19 Mayıs tabuları yıktı ama putları yıkamadı
Dünya üzerinde hangi dinden olursa olsun müstezaf halklarda şu tabu vardı:
Emperyalist sömürgeci güçlere karşı mücadele verebilmek mümkün değil..
Onların manda yönetimine boyun eğmekten başka çare yok..
19 Mayıs kıyamı ile başlayan ve muzafferiyetle sonuçlanan kurtuluş mücadelesi bu tabuyu yıktı..
Bunu kendine örnek alan halklar, Hindistan da Libya da Cezayir de kıyama kalktılar...
Türk dünyasındaki en önemli etkisi ise 4 bin yıllık tarihinde ilk defa varolma yok olma savaşının kazanılmış olmasıdır..
Gerek Harp okulunda okuduğum Harp Tarihi dersinden ve gerekse 40 yıllık araştırmamda şunu gördüm ki , girdiğimiz hiçbir savaşta yok olma riski yaşamamışız..
İşte bu yönden bu savaş yaşadığımız en ehemmiyetli savaş ve zaferdir...
19 Mayıs, kazanma ,başarma ihtimalinin hayal olarak görüldüğü bir hareketti realist olarak incelendiğinde..
Yokluk tükenmişlik sendromundan tekrar bir milletin canlanıp şaha kalkması hayal olarak görülüyordu...
Ayrıntıya girmeyeceğim..
Lüzumsuz tekrara gerek yok..Hepimiz süreci biliyoruz..
Askeri zaferin arkasından Lozan zaferi geldi..
Devamında, 300 yılı 15 yıla sığdıran iktisadi sosyal zaferler...
Bütün milletlerin hayranlığını takdirini kazanan gelişme süreci..
Ancak, bir dahinin 38 de gözlerini kapatması ile tekrar başa dönülmeye başlandı..
Emperyalizmin askeri işgali , vatanımızda siyasi ve ekonomik işgale ve sömürüye dönüştü kalan süreçte...
Gençliğe Hitabenin son iki paragrafı maalesef bugün üstü örtülü bir biçimde tahakkuk etmektedir güzel vatanımızda...
Başlıkta belirttiğim, yıkılamayan putlara gelince. .
Bunlar, masa, kasa ve nisa putuydu..
Atatürkün ömrü vefa etmedi bunları devirmeye..
Şerefle bitirilmesi gereken en ağır görev hayattir...
Bu nedenle, bir lokma için şerefini ayaklar altına almaya, bir anlık zevk için namusunu lekelemeye, Bir zamanlık mevki için ayak öpmeye, Günlük menfaatler için faziletinizi karartmaya değermi iktidar sahipleri..
Vatanımızın bağımsızlığının, mevcudiyetinin yanında bunlar düşünülebilir mi büyük Türk halkı...
Sınırlarımız cetvelle çizilmedi, bayrağımız ressamın kaleminden çıkmadı..
Hepsi dedelerimizin mukaddes kanları ile çizildi..
Bize düşen vazife, şahsi kaygılarımızı bir yana bırakıp Kuvayı Milliye ruhu ile aşkı ile milli birlik ve beraberlik içinde tekrar emperyalistlerin üzgünüzdeki hegemonyalarına son vermek, yerli işbirlikçilerini de vatanımızdan defetmek olmalıdır...
Bu vesile ile güzel yurdumuzu bizlere emanet eden İstiklal Savaşı kahramanlarımızı rahmetle anıyor, mekanları cennet olsun diyoruz..
Saygı ve selamlarımla...
-
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.