Rusya'ya nasıl güven duyacağız?
Biz, Rusya’ya her zaman mesafeli olduk ve mesafeli davranılması gerektiğini de düşündüğümüzü hep söyledik. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin ile Moskova’da yaptığı görüşmeden sonra konu ile ilgili yazdığımız yazıda da “Görüşmeler iletişim açısından son derece önemli ama, ortada bizi rahatlatacak adımlar atılmıyor ve sonuç çıkmıyor” demiştik.
Dikkat edilecek olursa Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin’e PKK’nın Suriye uzantısı PYD konusunda gerekenleri söylemiş, Rusya Devlet Başkanı’ndan da önünde Moskova’daki PYD ofisinin kapatılması gerektiğini söylemişti.
Bizim bu görüşmede dikkatimizi çeken nokta şu olmuştu:
Putin “Terörle mücadele birlikte adım atalım ve mücadele edelim” demiş, ancak PYD konusunda Erdoğan’a hiç vaatte bulunmamıştı. PYD adını ağzına bile almamıştı.
Ancak Ruslar Moskova’daki Ofisi kapatmak bir yana, Afrin’de PYD kontrolündeki bölgede, PYD güçlerini yetiştirmek için üs kurmaya karar verdi. PYD sözcüsü Halil, Afrin’de kurulacak olan üssün aynı zamanda “doğrudan irtibat ofisi” olarak da görev yapacağını da söyledi.
Özetle, Rusya daha önce PKK’ya verdiği desteği, şimdi Suriye’de yeni bir anlaşma yaparak daha da sağlama aldı. Şimdi gelişen haberlere kısaca bir göz atalım:
Rus askerleri tanklarla ve zırhlı araçlarla Hatay sınırımızda bulunan Afrin’e giriş yaptı. Halep ve Münbiç’ten sonra Afrin de Rus askerlerinin denetiminde bulunuyor.
Reuters’a konuşan YPG sözcüsü Redur Halil, Rusya ile anlaşmanın pazar günü yapıldığını açıkladı. Halil, Rus askeri birliklerinin zırhlı araçlarla şimdiden bölgeye ulaştığını ifade etti.
YPG’nin elinde olan Afrin’de kurulacak olan üste, terörle mücadelenin bir ayağı olarak Kürt militanlarının eğitimi sağlanacak.
Uluslararası Türkçe Konuşan Ülkeler Gazeteciler Derneği Başkanı Güngör Yavuzarslan Suriye’de Rus askerlerinin Afrin’e girmesinin önemli bir gelişme olduğunu söyledi.
Yıllardır Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü PKK’nın uzantısı olan YPG konusunda Amerika ile sorun yaşıyoruz. Bütün çabamıza ve isteklerimize rağmen Amerika’nın PYD’den vaz geçmediği ve bu terör örgütünü silahlandırması bölgedeki tansiyonun artmasına neden olmuştu.
Şimdi ise Rusya’nın da PYD ile olan anlaşması ve bölgedeki Kürt grupların Afrin’de kurulacak olan bölgede eğitim göreceği haberleri öyle görünüyor ki, son günlerde iyileşen Türkiye-Rusya ilişkilerini de gerginleştirecektir.
Suriye rejimi ile de ilişkilerini petrol üzerinden yürüten ve bulunduğu bölgede üretilen petrolü rejime gönderen PYD varlığından şu an için rahatsızlık duymayan Esad’ın örgüt ile çeşitli alanlarda işbirliği yaptığı da biliniyor.
Öte yandan Kuzey Irak’taki Peşmergebaşı da bir yandan Amerika, diğer yandan Rusya ile PYD konusunda birlikte hareket ediyor. Barzani zaten daha önce yaptığı açıklamada “PYD’yi terörist grup olarak görmüyoruz” demişti.
Barzani, Kerkük üzerindeki hâkimiyetini ve Türkmenleri silme politikalarını da bütün hızı ile sürdürüyor. Bu satırlar yazılırken, Kerkük Kalesi başta olmak üzere, kentin önemli yerlerine Kürt bayrakları asıldı. Türk bayrakları ise tamamen yasaklandı.
Barzani ile zaten yazmaktan usandık. Türk ve Türkiye düşmanı Barzani, her zaman olduğu gibi yine Türkiye düşmanlığını sürdürüyor. Bağımsız Kürt Devleti peşinde koşan Barzani, bu küstahlığını Türkiye topraklarının bir kısmını kurulması düşünülen Kürdistan topraklarında gösteriyor.
Kuzey Irakta yayın yapan televizyon kanallarında hava durumu ve farklı programlarında ta Sivas'ımıza kadar kendi sınırlarına Türkiye'mizin üçte birini dahil etmeye cesaretini nasıl gösterebiliyor? Bunlara neden göz yumuluyor? Niye ses çıkarılmıyor?
Her zaman söylediğimizi yineleyelim:
Ne Amerika, ne Rusya, ne Barzani, ne Batı, Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Son yaşananlara ve gelişmelere kısaca göz attığımızda bunu daha net görebiliriz. Acı olacak ama, dostumuz yok, olanlar da kendi çıkarları uğruna bize dost görünmeye çalışıyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.