Ortalık Karıştı…

Kırk  elli yıldır bu memlekette yaşıyorum ama bir türlü bu ülkeyi, bu milleti anlayamadım. Bunu olumlu anlamda söylemiyorum.

Çocukluğumdan beri her şey düzelmeye başladı diye düşündüğüm an, muhakkak siyasî, ahlakî veya ekonomik sıkıntılar, krizler üst üste gelmeye başlıyor.

Üstelik ortada fol yokken yumurta yokken bir tas suda fırtınalar kopuyor, her şey birden karışıyor. Dolar fırlıyor, petrol fiyatları tavan yapıyor, ekonomi alt üst oluyor.

Zorla sağlanan sosyal barış yok oluyor, tepemizden füzeler yağıyor, ta yüreğimizde bombalar patlıyor.

Yüzlerce masum insanımız, gencecik askerlerimiz, polislerimizi kaybediyoruz. Yüzlerce haneye ateş düşüyor. Bağrımız yanıp kavruluyor.

Kendini bilmeyen vatan hainleri canım vatanımın bir parçasını benden koparıp almak istiyor. Bunu sadece istemiyor, Meclis başta olmak üzere her yerde söylüyor, elinden gelen her türlü kötülüğü de yapıyor.

Kendisine bir şey diyen olduğu zaman da demokrasiden, insan haklarından dem vuruyor.

İçimizden bir kişi de çıkıp bunun demokrasi ile ilgisi olmadığını, bunun düpedüz vatan hainliği olduğunu söyleyemiyor.

Dünyada hangi ülke kendi askerine, polisine, insanına kurşun sıkmayı demokratik hak olarak görür de sesini çıkarmaz. Bırakın ses çıkarmamayı, anında yok ederler, yaşama hakkı tanımazlar.

Bizde siyasî bir sürü gerekçe uydurularak dostluk, barış, kardeşlik gibi kavramların arkasına sığınarak her türlü hainliği yapmalarına müsaade ediyoruz.

Olan, bu topraklar uğruna yüzyıllardır gözünü kırpmadan şehit olan insanımıza yani bize oluyor.

Bu da yetmiyormuş gibi memleketi idare edenler kendi içinde açık gizli demeden koltuk kavgasına, benim dediğim olacak, senin dediğin olmayacak çekişmesine başlarsa bu millete, bu topraklara yazık olur.

Bırakın ekonomik krizi, yok olma tehlikesi bile yaşabiliriz.

O yüzden insanlarımız önümüzdeki büyük tehlikeyi görüp yöneticileri uyaracak, aklını başına aldıracak tepkiyi göstermeli, kendi için değil, bu topraklar için yaşayan, çalışan insanları devletin başına getirmelidir.

Özellikle, son günlerde duyduğumuz, yaşadığımız şeyler milletçe bizi üzüyor, karamsarlığa sevk ediyor.

Yönetim makamında bulunanlar bir an önce sorumluluklarını hatırlamalı ve o ciddiyetle hareket etmelidirler. Yoksa, tarih zamanı gelince gerekli hesabı onlara soracaktır.

Ortalığı karıştırmaktan vazgeçin, vatanımızı geleceğe nasıl daha iyi hazırlarız onun mücadelesini verin.

Ne olur, ortalığı karıştırmayın…