Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

Çöl Kraliçesi ve Kerkük!

Çöl Kraliçesi ve Kerkük!

2015 ABD yapımı bir film vizyona girdi

Adı : Çöl Kraliçesi

Filmin başrolünü Nicole Kidman yaptı.

Robert Pattinson`da meşhur T.E. Lawrence`ı canlandırmaktaydı.

Bizim ülkemizde de Kidman yüzünden izleme rekoru kıran bu film aslında Osmanlı Devletinin hazin sonunu anlatmaktadır.

Fimin ana karakteri olana ve Araplar tarafından adı 'Çöl Kraliçesi' diye adlandırılan Gertrude Bell, Kraliçe Victoria döneminin seçkin bir ailesi ve ayrıcalıklı sırt çevirip yaşamını Arabistan çöllerinde sürdürmeyi yeğleyen birinin hayat hikâyesini anlatmaktadır.

Arkeolog olarak gittiği Arap topraklarından aslında İngiliz casusluğu yapıyordu.

Bell, bölgeyi karış karış gezerek haritalar çıkardı, kazılara katıldı.

Çeşitli aşiretlerin ve hiziplerin üyesi olan siyaset adamlarıyla ve dini liderlerle olduğu kadar halka da kaynaştı.

Bölgeye okadar hakimdi ki, Arabistanlı Lawrence olarak bilinen T.E. Lawrence'ı da bir anlamda yetiştiren, ona yol gösteren, akıl hocalığı yapan, onun nüfuzlu kişilerle ilişki kurmasını sağlayan da bu bayan oldu.

Savaştan sonra da Arabistan’daki yaşamını sürdürdü ve günümüz Orta Doğu'sunun biçimlenmesinde büyük rol aldı.

Gertrude Bell, aslında bugünkü Irak'ın oluşması ve sınırlarının çizilmesinde belirleyici isim olmuştur. .

Irak'ın Manda yönetimi o dönem bir referandum yapmış ve Kral Faysal oy birliği ile seçmişti.

Ama o referandum da Kral lehine oy kullanmayan tek şehir Kerkük`tü .

İşte Irak`ın kurucusu bayan ajan Gertrude Bell bile ogün Kerkük'ün Türkmen şehri olduğu açık bir şekilde belirtmektedir...

Yani kos koca bir coğrafya iki İngiliz ajanının çalışmaları ile cetvelle çizilen haritalar olarak ortaya çıkmıştı.

O Kerkük Türkmen varlığı için hep direndi.

Direnmesinin tek sebebi vardı; TÜRK olmak, topraklarının Türk yurdu olarak kalmasını sağlamak.
 

Derken İngilizlerin çizdiği haritalarda Türk devletinden orada kalanlara zulümler yapılmaya başlandı.

Saddam`la başladı her şey!

Saddam Hüseyin, Irak'taki Türklerin merkezi durumunda olan Kerkük'te, "Araplaştırma politikasını büyük bir hızla uygulamaya koyarak, bir tarafta güneyde yaşayan Arapları Kerkük'e yerleştirirken, Kerkük'te yaşayan Türkmenleri de göçe zorladı.

Saddam Hüseyin, kentin Türk kimliğini ortadan kaldırmak istedi.1960'lı yılların başlarına kadar Kerkük nüfusunun %95'i Türk iken, bu rakam sistemli göç hareketleri ile ve Kerkük ilinin sınırlarının daraltılması nedenleriyle 1980'li yıllarda %75'e düştü.

Başlangıçta, Araplaştırma politikası ABD'nin Irak'ı işgali ile "Kürtleştirme" politikasına dönüştü.

Kürt grupları 17 Mart 1991 ve 10 Nisan 2003'te Kerkük'ü yağmalayarak, şehirdeki devlet dairelerini talan ettiler. Kerkük'ün demografik yapısını değiştirmenin yolunu açmak için nüfus ve tapu kayıtlarını imha ettiler.

Başka neler mi yaptılar;

- Kerkük'e yerleşmek isteyen Kürtlere ciddi maddi destek yatılar,, doğumunu Kerkük'te yapanlara ayrıca para vererek şehirde Kürt nüfusunun yükseltilmesi sağladılar.

- Devlet dairelerinin tamamına yakınına işle ilgisi ve eğitimi olmayan Kürt devlet memurları atandı. Aynı zamanda emniyet birimleri Kürt Polis ve Askerlere den oluşturularak onlara çifte maaşlar bağlandı.

- Kerkük'te bulunan Devlet binalarına "Göçmen" adı verilen Kürtler yerleştirilerek, bunlara aylık düzenli maddi destek verilerek hızlı göç sağlandı.

- Tüm bunların yanında Türkmenlere iş , sosyal, eğitim , sağlık alanı olmak üzere her alanda baskılar yapıldı, onların bölgeden göç etmeleri sağlandı.

- Türkmenlerin kentin siyasi, ekonomik ve sosyal kalkınmasına katılmalarına Kürt güvenlik güçleri (peşmergeler) tarafından imkân tanınmıyor.

Bütün bunlar ABD`nin Irak`ı işgali sonrası dünyanın gözü önünde oldu.

Ama kimse kalkıp orada Türkmenlere karşı olan insan hakları ihaleleri için çıtını çıkarmadı.

İşte Barzani denen adam bu olaylardan sonra o bölgede referanduma gitti ve o sonuçları aldı.

Dünyanın çıtını çıkarmasını bir yana koyun, Türkiye hamasi nutuk atmadan öteye gitmedi.

Nutuk atmayı bir tarafa bırakın n bir akademisyenin (daha sonra başbakanlık yaptı) stratejik derinlik dediği politikalarla elinde olan bütün tarihi mirasları kaybetti.

Düşünebiliyor musunuz Türkmen kökenli bir Türkiye Cumhuriyeti başbakanı kendisine “ SEROK” denince mutlu oldu.

Yetmediler Osmanlı`yı sırtından vuranların veletlerini Diyarbakır`a getirip, huzurlarından bir pkk şarkısı ile ağladılar.

Sonra dönüp `aldanmışız` dediler.

Osmanlı`nın torunu olmakla övünen, Osmanlı diriliyor diye slogan atanlar bilin ki, Çöl Kraliçesinin cetvelle çizdiği haritalar daha çoğaltılacak ve iş kendi sınırlarını kanı ile çizmiş ülkemize gelecek.

Yani kavga aynı kavga, düşman aynı düşman, uşakları aynı uşaklar.

Devletimizi emanet ettiklerimiz peki ya siz kimsiniz?

 

Ey Aldananlar!

Sizin Hicaz`dan Yemen`e, Çanakkale`den Kut'ül Amare`ye, Kıbrıs`tan 15 Temmuz`a kadar bütün şehitlerimize borcunuz var…

 

Bu borcu ya başkomutan olur “ya istiklal, ya ölüm” sözünün hayata geçirerek ödersiniz ki, bunu yaparsanız ölümüne yanınızdayız.

Ya da tarihe kara harflerle yazılırsınız.

Bu arada Çöl Kraliçesi denen o ajan kız sevgilisi Çanakkale`de öldüğü için intikam hırsı ile Türklere karşı her türlü düşmanlığı yaptı.

Siz de Çanakkale`deki kınalı kuzularımız için düğmeye basın artık.

Bir gece ansızın değil, göstere göstere girin Kerkük`e…bedeli ne olursa olsun bunu siz değil, millet ödemeye hazır.

Son bir hatırlatma!
Ülkemizin zenginleşmesinden ve kalkınmasından bahsediyorsunuz ya; Ekmek , şeker ve yağ kuyruğuna giren Türkiye 1974`de Kıbrıs Harekâtını bütün dünyayı karşılarına alarak gerçekleştirmiştir.
`Bir gece ansızın` bir 20 Temmuz sabahı bütün dünyaya Türkün küllerinden nasıl doğduğunu ispatlamıştır.

Ve harekâttan önce hiçbir devlet görevlimiz `bir gece ansızın` demiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi