Acaip  dönemler yaşıyorduk!...

Ülkemizde terörü bitireceğiz diye “Çözüm Süreci” denilen bir dönem başlamış, terör örgütü muhatap alınarak müzakerelere gidilmişti...

O süreç çerçevesinde pkk silah bırakacak ve terörist unsurlar ülkeyi terk edeceklerdi.

Sürece zarar veremek amacı ile güvenlik güclerimizin yetkilerini kullanması engellenmiş, habur`dan teröristlerin ayaklarına savcı gönderilmiş ve terörle müzadele yapan askerler adeta  askeri suç işlemişcesine ERGENEKON dosyası adı altından tutuklanmaya başlamışlardı...

Bu süreç yok olmak üzere olan pkk`ya yeni zaman ve zemin kazandırmış ve adeta pkk küllerinden alev alarak geri dönüş yapmıştı...

Türk milleti o dönem iktidar yanlısı olsun olması AKİL ADAMLAR diye bir safsata ile büyük bir pskolojik harp başlatılmış ve  BARIŞ denilen saçma savunmalara inandırlılmaya çalışılmıştı...

Bunu yaparlarkende `kan akmasın, analar ağlamasın` diye kulağa hoş cümlelerle halka gidildi...

Bayrağınıza bir hain hakaret etti mi, görmemezlikten gel dediler...

Milli kahramanlarımızın adları caddelerden silindi.

Dağlardan taşlardan TÜRK ibaresi gecen ne kadar yazı varsa silindi.

Hatta sıradan vatandaşların evlerine, arabalarına Türk Bayrağı asmaları tahrik unsuru diye yasaklanmıştı...

Andımız kaldırıldı ve tabelalardan tahrik ediyor diye TC ibareleri indirilmişti...

Bunlar yetmezmiş gibi askeri karargahlardan Türk Bayrakları indirilmeye çalışılmış, bölgede terörist bir yapı  devlet kurulmuş , iş yapmak isteyenlerden haraçlar alınmaya başlanmıştı...

Yani pkk ve uzantısı parti devleti yönetenlerin  o dönemki yol haritasından güç alarak adeta ülkemizin içinde başka bir ülke kurmuşlardı bile...

Biz o dönem avazımız çıktığınca bağırıyorduk` terörle müzakere olmaz, mücadele olur` diye

Ve neredeyse ağlayarak çığlık atıyorduk bu bir çözüm değil, çözülme getirir.

Bunu yaparken de `Allah`ım inşallah biz yanılırız` diye içimizden dua ederdik...

Oysa iki kere ikinin dört etmesi kadar haklıydık.

Ve o haklılığımız bugün devlet politikası olarak hayata geçmiştir.

Tekrar hatırlatalım!

Türkiye`nin yeni yönetim sistemine bu açıdan önemli görevler düşmektedir.

Tarihimize, kültürümüze ve ortak geleceğimize dayalı bir milli bilinçle Cumhurbaşkanının  kuracağı ekibe ve meclisimize çok önemli görevler düşmektedir.

Türkiye`nin bütün terör örgütlerinde ve etnik bölücülerden kurtulmasının yolu  müzakereden değil , mücadeleden geçmektedir...

Türk Milletinin birliği ve devletinin bekası için esas olan yol budur.

Yeni yönetim sistemimize düşen ilk görev terörün üzerien daha ser ve daha net gitmektir.

Zira seçim sürecini ve sonuçlarını ne ekonomi ne de projeller tayin etmiştir.

Halk terörle mücadele ve devletin bekesı için sandığa gitmiş ve bu konuda cumhurbaşkanına onay vermiştir.

Şimdi sıra müzükereden mücadeleye geçen sürecin hakkını vermededir.

Bu yol doğru yoldur...

Bu yol haklı ve Hakk yoludur.

Bu yoldan kimm geri dönerse her iki cihanda elimiz yakasında olacaktır.

Her iki cihanda mutlu olmak isteyenlere duyurulur.