Türk lirasının bir anda çökerek % 35 değer yitirmesi, yüksek vergiler ve özellikle bir önceki cömert zamma alışmış emeklilerin maaşlarına cüzi artış, toplumsal homurtuyu yükseltti.

Her şey açık ve net: Hazine tamtakır! 

İki yıllık ekonomik durgunluğa neden olan salgının üzerine yaşadığımız büyük deprem felaketine rağmen seçim harcamalarından geri adım atmayan Erdoğan, hazinenin tamtakır olacağını biliyordu. Seçim sonrası bu denli hızla artırılan vergiler, çöküşün önceden bilindiğini ve önceden hazırlanıldığını gösteriyor.

Erdoğan emme basma tulumbanın emme aşamasında şimdi. Ocak ayına kadar bu belleksiz topluma eziyet çektirecek ve 31 Mart seçimlerinden de zaferle çıkmak için Ocak ayında geniş emekçi ve emekli yığınlarının maaşlarına görülmemiş biçimde para basacak. Yani topladığını verecek.
Bu durum Ocak ayından sonra 31 Mart 2024 yerel seçimlerine kadar çok kısa bir refah dönemi olacak.

MUHALEFET PARAMPARÇA

Ne var ki bu homurtuları değerlendirecek güçlü bir muhalefeti ara ki bulasın!
Tam tersine paramparça.
Kılıçdaroğlu’nun misyonunun, Atatürkçü, milli, yerli CHP tabanının kafasını bulandırmak ve ideolojik belirsizlikle belleğini kirletip silmek olduğu apaçık ortaya çıktı.

Kılıçdaroğlu’nun değme diktatörlere taş çıkartacak yöntemlerle yönettiği CHP artık paramparça.

CHP artık belki birkaç on yıl kendini toparlayamaz. Ne sağlam kafada bir kadro bileşimi, ne dostluk, ne yoldaşlık var. HDP’lilerin desteklediği ve onların kandırabildiği kadar eski CHP’li bir zümre kaldı.

Dünyadaki örnekleri genellikle iktidar partilerinde görülen siyasal ayak oyunları maalesef bizde muhalefet partilerinde var. CHP’de ‘etik’ dışı davranan hatta birbirinin kuyusunu kazan niteliksiz kadro yığınağı, toplumda iğrenme duyguları yaratıyor. (Özellikle ‘gitme’ diye göz yaşı döküp şimdi Kılıçdaroğlu’nun kuyusunu kazan Özgür Özel ve Engin Altay gibilerin davranışları.) 

Partiden çok bir korsan gemisini andıran CHP, 20 yıldır ülkeyi yöneten ama ekonomisini yine Tansu Çiller dönemine 20 yıl önceye götüren yeteneksiz ve müsrif AKP yönetimini devirip inim inim inildeyen geniş halk yığınlarının tepkisini bir havuzda toplayacak görüntüyü bir türlü veremiyor.

Bizim gibi ülkeler vatansız paranın, acımasız emperyalist çarkın operasyonlarına maalesef direnemiyor. Sürekli yatırım yapıp gelişmiş ülkeler düzeyine çıkabilmek için sermaye birikimi gerekiyor.

Ne var ki dişinden tırnağından artırıp fedakarlığa katlanan Türk halkı her on yılda bir bu birikimini kaybediyor, bir gecede yoksullaşıp birilerinin bir işaretiyle küüt diye eski durumuna düşüyor, açıkça soyuluyor.

Ekonomik istikrar bir türlü sağlanamıyor. Füzelere ordulara karşı ülkemizin savunma sanayisi Allaha şükür gelişti, rayına oturmuş gibi.

Ama ne yazık ki ekonomik saldırılara karşı savunma mekanizmamız, silahımız yok.

*

Belki de bu günler daha iyi günlerimiz. Esas yoksulluk fırtınası, yerel seçimden sonra 4 yıl daha seçimin olmayacağı 2024 yazında başlayacak!