Başkanlık Sisteminden Korkmayın!
Başkanlık Sisteminden Korkmayın!
Türk devlet sisteminde `Töre konuşunca Han susar` diye bir kural vardır.
Buradaki `töre`, `yasa-hukuk` anlamını taşımaktadır.
Ve Türklerin cihan devleti olduğu zamanlara bakın yönetilme şekli hep başkanlık sistemdir.
Ama bu sistem yukarıdaki kuraldan dolayı asla `diktatörlük` olarak kullanılamamıştır.
Diktatörlüğe giden dönemlerde ise halk ve hukuk gerekeni söylemiştir.
Başkanlık Sistemi kesinlikle Türk Devlet yapısının bir devamlılığıdır.
Ve asla Cumhuriyet`le çatışmamaktadır.
Bu sistemi tartışmak içinde başka ülkelerden örnek aramayada gerek yoktur.
Aksine onlar bizlerin acdadından bu sistemi alarak bünyelerine göre uygulamışlardır.
Bu sistemin biz de tartışılmasında sorun; ülkenin jeopolitik, jeositratejik açıdan ve iç erkler açısından bu sisteme hazır olup, olmama meselesdir.
Bugün ki Türkiye`nin mevcut gücünün bu açıdan uygun olduğunu düşünmemekle beraber daha güçlü bir Türkiye için bu sistemin şart olduğuna inananlardan biriyim.
O zaman bu sistemi savunmakla beraber `diktatörlük` olmamaması için nasıl olması gerektiğini slogancılığı bir tarafa bırakarak tekniki yönden kısaca özetleyelim;
* Yasaları uygulamak üzere seçim yapılarak bir başkan seçilmelidir,
* Seçilen başkan sadece mevcut yasaları uygulamaldır,
* Başkanın yasa teklif etme gücü dahi olmamalı ve yasalar ayrı bir seçimle oluşturulan mecliste yapılmalıdır,
* Başkan sekreterleri bakan sıfatını taşımamalıdr. Yasaların uygulanmasında sekreterler sadece başkana yardımcı olmalıdırlar,
* Seçilecek başkanın diktatör kabul edilememesi için , yasama, yürütme ve yargılamanın tek bir güçte birleşmemesi gerekmektedir. Bu sistemin aslına uygun olmasını istiyorsak, siyasal erkler tamamen birbirlerinden bağımsız ve tarafsız olarak çalışmalıdır,
* Bu sistemde başkan sadece yürütme gücünü kullanmalıdır. Yasama ve yargılamaya karışmamalıdır.
Bu sistem bugün ki Türkiye`de uygulanırsa en çok oy alan parti listesinden başkan çıkabilir, ki şu an ki Cumhurbaşkanıda tam bu durumdadır.
Maalesef şimdiki Türkiye`de partilerin çokluğu bu sonucu doğurmaktadır.
Bu işin en güzel yanı ya iki turlu seçim, ya da iki partili seçim şeklindedir.
Yani ya bütün partiler seçime girecek ve en yüksek alanlar ikinci tura diğer partilerle kualisyonla girecekler, yada ilk seçim öncesi taraflar birlikteliğini oluşturarak iki parti halinde seçime gireceklerdir.
Bu şekilde meclisteki parti çoğunluğu ile başkanın aynı partiden seçilmiş olması diktatörlük olarak değerlendirilemez.
Yukarıda ki maddeler sistem olarak uygulanırsa zaten başkanlık sisteminin diktatörlük olarak hayata geçmesi mümkün değildir.
Bugün ABD`de bu sistemi en iyi uygulayan ülkedir ve gücünün kaynağıda budur.
ABD Başkanı kendi ülkesinin asla diktatörü değildir ama emperyalist emelleri onun diğer ülkeler karşısında diktator görünmesini sağlamıştır.
Türkiye için `töre` yani `yasa` ne kadar güçlü olur ve okadar iyi uygulanırsa Başkanlık Sistemi de bünyemize uygundur.
Evet, `Töre konuşunca Han susar` bu işin aslında özetidir.
Töre`den yoksun olanların bu sistemeden korkmalarıda normaldir.
Bir yol daha var, korkacağınıza daha çok çalışın ve başkan siz olun…vesselam
Selçuk Düzgün
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.