Görünmüyor ama kokuyor!
Eski köy evlerinin altı ahır olurdu. Ev ahşaptan yapıldığı için ahırın kokusu eve de sinerdi. Ahırda yaşayan hayvanların ısısı kış aylarında evin ısınmasına katkı sağlardı. Evin altı ahır olan ahşap bir eve gelin olan bir kız, ilk günlerde kokudan rahatsız olup sık sık temizlik yaparmış. Neredeyse her gün evi silip süpürüyormuş ki ev ahırdan gelen pis kokudan kurtulsun diye. Zaman içerisinde burnu o kokuya alışınca gelen misafirlere ‘İlk geldiğim günlerde bu evde kokudan durulamıyordu. Sayemde koku bitti’ dermiş. Koku aynı koku olsa da burnu o kötü kokuya alıştığı için evin eskisi gibi pis kokmadığını iddia edermiş çevresine.
Hanefi Avcı’nın yazdığı ‘Haliçte Yaşayan Simonlar’ kitabının konusu da devlet içinde devlet olmaya çalışan FETÖ ekibinin kendi pisliklerini göremeyecek kadar körleştiklerini anlatıyordu. Kendi grubunun, cemaatinin menfaati için her türlü pisliği yapan, iftira atmaktan çekinmeyen FETÖ ekibinin, pis kokuya duyarsız hale geldiğini anlatıyordu. 2010 yılında yayınlanan kitabın tanıtım yazısı, birkaç yıl sonra tüm Türkiye’nin konuştuğu meseleler hakkında bilgi veriyordu.
'Çeşitli kurumlarına nüfuz etmiş cemaat yapısının son zamanlarda meydana gelen olaylardaki (özel yetkili mahkemelerin sürdürdüğü tahkikatlardan, telefon dinlemelerine, vs.) rolünü ortaya koyuyor. Cemaatin polis, ordu, MİT, jandarma, yargı ve diğer devlet kurumları içerisinde ayrı bir hiyerarşik örgütleme kurarak ve bu teşkilatların sistemlerini bozarak çalışmalarını engellediğinden, üstüne üstlük bu teşkilatların personeli arasında ayrım, güvensizlik ve düşmanlık yaratarak kurumları içerden ve tamir olunmaz biçimde yaraladığından bahsediyor. Bugün özellikle özel yetkili mahkemelerce yürütülen tahkikatların, arka planda cemaatin talimatı ile Emniyet İstihbarat Şubesindeki unsurları ve cemaate bağlı savcılar desteği ve zorlaması ile yürütüldüğüne, yürütülürken hukuksuz işlemlerin yapıldığına dair ciddi emareler olduğunu iddia ediyor.'
Güç Şımarıklığı
FETÖ ekibi güç şımarıklığı ile yok olup gitti. Elinde halen güç olan cemaat ve tarikatlar bu güç şımarıklığı ile tüm pisliklerini halı altına süpürmeye devam ediyor. Mesela genç bir İslamcı yazar intihar ediyor. Ancak ellerindeki gücü kullanarak bu intiharı beyin kanaması diye duyuruyorlar. Sanki dindar insanların özel hayatlarında problem yokmuş gibi gösterme çabasına giriyorlar. Dindarların özel hayatlarındaki problemleri halının altına süpürerek özel hayatlarında problemler yaşayan dindarların krizlerini, bunalımlarını yok edemezseniz. Halı altına süpürdüğünüz problemler büyüyerek üzerinize gelecektir.
Aldığı Viagra yüzünden otel odasında ölen ‘Hoca Efendi’ için beyin kanamasından öldü, kalp krizi geçirdi diye haber yaptırıp gerçeğin üzerini örtebilirsiniz. Siyasi gücünüz buna yetiyor olabilir. Ancak devletin, emniyetin kayıtlarında olayın aslı ve fotoğrafları duruyor. Yarın birileri o fotoğrafları piyasaya sürerse rezil olmaktan kurtulamazsınız. Hata yapan hocalarınızın hatalarını gizlemek, evin tüm pisliklerini halının altına süpürmek gibidir.
Kuran kurslarında veya öğrenci yurtlarında yaşanan şiddeti saklamak sorunları çözmediği gibi daha çok büyümesine sebep olur. Kol kırılsın ama yen içinde kalsın derseniz tüm bedeni riske atarsınız. Kuran kurslarında şiddetin olması, eğitim ve denetim eksikliğini gösterir. Eğitilemeyen personelin görevine son vermek yerine sorunların üzerini örtmek, kanser hastasının ağrısını dindirir ama iyileştirmez.
Aynı ortamlarda yaşanan cinsel istismarlardan ders almamak, buna çözüm üretmeye çalışmamak, çocukları veya aileleri tehdit ederek pisliği halının altına süpürmek ortamın leş gibi kokmasını engellemiyor. Benzer olayların kız öğrencilerin kaldığı kurs veya yurtlarda yaşandığını birçok insan biliyor ama susuyor. Bu mesele bir namus meselesi ise bu olaylara susmak en büyük namussuzluktur.
Mahallemize veya karşı mahalleye rezil olmayalım diye sustuklarınız yüzünden mahalle lağım gibi kokmaya başladı. Bu kokuya alışanlar ve bu kokudan geçinenler dışında kimse kalmayacak mahallede.
Birisi bu halıyı kaldırıp altını da temizlemeli.
Sait Çamlıca
Eğitimci-Yazar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.