Güçlü Erdoğan Güçlü Türkiye
Dünya korona virüs ateşiyle yanıp kavrulmakta…
İster üretilmiş ister doğal yollarla olsun bu virüs tüm dünyanın düzenini değiştirdi. Bir çağı kapatıp yeni bir çağı açtı. Gücün sadece parayla elde edileceğini düşünen küresel ailelerin artık sonu geldi. Virüsle olan savaşı güçlü ve birlikteliği yüksek devletler kazanacaklar. Yani krallar değil milletler bu mücadeleden güçlü çıkacaklar.
Virüs, özellikle ekonomisi güçlü olan çoğu ülkeyi hazırlıksız yakaladı. Öyle ki ekonomimiz öyle güçlü böyle güçlü diye attıklarını sağlık sektöründe ki savrulmalarından anladık. Kaos her yerlerini sarmış durumda…
Son yüzyılda virüs sayesinde belki de ilk defa gelişmiş ülkeler ve zengin insanlar arasında ki fark da eşitlenmiş durumda…
Yani Uygur Türklerini zindana hapsedip zulmeden Çin’le,
Filistinlileri zindana hapsedip zulmeden İsrail gibi çoğu ülke ve insan arasında ki özgürlük farkı eşitlendi. Virüs:
“Senin silahın var.”
“Sen daha güçlüsün seni öldürmüyorum!” demiyor.
“Paran pulun işe yaramaz ben sana gelmeyeyim evinde otur!” diyor.
Doğduğu topraklar gibi sosyalist bir virüs olan koronanın, bulaşması bir yana bulaştığının düşünülmesi dahi insan zihnini uzun süre işgal ederek bitirebilir. Öyle güçlü bir virüs ki zengin ve fakir arasında genelde mezarda kapanan sosyal statü farkını dahi kısa sürede kapattı.
Ülkeler virüse karşı yüksek miktarda ekonomik paket açıkladılar. Fakat nedense açıklanan rakamlardan başka bir şey görmedik. Vatandaşlarına zırnık koklattıkları yok. Bu süreç bize onlar hakkında şunu da gösterdi…
Övdükleri ve her fırsatta içimizde ki yabancılara övdürdükleri medeniyetlerinin bizim medeniyetimizin insanlığı karşısında ne kadar boş olduğunu gördük.
Tuvalet kâğıtları için birbirlerine girişlerini, marketleri yağmalamalarını, yaşlıları ölüme terk edişlerini, sağlık sigortası olmayanların tedavi edilmeyeceğini, başka bir ülkenin sağlık malzemelerine çöküşleri gibi birçok şeyi de bize gösterdiler. En önemlisi de kendi medeniyetlerini katledişlerini defalarca bize izlettiler.
Başka şeyler de gördük bu süreç de kendimizle alakalı…
Ülkemizde nefes alan fakat verirken zehir kusanların bu zor dönemde ülkeleri hakkında söyledikleri ise gerçekten çok acınanlıydı. Başka hiçbir ülkede bulamazsınız bu tipleri sağcısının da solcusunun da söylemleri gerçekten bu topraklara özgüdür…
Hastanelerin yetmeyeceği, kaos oluşacağı, hazırlıksız yakalandığımızı, ekonominin çökeceği, sürecin iyi yönetilemeyeceği gibi birçok şeyi bunlardan duyduk. Allaha şükür bunların söylediklerinin hiç biri gerçekleşmedi.
Kim ne derse desin. Virüs salgınını dünya da en iyi yönetenlerden biri ve kendi kendine yeten nadir ülkelerden biriyiz.
Biz bize yettiğimiz gibi birçok ülkeye Cumhurbaşkanlığı logosuyla Mevlana’nın sözlerini içeren yardım kolilerimizi gönderiyoruz. Ne kadar büyük ve güçlü bir devlet olduğumuzu bütün dünyaya gösterdik.
Virüse karşı mücadelede dünya ile farkımızı gösteren bazı uygulamalarımızdan da bahsetmek gerekir.
- Ülkemizde virüs tedavisi tamamen ücretsiz.
Yurtdışında çoğu ülkede paranız yoksa virüsten ölebilirsiniz!
- İhtiyacı olan ailelere 1000 TL ekonomik yardım edildi.
Yurtdışında çoğu ülke bırakın para vermeyi kuru ekmek dahi vermez!
- Vefa Sosyal Destek gruplarıyla ihtiyaç sahibi herkese ulaşıldı.
Yurtdışında en son 80 yaşında ki teyzeye market alışverişi için belediye maaşı kadar hesap çıkarttı!
- Bedava Maske dağıtımlarına başlandı.
Yurtdışında çoğu ülke sağlık personeline dahi maske veremiyor!
- Meslek Liseleri sağlık sektörünün ihtiyaçları için seri üretime geçti.
Yurtdışında çoğu ülke de okullarda üretim yok!
Bu ve buna benzer birçok şey Erdoğan liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti Devletinde gerçekleşti. İnşallah virüsle mücadelede de çok başarılı olacağız. Süreçten güçlü bir ülke olarak çıkarak yeni dönemde yıldız olacağız.
Biz bize yeteriz Türkiye’m…
Saygılarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.