Dünyamızda 7 kıta ve 200'den fazla olmasına rağmen bu ülkeleri dünyamızdaki rolleri bakımından kabaca beş türe ayırabiliriz.

1-Gelişmiş, tasarruf fazlası üretmiş, bunları dünyanın her yerine sermaye olarak ihraç edenler. ABD, Çin, Japonya, Almanya gibi AB ülkeleri.

2- Doğal kaynağa dayalı ekonomileri sayesinde tasarruf fazlası üretmiş olanlar. Rusya, Norveç, Körfez ülkeleri gibi.

3- Bazı alanlarda açık, bazı alanlarda fazla üreten, dengeyi bulması gereken ülkeler. Brezilya, G.Afrika gibi...

4- Tasarruf açığı olan, aynı zamanda doğal kaynağı olmadığı için yapısal açığı olan, bu nedenle sermaye hareketlerine bağlı ülkeler... Türkiye, Hindistan gibi..

5- Yoksul ülkeler: Afrika, Latin Amerika, Asya’nın bir bölümü gibi. Bu ülke türlerine farklıları elbette eklenebilir, ancak kabaca böyle bakabiliriz.

Bu ülkelerin arasındaki ilişkileri şekillendiren, genellikle ekonomi. Birinin diğerine tahakkümü, diğerinin de bundan sıyrılma çabası olarak işliyor. Ekonomi dediğimiz iki şekilde yürüyor işte bu yürütmeye biz dış güçlerin etkisi diyoruz.

İlk iki sıradaki ülkeler, diğerlerine ellerindeki kaynağın fazlasını aktararak getiri elde etmek istiyor. Lakin, bunu sadece parayı verdim, karşılığında şu kadar getiri elde ettim diye yapmıyor. Aynı zamanda verdiği bu parayı karşısındaki devletin davranışlarını değiştirebileceği bir silah olarak da kullanmayı tercih ediyor. 

Yani 'Benim paramı istiyorsan, şunu desteklemelisin. Ya da şundan vazgeçmelisin. Burada bana imtiyaz sağlamalısın.' Diyor...

2023 Hedefine ulaşmak isteyen genç Türkiye işte birinci gücün hedefi halinde ve bütün mücadelesi tahakkümden kurtulmak üzerine.

İşte bu yüzden ülkemizde dış güçlerin etkisi olduğunu, bir BEKA sorunu yaşadığımızı ısrarla söylüyor ve kabul ediyoruz.

Dış Güçlerin yani dünyanın 1. ülkelerinin ekonomik savaşlarının arenası olan bölgemizin bugünkü haline bakın ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Sizce İRAN-IRAK yıllarca özgürlükleri için savaş mı yaptılar?

Arap ülkelerinden Afrika Çöllerine `bahar` adı altında getirtilmek istenen demokrasinin kanlı olmasının sebebi ne?
Kıbrıs'tan , Kırım'a , Kırım'dan Kerkük'e, Kerkük'ten Doğu Türkistan'a uzanan sorunların ve çözümsüzlüklerin  sebepleri nedir?

Azerbaycan`ın 3`de 1 toprakları neden halen Ermenistan`ın işgali altındadır?

Türk ve İslam dünyası neden 3 asırdır bu güçlerin acımasız emperyalist emelleri altında çırpınmaktadır?

Birinci güç Ülkelerin bizim gibi ülkeleri işgal için içte FETÖ, dışta PKK gibi terör örgütlerini daha ne kadar, nereye kadar kullanacak?

İşte bu soruların nedenleri ve cevapları ülkemizin ve milletimizin bir BEKA sorunu yaşadığı ve henüz bağımsız bir ülke hüviyeti kazanmadığının gerçeğidir.

Biz DIŞ GÜÇ –BEKA sorunu derken birkaç sosyal ahlaksızlığı ve hükümet yetersizliğini alaycı bir tavırla bu 'Bunlardı damı Dış Güçler yapıyor' diye değerlendirenler o dış güçlere nasıl hizmet ettiklerinin farkında bile değildirler.
Bunu fark edemeyenler büyük bir satranç onunda piyon olmaktan öteye gidemezler.

Evet bugün ülkemizde gerçekten BEKA sorunu vardır ve milletler arası var olma savaşları çok yönlü devam etmektedir. Tüm bunlar ortada iken bizlere düşen her türlü siyasi tahakkümden sıyrılarak, komplekslerden kurtularak milletimizin her ferdi ile yeniden bütünleşmektir.

Buna milli bağımsızlık savaşı denir.
Hem ülkemizin, hem insanlığın bu savaşı kazanması ve dünya ülkelerinde dengeleri değiştirip gücü Türkiye yönüne çevirmesi lazımdır.

Çünkü Türkiye büyük bir hoşgörü, adalet medeniyetin son kalesidir.

O kale yeniden dirilmeli ve mirasına sahip çıkmalıdır.