PARTİ İÇİ DEMOKRASİ ÖLDÜ,YAŞASIN “GANDİ” TİPİ DEMOKRASİ
Tarih… 3 Kasım 2010
CHP’ye büyük umutlar ile Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, koltuğunu biraz sağlama alır almaz ilk icraat olarak kendisinin o koltuğa oturmasında büyük pay sahibi olan Önder Sav’ı tasfiye ediyor ve işte bu tarihte yaptığı açıklamada Sav’ın tasfiyesini “Partideki korku imparatorluğunu yıktık” diye “ambalajlıyordu”…
Herkes mutlu mesuttu zira partililer bunu bir “özgürleştirme” hamlesi olarak görüyor, yıllardır parti içerisinde delegasyonu dizayn etmesinden bıktıkları Önden Sav’ın tasfiyesine adeta “zil takıp” oynuyordu.
Öyle ya “Gandi Kemal” bir kere başa geçmişti ve CHP’de artık herşey değişecekti,parti bir “özgürlükler deryası” halini alacaktı…
En azından “hayaller” böyleydi…
***
Tarih… 25 Haziran 2013
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çıkmış partisinin grup toplantısında yine esip gürlüyor,mangalda demokrasi adına kül bırakmıyor…Grupta hazır ve nazır bulunan, bir sonraki dönem için Kemal Kılıçdaroğlu’nun ağzının içine bakan milletvekilleri de tabii alkış kıyamet “Bravo” diyorlar sevgili genel başkanlarına…
Bu kitle psikolojisinin verdiği coşku ile Kılıçdaroğlu hızını alamıyor ve döktürüyor:
“Dünyada 7 milyar insan var. Hata insan içindir. Hatadan arınmak zordur. İnsanoğlu hatasından döner. Yeri gelir özür diler. Bu insan verilmiş bir erdemdir. Hata yaptıysak çıkarız özür dileriz. Ama yedi milyar insandan bir kişi var. “Ben hata yapmam” diyor. Benim söylediklerimi yapmazsanız doğru yapmış olmazsınız diyor. Onun adı Türkiye’nin yeni diktatörü Recep Tayyip Erdoğan’dır.”
Büyük muhalefet doğrusu, ayakta alkışlar dakikalarca kesilmiyor…
Tabii aynı Kılıçdaroğlu’nun 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde parti tabanına “Tıpış tıpış oy vereceksiniz” sözleri daha söylenmemiş olduğu için CHP’liler yine mutlu mesut…
“Görüyor musun bak nasıl da konuştu…Ahh bir iktidar olsak valla memleketi tam bir Batı demokrasisi haline getir Kemal Bey,Gandi o Gandi” diye konuşuyorlar hayallere hülyalara dalıyorlar kendi aralarında…
***
Tarih…4 Nisan 2018
CHP Gurup Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partinsin grup toplantısında konuşurken yine sözü dönüp dolaştırıyor ve “Erdoğan’ın tek adamlığına” getiriyordu…
Kemal Kılıçdaroğlu bu kez daha bir coşkun seller gibi çağlıyor ve “Birlikte çalışacağız ve bir diktatörden ülkeyi kurtaracağız” “…Tek adam rejimini yıkacağız. Dikta yönetimini ve diktatörü alaşağı edeceğiz.” Diyordu…
***
Tarih…8 Şubat 2020
CHP İzmir İl Kongresi yapılıyor… CHP’de İzmir İl Başkanlığı için “Demokrasi aşığı,dikta karşıtı,tek adam karşıtı cephenin yılmaz lideri” Kemal Kılıçdaroğlu sırf kendi adayı tek aday olarak kongreye katılabilsin diye divanda yapılmadık oyun bıraktırmıyor, muhalif aday Cüneyt Oğuz’un adaylık için toplandığı imzaları “mükerrer” gerekçesi ile geçersiz saydırıyor ve muhteşem bir demokrasi örneği ile (!) İzmir İl Kongresi’ni de kendi istediği adayın tek aday olarak katıldığı şekilde gerçekleştiriyordu.
***
Tarih…9 Şubat 2020.
CHP İstanbul İl Kongresi yapılıyor… “Demokrasi aşığı” “Tek adamlık düşmanı” halk kahramanımız Kemal Kılıçdaroğlu, İl Kongresi’nde “tek aday çıksın” diye kendi desteklediği aday olan Canan Kaftancıoğlu’nun karşısına çıkacak adayı telefonla geri çektiriyor ve İstanbul kongresinin “Tek aday” ile yapılmasını sağlıyordu…
Yani İzmir yine şanslıydı hiç değilse muhalif aday kongre salonuna kadar gelebilmişti artık bu bile CHP içi başarı sayılıyordu zira Kemal Kılıçdaroğlu’nun yoğun “telefon diplomasisi” sayesinde İstanbul’da muhalif aday dahi çıkamamıştı
***
Tarih…16 Şubat 2020
CHP Ankara İl Kongresi yapılacak ama kongre öncesinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun “demokrasi aşkı” depreşiyor yine.İlk olarak uzun zamandır il başkanlığına aday olmak için çalışmalar yürüten Umut Akdoğan Genel Merkez’e çağrılıyor.Artık ne oluyorsa oluyor bu ziyaret sonrası Umut Akdoğan adaylıktan çekiliyor.
Ama Kemal Kılıçdaroğlu kafasında Ankara’nın başına geçecek ismi belirlemiş ve Ali Hikmet Akıllı ismini son derece “demokratik” şekilde tüm ilçe başkanlarını toplantıya çağırarak kibarca lanse ediyordu.
Geriye tek adaylı muhteşem demokratik bir yarış ortamı oluşması için Gençlik Kolları eski Genel Başkanı ve PM eski üyesi Ayhan Yalçınkaya’nın adaylığını halletmek kalıyordu tabii “Aman parti bölünmüş görüntü vermesindi”
Yalçınkaya ise anlaşılan demokrasiye inanmıyordu….Zira açılan telefonlar,gönderilen aracılar Yalçınkaya’yı adaylıktan vazgeçiremiyordu. Dedik ya Ayhan Yalçınkaya “Demokrasiye” inanmıyordu…
Kongre sabahı Ayhan Yalçınkaya’nın başkanlık adaylığı için verilmiş 169 imza vardı,salona gidene kadar Kemal Bey’in Genel Merkez ekibi 100 kişiye imzasını çektirmişti bile…Tabii “Demokrasinin” gücü başka şey.
Yalçınkaya 69 imza ile başkanlık başvurusunu divana verince son dönemin en büyük ve en muhteşem “Demokrasi” icadı “Mükerrer imza” formülü devreye giriyor ve hoop 40 imza da böyle iptal oluyordu…
İşte Kemal Kılıçldaroğlu’nun istediği o pek harika, dikensiz gül bahçesi, “demokratik” yarış ortamında kendi kendisi ile yarışan Ali Hikmet Akıllı da “demokrasinin” gereği olarak Ankara İl Başkanı seçiliyordu.
Bir “demokrasi şöleni” daha tamamlanmıştı.
***
Ankara’da bu muhteşem “demokrasi şöleni” varken CHP Mersin’de de bir başka “Demokrasi” şöleni yaşanıyor, Divan Başkanlığı için Kemal Kılıçdaroğlu’nun “askeri” olarak gönderilen Engin Özkoç demokrasi adına adeta göğsünü siper ederek partide “anarşik” hareketlerde bulunup Sayın Kılıçdaroğlu’nun “buyruğunun” aksine aday olmak gafletinde bulunan hadisiz (!) Alptekin Eser’e haddini yine muhteşem demokrasi icadı “Mükerrer imza” formülü uygulayarak bildiriyor,47 imzası iptal edilen Alptekin Eser’in adaylığı engellenerek “demokrasimiz” güvence ve teminat altına alınıyordu.
Hem de ne teminat, salonda CHP delegesinden fazla Çevik Kuvvet polisi “yığılarak” demokrasinin sağlanmasına ne kadar önem verdiğini gösteriyordu Kılıçdaroğlu ekibi…
***
İşte el aleme gelince talkımı veren Kemal Kılıçödaroğlu, “Tek adam” rejimine bayrak açarken (!), iş kendi koltuğunu korumak olunca “Tek adamlığın” adeta kitabını yazıyor sevgili okuyucular,maşallah kendisinin bu “demokrasi” sevdası ise bizim gözlerimizi yaşartıyor…
Bu arada Kılıçdaroğlu’nun kendi tek adamlığını “kurumsallaştırmak” için dayattığı bu “Tek adamlık” rejimine “ambalaj” yaptığı “Aman parti içinde çok adaylı kongreler bölünmüşlük imajı veriyor” laflarından sonra dün yaşanan rezaletler eminiz partinin oylarına en az %20 artı katkı sağlamıştır…
Şaka bir yana dün itibariyle CHP içerisinde maalesef parti içi demokrasi ölmüştür ve yeni demokrasi şeklimiz “GANDİ TİPİ DEMOKRASİDİR”
Ve bizim alışık olup sevdiğimiz ve dün ölüm ilanını verdiğimiz “PARTİ İÇİ DEMOKRASİ” için bize ise sadece El Fatiha demek kalıyor…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.