaktır!...
Ve sanırım ogün de çok yakındır.
Selçuk Düzgün- Bakü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.