DOLMABAHÇE MÜTABAKATI!
O günleri iyi hatırlıyorum!...
O meşhur “çözüm planı” safsatası sürerken pkk’nın uzantısı HDP, İmralı ve Kandil ile görüşmelerden sonra hükümetle 10 maddelik “Dolmabahçe Mutabakatı” adı altında bir anlaşmaya vardıklarını hem de hükümetin yetkili bakanları ile ortak bir toplantıda kamuoyuna duyurmuşlardı…
Sadece “konu başlıkları” gibi anlatılan ve içeriğinde ne olduğu belli olmayan bu mutabakatı zafer kazanmış bir komutan gibi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, televizyona çıkarak gazeteci Cüneyt Özdemir’e tek tek açıklıyordu…
Herkes bir şaşkınlık içinde “ne oluyor? “ diye düşünürken Türk Devlet yapının bilen benim gibi insanlar “bu taktik savaşında kim kazanacak? Bu hileden kim sağlam çıkacak? ” diye merak ediyorlardı…
***
Zafer kazanmanın tek yolu girdiğin savaşı kazanmaktır.
Savaşı kazanmanın yolu sadece güçlü, yiğit olmaktan geçmiyor o savaşın taktiklerini veya daha net bir tanımla hilelerini bilmekten geçiyor.
Buradaki savaş hilesini bireysel hayat olarak sakın değerlendirip `yiğitlik, delikanlılık` kavramları üzerinden düşünmeyin, buradaki savaş devletlerin verdiği savaşı anlatmaktadır.
Dolayısı ile; Milletlerarası mücadelede verilen savaşlar da `hile` taktiğini kullanmak bir insani tavır değil, devletin bekası meselesidir.
Savaş Hilelerini genelde iki ordu medya gelince birbirlerine karşı uyguladıkları kazanma taktikleri olarak değerlendirmeyin.
Ordu savaşları işin en son noktasıdır.
Mesele savaşa gitmeden, hedefe ulaşmaktır.
Dolayısıyla, Savaş Hileleri 'ni ordular dışında devlet yönetimin her alanından kullanılmaktadır.
Ve Devlet cephe arkası savaşını onu yönetenler aracılığı ile yapar.
Bir bakıma devletin sözü onu idare edenlerin sözleri ile doğru orantıdadır.
Dolayısı ile Devlet`i yöneten insanların bugün söyledikleri ile yarın söyleyecekleri tam ters kavramlar olabilir.
Evet Cumhurbaşkanı Erdoğan “ Ne mutabakatı kardeşim, yok öyle bir şey” diyerek hem çözüm planına, hem o planın şer mutabakatına son noktayı koymuştur.
İşte bu bilgiler ışığında Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın bazı tepkilerini, reddedişlerini, gelgitlerini değerlendirmekte fayda var.
Ülkemizde 30 yılı aşkındır süren PKK ve TSK arasındaki "savaş"ı, pkk`nın meclisteki uzantıları ile olan ilişkileri, dahası Ortadoğu ülkeleri ile ABD arasında var olan ilişkileri Savaş Hileleri açısından değerlendirmenin yararlı olacağını düşünüyorum.
Bu açıdan evet Cumhurbaşkanımızın dediği “ DOLMABAHÇE MUTABAKATI YOKTUR” çıkışını sonuna kadar destekliyorum.
Haa diyebilirsiniz ki, “ya bu mutabakatı bunlar yapmadı mı?” Neden şimdi reddedişine destek veriyorsun.
Ben de diyorum ki, “Ogün ben bu mutabakatı yapanlara şiddetle karşı idim, bugün o mutabakatı yapanlar şiddetle kendi süreçlerine karşılar…”
Adamlara, “niye benim gibi düşünmeye başladınız? “ mı diyeyim.
Bu süreçte pkk`lılar mı, devlet mi hile yaparak süreci yürüttü, yoksa hükümet mi cehaletinden bu süreci yürüttü izleyip göreceğiz, ama şu an geldiğimiz noktada “yürü be cumhurbaşkanı, arkandayız…” diyoruz…
Bu arada bir şeyin altınlıda bir öngörü olarak mutlaka çizmem lazım; Eğer o süreçler bir devlet aklı değildiyse, bir gün o süreçlerinde de hesabı muhataplarından mutlak sorulacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.