HEPİMİZ ALAMANIZ VE FAKAT BU DURUMUMUZA FIRANSIZIZ!

Almanya'da iktidardaki Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ile muhalefetteki Yeşiller'in '1915-1916 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermenilere ve diğer Hristiyan azınlıklara uygulanan soykırımın hatırlanması ve anılması' başlıklı karar tasarısı, Federal Meclis'te onaylandı.

Sonra ne mi oldu?

Her zaman ki gibi Türkiye  ayağa kalktı!

Başladı sloganlar “Almanlar kendi işine baksın, biz de onların soykırımlarınl anlatalım, Yahudileri fırınlarda yakanlar soykırımdan bahsedemez....vs”

Şimdi herkes bir örnek vererek Almanların nasıl soykırımcı olacağını anlatacak, niye bunu bize yaptınız diye lanet okuyacak...

Haa ben bu satırları yazarken bunlar henüz olmamıştı, aam olmasını tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok...

Ozaman bir  soykırım örneğide benden gelsin, kervandan uzak kalmalayım;

Almanlar, Güneybatı Afrika’da (Namibya), 1904-1907 yılları arasında yerli Hererolara ve Namalara karşı inanılmaz yöntemlerle büyük bir soykırıma başladılarlar bunun üzerine tarihinde Hererolar halkı, Alman sömürge idaresine karşı hayatlarını korumak adına isyan ederler …

Alman General Lothar von Trotha Ekim 1904'te de 14,000 askerle bölgeye gönderildi. General bölgeye gelir gelmez yerli halka yönelik şu mektubu kaleme alır:

“Ben, Alman kuvettlerinin muzaffer komutanı, bu mektubu Herero halkına gönderdim... Bilesiniz ki tüm Hererolar burayı terk edecektir. Alman sınırları içinde bulunacak silahlı ya da silahsız her Herero, bir hayvanla beraber olsun olmasın, vurularak öldürülecektir. Şu andan itibaren karınızı ya da çocuğunuzu da bu topraklarda istemiyoruz. Onları da ya süreceğim ya da vuracağım. Hererolarla ilgili kararım budur.”

Bu karardan sonra, Almanlar üstün ateş gücüyle yerli halkı yenerek aileleriyle birlikte çöllere sürdü. Sonra bölgedeki bir başka halk olan Namalar da isyan ettiler. Almanlar onlara da aynı şekilde davranarak 65,000 Herero'yu başka bir değişle toplam nüfuslarının %80’iini ve 10,000 Nama'yı yani toplam nüfuslarının yarısını yok ettiler.

Almanların gerçekleştirdiği soykırımda en çok kullanılan yöntem ise halkı çöle sürüp orada susuzluktan ya da önceden zehirlenmiş içme suları ile öldürmekti.

BM'nin 1985 yılında yayınladığı raporda, Almanların Herero ve Namalara Guney-Batı Afrika ya da şimdiki adıyla Namibya'da gerçekleşen bu olayları 20 yy.'da gerçekleştirilen ilk soykırım hareketi olarak değerlendirilmiştir.

Bunu ülkemizde kaç kişi bilmektedir?

Evet şimdi ne mi olacak muhtemelen Alman mallarını boykot gösterileri başlayacak…

“Boykot” diyerek Fransızca başladığımız tepkimizle asıp keseceğiz…

Oysa kimse farkında olmayacak ki, böyle bir şansımız dahi yok.

Biz Almanlara esiriz.

Nasıl mı?

Üretim sanayilerinin ürünleri ile.

İsterseniz sadece bizi esir alan birkaç alman markası vereyim bakalım “boykot” edebilecek miyiz…

Mercedes, BMW, Audi , VW, Adidas ,  Puma , Grundig , Porsche ,Siemens ,AEG ,Bosch ,Siemens, Profilo …

Üstelik sadece bunlar bilinenler.

Siz esareti sadece askeri işgal mi sandınız?

Hadi buyurun boykotu buradan yakın

Üstelik aynı Almanya bu teknolojilerini bile yaptıkları soykırımlarına borçludurlar.

Bu arada oradaki 11 “TÜRK” vekilin tasarıya evet demesini hiç yadırgamadım.

Biz evimizin karşısındaki komşumuzu bile ötekileştirirken, Alman`ın 11 Türk`e imza attıracak kadar asimile edebilmesine şaşmamalı.

Biliyor musunuz yukarıdaki markaların ülkemizdeki satış ve kullanım oranına bakarsak aslında hepimiz Almanız, sadece bunun farkında değiliz.

Uzun lafın kısası soykırım kabul etmek, reddetmek, o soykırımla başka ülkeleri tahakküm altına almak bir güç meselesidir.

Almanya oldum olası bizlerin hücrelerimize kadar girmiş güçlü bir virüstür.

Ve hiçbir virüs  milli olmadan, özüne dönmeden temizlenemez.

Evet görünen o ki aslında HEPİMİZ ALAMANIZ VE FAKAT BU DURUMUMUZA  FIRANSIZIZ!

Sorun sizce kim de ?