Fırtına Operasyonu!

-Türkiye AB-ABD ile vazgeçilmez müttefiklik ilişkisi kurdu, döndü “ ben ne dersem o “ demeye başladı…

-Rusya ile asrın ilişkisini kurdu, döndü Rusya`nın uçağını düşürdü, asrın krizini yaşıyor…

-PKK ile masaya oturdu, döndü PKK`nın bütün unsurlarını yok etmeye başladı…

Bu ve bunun gibi birçok ilginç olayı bugünlerde sıcağı sıcağına yaşıyoruz.

Bu durum kimilerine göre intihar, bana göre ise artık dünya sahnesine çıkma göstergeleridir.

1923`de kurulan Türkiye, kurulduğu günden itibaren zaman kazanma politikası ile dönemsel ilişkilere girmiş fakat iş bölgesel tehdide gelince tavrını, tepkisini çok net ortaya koyan ülkedir.

Örneğin;  Kıbrıs çıkartması.

Bu tavırların ortaya koyulması için iktidarda kimin olduğunun önemi yoktur.

Gelin biraz AB-ABD-RUSYA ile olan ilişkilerde son noktalarımıza değinelim;

-ABD dedi ki; PYD terör örgütü değildir, zamanında PYD liderini İstanbul`da ağırlayan Türkiye şimdi tüm mevzilerini vuruyor…

Yani diyor ki; Müttefiklikte bir noktaya kadar, bu bölgedeki hayalleriniz 1923`de sona erdi ve bu bölgede ikinci Kandil`e geçit yok.

-AB dedi ki; göçmen sorununda size para gönderelim, Türkiye dedi ki, biz bu sorunun kendi şartlarımızda çözeriz…

Yani diyor ki; bu sorun bir insanlık sorunu, oda zaten sizde yok. Sizin bu bölgedeki insanlığınızız biz 1923`de son koyduk.

-Rusya yaralı aslanı oynuyor, şimdi de Kars-Moskova anlaşmalarının iptalini istiyor…

Bu konuyu ilk gündeme getirenlerden biri Rusya'da Ermenilerin kontrolündeki Regnum ajansı.

Getirenlerin amacı Rus-Türk daha derin ve düzelmez krize sürüklemektir.

Neyi hedefliyor bu akbaba zihniyetli ermeni lobisi?

Büyük Kürdistan,  büyük Ermenistan yolunda iki ülke kavgasında Rusya`yı kullanmak.

Tutar mı?

Tutarsa tutsun, tutmasa tutmasın.

Daha öncede birçok şekilde bunu denediler, en son 1923`de cevaplarını aldılar.

-Bir de Akdeniz de gizli gizli ilerleyen bir Kıbrıs Sorunumuz var…

“Ha oldu, ha olacak Kıbrıs`ta çözümü yaklaşıldı” gibi tartışmalar sürerken Türkiye birden Kıbrıs`a su taşıdı.

Bunun manası ne?

1974’te Türkiye Kıbrıs’a asker getirdi ama asker gider, Türkiye de gider diyenlere Türkiye adada sonsuza kadar kalıcılığının mesajını vermiştir.

AB-ABD-RUSYA veya onların maşaları PKK-PYD-YPG –DEAŞ vs…

Bugün ki bu topyekûn koalisyonun tek amacı var; 100 yıl öncesinin hesaplaşmasına devam etmek.

Dünya'nın kaç kutuplu olduğunu tartışmanın yerine tüm kutupların tek parça halinde Türkiye karşısında olduğunu görmek için uzman olmaya gerek yok.

100 yıl önce bunların hayallerini yıkan 1923`ün mucizesin Türkiye Cumhuriyet`i ile hesaplaşmaları var.

Ve artık Türkiye yüzlerce yıllık bölgede kapitalizmin planlarını hiçe sayıyor ve ölmedik diyor.

“Bizim de hayallerimiz var” diyor.

Kimse umutsuzluğa kapılmasın, Türkiye onu oluşturan ana unsuru Türk milleti ve bölgedeki jeopolitik gücünden dolayı, yeni yüzyıla damgasını vuracak tek ülkedir.

Ama 1923`den bugüne kadar yürüttüğü “zaman kazanma” politikasına bir süre deha devam etmelidir.

Bunun için “ Bölgesel Güç “ anlayışından ziyade stratejik önemini iyi kullanmalıdır.

Türkiye Stratejik hamlelerini iyi kullanır ve Jeopolitik konumundan iyi faydalanırsa işte ozaman bölgesel güç olacaktır.

Ve Fırtına operasyonu ile Türkiye Bölgesel güç olama yolunda ilk sinyallerini vermiştir.

Allah Utandırmasın.