BAŞIMIZA GEÇİRİLEN ÇUVALIN YILINDA DEVLETİMİZ İLE KURULTAYA TEK ADAY GİDEN DEVLET BEY GERÇEĞİMİZ!
Yıl: 1962!
ABD ve SSCB arasında KÜBA krizi var…
SSCB Küba’ya nükleer füze yerleştirmiş, ABD’de bunu keşfetmiş…
Karşılıklı atışmalar, savaş naraları, tehditler.
İş dönüp dolaşıp Türkiye’ye gelir…
Sovyetler, Küba'dan nükleer silahlarını çekeceğini ancak önce ABD'nin Türkiye ve İtalya'daki nükleer başlıklarını geri çekmesi gerektiğinde ısrar eder.
Sonuçta; ABD ile Türkiye büyük bir kriz yaşar…
Krizin faturaları ağır olur ama değişen bir şey yoktur Türkiye yoluna devam eder…
ABD bir süre sonra ‘benim canım müttefikim Türkiye ‘ diyerek ilişkilerini yeniden düzeltmeye çalışır…
Yıl: 1964!
ABD'nin 36'ıncı başkanı Lyndon B. Johnson, 5 Haziran 1964'te dönemin başbakanı İsmet İnönü'ye ilettiği mektubunda Türkiye'nin Kıbrıs'a askeri harekât düzenleyeceğinden haberdar olduğunu ve bundan endişe duyduğunu yazar ve ekler "Böyle bir olayda karşınızda Sovyetler Birliği'ni bulursanız, yanınızda biz olmayacağız"
İsmet İnönü'nün yanıtı ise "Yeni bir dünya kurulur. Türkiye de o dünyada yerini alır" olur…
Sonuçta Türkiye yine ağır bedeller öder ama Türkiye öyle veya böyle onuru ile yoluna devam eder, ABD’nin SSCB ile tehdidi kucağında kalır …
ABD bir süre sonra yine ‘benim canım müttefikim Türkiye ‘ diyerek ilişkilerini yeniden düzeltmeye çalışır…
Yıl: 1974!
Dönemin başbakanı Bülent Ecevit'in haşhaş ekimini yeniden başlatılmasına karar verdi.
Dünya uyuşturucu ticaretini elinde bulunduran Amerika çıldırdı.
Ecevit bunu yaparken tamama 1974’de Kıbrıs Çıkarmasına giden yolda ABD’ye karşı bir duruş sergilemek için yapmıştı.
Kıbrıs’a müdahale onunca başlarına ne geleceğini biliyordu.
Nitekim öyle oldu!
ABD 1974 yılında Kıbrıs Harekâtı sonrası Türkiye'ye silah ambargosu uygulamaya karar verdi.
Türkiye, ülke sınırları içinde ABD'nin kullanımındaki İncirlik Üssü ve diğer üslerin kullanımını askıya alarak, buraların kontrolünü Türk Silahlı Kuvvetleri’ne devretti.
ASELSAN kuruldu.
Yani ABD’nin ambargosun hayırlı işlerin doğmasına vesile oldu.
Sonuçta ; ABD yine başladı ‘aman ,canım, cicim …’demeye
Zira Ortadoğu’da Türkiye’siz bir hiç olduğunu, Türkiye’yi Rusya –İran- Çin üçlüsüne kaptırırsa mahvolacağını iyi biliyor…
Ve Tarih: 4 Temmuz 2003!
ABD 1 Mart Tezkeresinde ülkemizden istediğini alamayınca tarihinin Türkiye’ye karşı en büyük şerefsizliğini yaptı.
ABD Irak’ta bir gurup Türk askerine bir pusu kurarak başına çuval geçirdi ve dünyaya ‘bizim için işte busunuz?’ diyerek ifşa etti…
Hem de bağımsızlık günlerinde.
Ve bu süreçten sonra MHP Devleti yöneden AK Partiye çok set muhalefete başlıyor.
Bu muhalefet o kadar ağır ve yıpratıcı oluyor ki, ABD heyeti adeta MHP ile görüşebilmek için her yolu deniyor.
Bu görüşme çuval olayından 3 yıl sonra gerçekleşiyor.
Dönemin ABD Büyükelçisi Ross Wilson Devlet Bahçeli ile bir görüşme talep ediyor.
Devlet geleneklerine bağlılığıyla tanınan MHP lideri, Wilson'un randevu talebine "Meclis'teki partileri ziyaret etsin, sonra bize bekleriz" yanıtını veriyo ve ABD heyeti bu plana uyuyor.
Sayın Bahçeli'nin diğer yabancı konuklarla buluşmalarında olduğu gibi bu görüşmeyide kayda aldırıyor ve tutanaklarını Dışişleri Bakanlığı'na gönderiyor…
Görişmede Bahçeli ; Kıbrıs ,Kuzey Irak, AB üyeliği gibi konularda bugün ne diyorsa ogünde aynı şeyleri bir manifesto tavır koyuyordu.
Sohbet dönüp dolaşıp ÜLKÜCÜ CAMİADA iyice yükselen ABD karşıtlığına geliyor…
Wilson’un Türkiye'deki ABD karşıtlığı ile yükselen milliyetçi akımların nedenlerine ilişkin sorusuna Bahçelinin yanıtı netti;
" Kafamıza geçirilen çuvalın hesabını vermeden size sevmek asla”
MHP’nin kafamıza geçirilen o çuvallara karşı verdiği onur mücadelesi büyüdükçe aslında devletimizin başına çuval geçirildi süreci ile yüzleştik.
MHP tam 12 yıl boyunca bu süreçleri bozma, hain yapıları tehtit etmeye başladı.
Nihayetinde MHP’nin ne demek istediği 2015’da ortaya çıktı.
2003’de kirlenen namusumuza ‘mukavemet etmeyin’ diye emir veren komutanların nasıl CIA uşağı olduğu, siyasi iradenin nasıl bir şeytan üçgenine mahkum olduğu ortaya çıktı.
Ve Cumhur İtifakı işte bu sürece karşı ortaya çıktı!
Bu ittifakın bir tarafı kedi arkadaşlarını kaybetme pahasına seçilmiş iradeye sahip çıktı ve yeni bir yol haritası çizdi, diğer tarafı içine düştüğü girdaptan hem kendilerini hem devletlerini kurtarmak için canla başla mücadele ediyor…
Bugün bu ittifaka çeşitli sataşmalar yapanlar bilsinler ki,aslında Devlet Bey ve camiasının geleneği dün İNÖNÜ’yü ve ECEVİT’i ABD’ye karşı nasıl savunmuş ve kollamışsak bugün de aynı inanç ve imanla ERDOĞAN’ın yanında ve başımıza geçirilen CIA tuzakları terror örgütlerini temizleyene kadar görevine devam edecektir.
Elbette bu itfakın iktidar kanadında devleti soyan cinsi bozuklar vardır, onlara karşı mücadele etmeyen, ter dökmeyen, kalem kırmayan kahrolsun.
Evet MHP yeni bir kurultaya gidiyor!...
Ve ABD’ye Devlet dersi veren DEVLET’i ile gidiyor.
2003’de başımıza geçirilen çuvalı 2023 ‘de tamamen çıkarmak için CUMHUR şarttır, DEVLET Bey şarttır, ERDOĞAN’la süreci temizlemek şarttır.
Diyeceksiniz ki, bir devlet 20 yılda mı onurunu temizler?
Evet.
Gerekirse 1000 yıl sürer ama o TÜRK’ün devleti ise temizler.
Çünkü TÜRK demek DEVLET aklı demektir.
O akıl gecikebilir, ama mutlak sonuca varır.
Kim nereden bakarsa baksın o aklın ülkemizdeki kalesi MHP’dir.
MHP’nin başındakide bunu ispat etmiştir.
2003’de “mukavamet etmeyin” diyenlerin bugün nerde olduğuna bir bakın.
Başına tuzakla çuval geçirilen, üstelik baştan aşağı CIA artıkları ile dizayn edilen o ordunun küllerinden nasıl doğduğunu bugün onlara LİBYA’da, SURİYE’de, IRAK’ta mukavamet edemeyenlere bakınca anlarsınız.
2023 Türkiyesi Devletimize vatan borcumuz, Devlet Bey’e vefa borcumuz var.
Kurultay şimdiden hayırlı olsun.
Allah her iki DEVLETimize de zeval vermesin.
Evet bugün 4 Temmuz!...
Yani Türk askerinin başına çuval geçirenleri ve geçirtenleri unutmadığımız gün bugün.
Unutmayın!
Unutmayın ki; unutmak tükenmektir.
O cuvalı muhataplarının başına geçirene kadar unutan kahrolsun.
Selçuk DÜZGÜN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.