ERKEN SEÇİM OLUR MU?
Türkiye son haftalarda yeniden erken seçimi konuşmaya başladı…
Önce CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Bahçeli’ye “AKP’yi erken seçime ikna etmesi” için yaptığı çağrı ile başlayan tartışmalara Bahçeli’nin cevabı, AKP Grup Başkanvekillerinin yanıtları ve en sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Seçimler zamanında yapılacak” yanıtları ile tartışma devam etti.
AKP ve MHP cephesi her ne kadar “Seçim zamanında yapılacak” dese de bu gerçekten mümkün mü? erken seçim olmadan bu iktidarın 2023 Haziran’ını görmesi gerçekçi bir ihtimal mi oldukça tartışmalı bir durum…
***
Türk siyasi tarihinde “Anketi” en sık ve en doğru biçimde kullanan, politikalarını, söylemlerini halkın nabzını tuttuğu anketlere göre pek çok kez revize eden parti hiç şüphesiz AKP…
Erken seçim için belirleyici olacak nokta tam da bu… Zira AKP için gelecek 3-4 ay içerisinde yaptıracağı anketlerden çıkacak sonuçlar erken seçim kararı alıp almaması noktasında belirleyici rol oynayacak.
***
Şu an için görünen tablo AKP’nin yerel seçimlerden bu yana oylarındaki erimeyi bir türlü durduramamış olduğu şeklinde.
AKP pek çok suni gündem maddesi yaratıp, pek çok hamle yapmış olsa da oylarındaki düşüşü engelleyemiyor. AKP’nin şu an için tek şansı ise kendisinin oyları düşerken muhalefetin oylarının da yükselmiyor oluşu.
Ancak şöyle bir gerçeklik var; AKP şu an itibariyle dahi %51’i Cumhur İttifakı’ndaki ortağı MHP ile birlikte görmekte zorlanıyor.
Önümüzdeki aylarda bu kan kaybı devam eder, AKP oylarındaki düşüşü engelleyemez ise ve buna rağmen erken seçim yapmamakta ısrar edip seçime zamanında giderse, sandık geldiği anda bugünden de zayıf bir şekilde seçime girecek ve yenilgisi kaçınılmaz olacaktır.
Bugünkü oy oranları ile iktidarını koruması için “Bir ihtimali olan” AKP’nin oylarındaki düşüşü engelleyememesi halinde zamanında gireceği bir seçimde o “Bir ihtimali” de olmayacaktır.
Zira bugün %35’ler bandına kadar gerileyen ve oyları düşmeye devam eden AKP’de oy kaybı bu şekilde devam ederse, 2023’te yani zamanında yapılacak bir seçimde oylarının %26-28 bandına kadar inmesi muhtemeldir ki bu oy oranı da AKP için her şeyin sonu manasına gelecektir.
Keza bugün daha sahaya inmeden her biri %1,5-%2 bandına ulaşan ve bu oyları AKP tabanından alan GELECEK ve DEVA PARTİ’leri seçim 2023’e kalırsa AKP’den kopacak oyları almaya devam edecek ve daha da güçleneceklerdir. %1’in dahi hayati önemi olan yeni sistemde GELECEK ve DEVA PARTİSİ’nin %2’şer oy artışı dahi AKP için “BEKA SORUNU” oluşturma potansiyeline sahiptir.
Öte yandan ekonomide yaşanan daralma ve derinleşen krizin AKP’nin özellikle şehirli seçmeninde ciddi bir kopuşa yol açması çok ciddi bir ihtimaldir.
Yine “AKP giderse aldığımız sosyal yardımlar kesilir” düşüncesi ile AKP’ye istemeyerek de olsa oy veren ciddi bir seçmen kitlesi mevcuttu. Ve bu seçmen kitlesi CHP’li belediyelerin seçimleri kazanmasından sonra sosyal yardımları arttırarak devam ettirmesi ile bu psikolojiden sıyrılmış durumdalar ve yardımlarının AKP olmadığı zaman da kesilmediğini gördüler. Bu önemli seçmen kitlesinden de artık AKP’ye oy vermeyecek önemli bir yüzdelik dilim olacaktır.
***
İşte tüm bu tabloyu topladığınızda AKP’nin ekonomik krizi de çözemediği bir ortamda 3-4 ay içerisinde hızla devam eden oy kaybını durduramadığını anketlerde görmesi halinde erken seçime gitmeyi kendisi açısından en doğru politik hamle olarak göreceği açıktır.
Lakin bu 3-4 aylık süre işte tam da bunun için önemlidir.
Zira AKP bu süreçte oy kaybını durdurmak için kendisine kırgın, küskün olup tam da partiden ayrılmak üzere olan yahut AKP’den kopan ama başka bir yere kanalize olmamış seçmenleri yeniden güçlü biçimde arkasında “Bu durumda her şeye rağmen AKP’nin arkasında durmak lazım” dedirtecek bir hamle yapacaktır.
Şu an için AKP’nin ekonomik bir “Vaad” hamlesi yapması mümkün değildir. AKP’nin “Çılgın projeleri” ise seçmen nezdinde yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeni ile hiçbir anlam ifade etmemektedir.
O nedenle AKP’nin yapacağı bu hamlenin “Milliyetçi dalgayı yükseltecek “ bir hamle olması muhtemeldir. Bu bağlamda HDP’yi “Şeytanlaştırma” stratejisi bu hamlenin temel kolonu olacak, böylece hem milliyetçi dalga yükseltilecek hem de HDP üzerinden MİLLET İTTİFAKI’nın dağılması yahut zor durumda bırakılması en iyi ihtimalle “Dışarıdan HDP’nin desteğini alan bir ittifak olarak” halkın Millet İttifakı’na yönelişinin önüne geçilmesi sağlanmaya çalışılarak bir taşla bir çok kuş vurulmaya çalışılacaktır.
AKP için “Milliyetçi dalganın yükseltileceği” stratejideki en önemli bir diğer ayak ise dış politika olacaktır.
AKP dış politikada çatışmacı ve sert dilinin dozajını daha da yükseltecek, kendisine oy kazanımı olarak döneceğini düşündüğü en ufak gelişmede bir başka yabancı ülke ile gerilim oluşturma stratejisi izleyecek, böylece içeride yükselecek milliyetçi dalganın kendi arkasında konsolide olmasını ve diğer taraftan hızla baraj altı kalma tehlikesi yaşayan MHP’nin de yükselen bu milliyetçi dalga ile oylarını toparlayarak yeniden en azından barajı aşabilecek seviyeye çıkartmasını sağlamayı hedefleyecektir.
O nedenle önümüzdeki 3-4 ay ve AKP kurmayları ile tabii ki Erdoğan’ın masasına konulacak anketler son derece belirleyici olacaktır.
AKP’nin yol haritası da bu şekilde çizilecektir.
Ve bu yol haritasında AKP’nin kendisini adım adım adım yok oluşa götüren %50+1 sisteminden kurtulmak isteyeceğini de, dar yahut daraltılmış bölge sistemi ile azalan oylarına rağmen muhalefeti yine de berteraf etmek için seçim sistemi üzerinde değişiklik için çalışmalarını hızlandıracağına da önümüzdeki günlerde şahit olacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.