Bir Hilal Uğruna Ne Güneşler Batıyor
Haşa ölmekten yana bir korkumuz yok...
Zira biz Türkler ölmekten değil yenilgiden korkarız.
Canımızı kaybetmek korkusu yıldırmaz bizi asla.
Asıl korku bu…
Cennet Vatanı kaybederek Yüce Atatürk'e mahcup olmaktır. Şehit olmaktan yana bir korkumuz olamaz elbet.
Biz ölerek can veririz vatanımıza, renk veririz bayrağımıza.
Şehit olmak daha yolun başındayken amaca ulaşmaktır bizim için. Ama onlar "kandırılırken" bizim ölmemiz de ağır geliyor be kardeşim.
Körelmiş vicdanların sızlamayan arsızlığı karşısında kulakları sağır edecek bir haykırış kopuyor içimde...
Damı yıkık, kapısı küçük evlerden çıkan o dağ gibi yiğitler gömülürken toprağın karanlığına, benim vicdanım el vermiyor, haram geliyor ışıklı dünyada gezmek benliğime...
Dini ellerinde araç olarak kullananlar ise hakkımıza girip ömrümüzden çalmayı helalden saymaya devam ediyorlar.
Onlar kandırılıyor ama bu toprağın evlatları gayet bilinçli bir şekilde, ölümün gözünün içine baka baka Şehit oluyorlar.
Çünkü bu vatanın gerçek sahipleri fakir yuvalardan, tütmeyen ocaklardan çıkan o kahramanlardır...
Sefasını sürenler değil, cefasını üstlenenler sahip çıka bilir ancak bu vatan toprağına...
Evet bu gün bir az daha kalabalıklaştı Tanrı Dağları...
Bir Nazlı Hilal uğruna batan Güneşler çektiler Tinlerini Tanrı Dağlarına...
Yer gök kıpkırmızı bir sevda şimdi...
Siz ey makamını kaybetmek korkusuyla tir tir titreyenler, canını yok sayan o kahramanlar karşısında ne kadar da aciz ve küçüksünüz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.