Hakan SÖNMEZ

Hakan SÖNMEZ

Çılgın Türkler ve Ne Mutlu Türküm diyebilmek

Çılgın Türkler ve Ne Mutlu Türküm diyebilmek

Başkalarının yapamadıklarını kendisi için hayatın en normal şeyiymiş gibi yapan…


Tarihi boyunca, bunu tüm insanlığa bir ders gibi sunan Türkler.


Mevcudiyetleri boyunca milletlere, topluluklara, kabilelere insanlıktan başka bir şey vermemiş olan Türkler.


Adaleti, hakkı, hakikati hayatın en temel ölçüsü olarak yaşayan Türkler.


Düşmanına düşman olan, aman dilediğinde merhameti yüce Türkler.


Dostluk, kardeşlikte ırk tanımayan, yaratılanı Yaradandan dolayı seven Türkler…


Ordusu’nun 2225. Yılını kutlayan Türkler…


Devlet-i Ebed Müdded’e inanan Türkler…


Birilerinin kendisine koyduğu isim ve sıfatlara takılmadan Devleti’ne “Devlet-i Aliye” diyen Türkler…


İnsanlık tarihi O’nun destanlarıyla, efsaneleriyle dolu…


Bitti denilen bir anda Kutlu bir Evladı’nın çağrısıyla çağa yeniden ışık gibi doğan Türkler…


İşte bu “Çılgın Türkler”, 15 Temmuz 2016 yılında kim olduğunu yeniden gösterdi görmeyen gözlere…


Küresel Emperyalizmin boyunduruğu altındaki halklara dün Kurtuluş Savaşında olduğu gibi yeniden umut oldu, ışık oldu.


“Atatürk, İngilizleri yenene kadar Tanrı’nın İngiliz olduğunu zannediyorduk” diyen Gandi’nin ifadesi bir kez daha yerini buldu…


Bugün dünya yeni bir şey daha keşfetti.


Türkler, farklılıklarını “kavga” nedeni yapmamayı geçmişte yaşadıkları acılarla çok iyi öğrenmişler...


Varlığına, devletine yönelik bir tehlike geliştiğinde “tek bir yumruk” haline geliyorlar…


Kendi içlerinde farklı “ideolojik” kaynaklardan beslenen milletin unsurları; bu “gücü”, bu “cevheri” tanımlamakta biraz zorlanıyor olabilir.


Tarif ederken kullandıkları kelimelerden bunu anlayabiliyoruz.


Ancak, niyetler ve algılamalar önemlidir.


“Devleti sıfırdan yapılandırmak.”


“İmanlı çılgın Türkler”.


Bu gibi ifadelerin altında farklılık veya kötü bir niyet algılamıyorum.


Yıllarca içinde bulundukları “ideolojik” girdabın ardından 15 Temmuz’da ortaya çıkan gerçekler sonucunda konuşmayı yeni öğrenen çocuklar gibiler bence.


Türk’ün zaten imanıyla çılgın olduğunu elbette görecekler…


Türk tarihini, Türklüğün ne demek olduğunu tam manasıyla kavradıklarında, Türk için Türk olmanın yeterliliğini, Türklüğün; hayat, iman, tarih ve insanlıkla mündemiç olduğunu, fazladan “sıfatlara” ihtiyacı olmadığını bilecekler.


“Ne mutlu Türküm diyene” sözünün emperyalist algılarla betimlendirilemeyeceğini, Batı kimliğiyle somutlaştırılan “küresel emperyalizme” karşı bir “duruş” olduğunu anlayacaklar.


Bütün bunları kimseyi küçümsemek, hakir görmek için yazmadım…


Bu kutlu milletin ve Türk’ün devletinin yeniden hak ettiği yere ulaşabilmesine bir nebze katkı sunabilmektir muradım.


Dün kendisini yok etmek için kanlı maşalarını ortaya çıkartanlara inat, kendisini tankların, mermilerin üzerine atan aziz Milletin bir daha zeval görmeyeceğine inanıyorum.


Kapalı gözler açıldı.


Türk Milleti ve Türk Devleti yeni bir çağa yürüyor artık.


Tarih bunu gelecekte Türk çağının, insanlık çağının miladı olarak yazacaktır.


O yüzden her zaman;


“Ne mutlu Türküm diyene”…

 

Ve bunun ne demek olduğunu bilene…


Selam olsun.

 

 

Hakan Sönmez        siyasetcafe.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Hakan SÖNMEZ Arşivi