Silahları düşünce gücü ile ateşleyecekler
Evet, nerde kalmıştık CIA’nın birçok projeye al attığını ve desteklediğini
biliyoruz.
Yakın zamanda da insansız silah kullanma alanında birçok
projede deney ve araştırmalara imza attılar.
Çok yüksek bir ihtimal olmakla birlikte uzak olmayan bir tarihte, insansız hareket eden uçak ve diğer silah sistemlerinin “düşünce gücüyle” yönetilebileceğine dair net çalışmalar yapıldığını ve bunun konunun da artık gizlenmediğini biliyoruz.
Dronlar ve İHA’lar düşünce gücü ile uçacak! Ama Bilim adamlarını, özellikle askeri teknoloji açısından bakıldığında, elde edilen sonuçların kullanımında
dikkatli olunması konusunda da istihbarı faaliyet yürüten kuruluşların bu
çalışmaların hem hükümetler hem de toplumlar açısından sonuçlarının
zarara ve tehlikeye dönüşmemesini sağlamak durumunda olduğunu da
biliyoruz...
Düşünce gücü ile silahları ateşlerler mi ? Bunu da göreceğiz.
Şimdi meseleye bir yüzeysel bakalım. Nöroloji biliminin insanlığa büyük
fayda sağlama potansiyeli olduğunu belirten royal society çalışma
grubunun başkanı Prof. Rod Flower bu alandaki araştırmalar sayesinde
tıbbın her geçen gün Parkinson, epilepsi veya bağımlılık gibi
hastalıkların tedavisinde bir adım daha ileri gittiğini ifade etmişti.
Dr.Flower ancak insan beyninin her geçen gün biraz daha iyi anlaşılmasının
çok sayıda riski de beraber getirdiğini açıklıyordu.
Beyni etkileyerek felçli hastaların sadece düşünme gücüyle el veya ayak protezlerini ya da bir bilgisayarı kullanmalarının başarıldığını hatırlatan Flower ancak bunun daha sonra yol açacağı etkilerinin bilinmediğini söylüyordu.
Dr. Flower, bu tarz kimyasalların kitlesel olaylarda ya da suçluların takibinde
kullanılmasıyla ilgili deneyler yapıldığını ve bu gelişmelerin, sayısız etik
tartışmayı da beraberinde getirdiğini, birçok noktada bu konu ile ilgili
uluslararası hukuk kurallarının bulunmadığına da dikkat çekiyordu.
İnsan beyni doğrudan askeri teknolojiye bağlanıyordu…
Dr. Flower bir rapor hazırlamıştı ve rapor çok ilginç detaylar ile bilimin ne yönde ilerlediğini ama bunun bilim adamlarının bu araştırmaları insanlığın yararına kullanabileceği gibi zararına da kullanılabileceğinin bilincinde olması
gerektiğini belirtiyordu.
Raporda kafadan beyine “transkranial” doğru akım uyarımı kullanan elektrik sinyallerini gönderilmesinin bazı işlerde performansı arttırıcı etkisi olduğunu gösterdiğine ilişkin sayıları giderek artan araştırmalara değiniliyordu.
Bilim dünyasında kısaca TDCS adıyla bilinen ve anksiyete bozukluk veya depresyon gibi çeşitli psikolojik bozuklukların tedavisinde kullanılan transkranial doğru akım uyarımı, küçük elektrotlar yardımıyla doğrudan beyine gönderilen sürekli ve düşük elektrik akımlarıyla beyindeki sinirlerin uyarılması olarak tanımlanıyor.
New Mexico üniversitesinden Dr. Vince Clark başkanlığında yapılan TDCS
ile ile ilgili bir araştırmaya yer verilen raporda TDCS’nin kullanıldığı sanal
gerçeklik askeri eğitim programlarını tamamlayan Ortadoğu’da görev
alacak, ABD askerlerindeki yetenek raporda yer alıyordu.
ABD askerleri yol kenarlarına yerleştirilen bombaları ve keskin nişancıların yeride dâhil olmak üzere gizli tehditleri belirleme yeteneklerine kavuşuyordu. CIA en etkin silahını bulmuştu. ABD askerleri bir kızıl ötesi cihaza döndürülmek için özel testlerden geçirilerek nöron bilimin askeri sahada kullanılmasının önünü açıyordu.
İnsan beynine beyin-makine ara yüzleri (Bma’lar) adı verilen cihazlar yardımı ile doğrudan, insansız hava araçları ve diğer silah sistemleri gibi askeri teknolojiye bağlanmasını öngören araştırmaları sürdüren ABD bu konuda ileri seviyelere gelmeyi amaçlıyordu.
Geldiler de İnsanların kontrol imleçleri ve suni uzuvlarını beyin sinyallerini kullanan Bma’lar yardımıyla kullanabildiğine ilişkin bir araştırmaya yer verilmesi ve bu araştırmanın önemi üzerinde durulması insan beyninin hedefler gibi görüntüleri bilinçli olarak algılanan nesnelerden daha hızlı işlemden geçirebiliyor olması nedeniyle sinirsel bağlantılı ara yüzleri yardımıyla kullanılan silahların ve silah sistemlerinin hız ve hassasiyet açısından diğer sistemlerin kontrol yöntemleri karşısında önemli avantajlar sağlaması bu araştırmaları daha da hızlandırdı.
EEG yani elektroansefalogram insanların beyin dalgaları ile kontrol mekanizması oluşturulması beyin dalgalarını kontrol edebilmeleri ile bazı yeteneklerin had safhalara ulaşması ve geliştirilmesi ile alakalı binlerce deney yapıldı.
İnsan beyni yaydığı dalgalar ile artık gizli olanı tespit edebilecek, hedefleri görebilecek, hassas noktalarda düşünce gücü ile kontrol mekanizması oluşturacak. Dünya değişiyor. 21. yy ’da bilim ve teknoloji en büyük güç olma özelliğini gösteriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.