Modern Hibrit Savaşı
Öncelikle açık kaynakları irdelediğimiz zaman, Hibrit savaşı ile ilgili karşımıza neler çıkıyor ilk onun tanımını yapalım. Milli savunma üniversitesinin kaynaklarında belirtilen açıklama şu şekilde devam ediyor.
Günümüzün farklılaşan algılamaları ve hızlı teknolojik ilerlemelerinin ortaya çıkardığı Karma (Hibrit) Savaş kavramı da askeri düşünce biçimlerinde yeni yaklaşımlara neden olmaktadır. Ulusal ve uluslararası alanda askeri ve güvenlik çalışmaları konusunda araştırmalar yapan akademisyenler ve konusunda uzmanların bir araya gelerek oluşturdukları bu dokümanın, konunun daha iyi anlaşılmasına olan katkılarının yanı sıra geleceğin harekât ortamına yönelik farklı bakış açıları yaratarak yapıcı ve işlevsel özellikler kazandıracağını düşünüyorum.
Küreselleşme, teknolojik gelişmeler ve bilgi alanındaki köklü ve nitelikli değişiklikler, insanlığın önceden tecrübe etmediği bir değişimi dünyaya kabul ettirmiştir. Değişimden kaynaklanan yeni düzen kavramsal, deneyimsel hayatımızın içindeki hemen hemen her şeyi etkisi altına almış, savaş olgusu da bunun istisnası olmamıştır.
Hibrit Savaş ta bu değişimin bir ürünü olarak 2007 yılında literatüre girmiştir. İlk defa Frank HOFFMAN tarafından kullanılan Hibrit Savaş kavramı;
Birçok savaş çeşidinin, esnek ve gelişmiş düşman tarafından o andaki şartlara en uygun olacak şekilde aynı anda kullanıldığı bir savaş türünü ifade etmektedir. Bu kapsamda, savaşları büyük ya da küçük veya düzenli ve düzensiz şeklinde sınıflandırmak bir anlam taşımamaktadır. HOFFMAN, önümüzdeki dönemde konvansiyonel kuvvetler, gayri nizami harp unsurları, terörist gruplar ve suç örgütlerinin aynı harekât alanında ve aynı zamanda mevcut olacaklarını iddia etmektedir. Bu durumda hibrit savaşın en belirgin özelliğini, düzensiz harp taktiklerinin ve yüksek teknolojinin beraber kullanımı oluşturacaktır.
Hibrit savaş sadece devlet dışı aktörler ile sınırlı kalmayacak, gelecekte devletler, konvansiyonel olarak daha güçlü devletlere karşı bunu kullanabileceklerdir.
Hibrit Savaşın öne çıkan özellikleri olarak; yeni yöntemler ve araçlar kullanılması, sivil, asker ayrımının bulanıklaşması, devletin yanına birçok devlet dışı aktör konumlanmasını sıralamak mümkündür.
Hibrit savaşın felsefesini oluşturan en temel yaklaşım ise öngörülebilir davranışlardan kaçınarak, her türlü saldırı çeşidini kullanmak suretiyle beklenmeyen hareketlerle avantaj sağlamaktır. Bu özellikleri ve yaklaşımı göz önünde bulundurarak. Hibrit Savaşın yeni bir savaş çeşidi olduğunu söylemek çok güçtür. Yeni kavramları tartışırken geçmişin temel kurallarını unutma ya da geleceği tartışmaya odaklanmayı erteleme tuzaklarına düşmemiz gerektiğini özellikle belirtmeliyiz. Burada, Robert Johnson’ın “Savaş hakkında bilinen ve oturmuş doğruları temel almamız ve yeni ve belirsiz görünenlerin dikkatimizi çok dağıtmasına izin vermememiz gerekmektedir.
Hibrit savaş kavramının ortaya çıkmasına yol açan ana neden, yeni güvenlik ortamında düzenli ve düzensiz savaşın çok fazla iç içe geçmişliğine ilişkindir.
Değerli araştırmacı yazar. Eylem Okumuş hocama sordum Hibrit savaş nedir hocam diye. Açıklamasını olduğu şekilde sizlere aktarıyorum değerli okuyucular.
Vekalet savaşları günümüzde hibrit savaşın önemli bir aracı olarak kullanılmaktadır. Vekalet savaşları düşük maliyetli olmanın yanında, uluslararası hukukun getirdiği sınırlamaları devletlerin aşmasında maalesef bir yöntem olarak da görülmektedir. Hibrit savaş özelikle zayıf ve iyi yönetilmeyen devletler için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Zayıf devletlerin karşı koyma güçleri sınırlıdır.
Barış dönemindeki hibrit savaş uygulamalarının önemli bir yöntemi Arap Baharı veya daha önceki renkli devrimlerdekine benzer şekilde dışarıdan yönlendirilen protesto gösterileridir.
Hibrit savaş, düzenli ve düzensiz savaşın bir arada yürütülmesine vurgu yapan bir kavramdır. Genel bir tanımlama ile siyasi istekleri karşı tarafa kabul ettirmek amacıyla, muğlaklık yaratarak barış, kriz, çatışma ve savaş ortamındaki koşullara özgü şekilde askeri ve askeri olmayan vasıtaların en uygun karışımının bütünleşik olarak kullanılmasını öngören bir savaş konsepti ifadesiyle tanımlanabilir. Ancak, hibrit savaş kavramının ortaya çıkmasına yol açan ana neden, yeni güvenlik ortamında düzenli ve düzensiz savaşın çok fazla iç içe geçmişliğine ilişkindir.
Eski yıllarda nispeten farklı alanlarda ve farklı kuvvetlerle yürütülen düzenli ve düzensiz savaş, günümüzde aynı harekât ortamında düzenli ve düzensiz güçlerce bir arada yürütülür hale gelmiştir. Çatışmaların tarafı olan ve etkilenen yerel ve uluslararası aktörler artmıştır. Devlet güçleri, düzensiz silahlı gruplar, teröristler, suç örgütleri, uluslararası örgütler, istihbarat örgütleri ve siviller iç içedir. Olaylar ve çatışmalar daha çok sivil yerleşim alanlarında gerçekleşmektedir. Çünkü kaynakların ve tesislerin çoğunun bulunduğu şehirlerin ve burada yaşayan sivillerin kontrolü konvansiyonel muharebelerdeki kritik coğrafi arazilerin kontrolünden çok daha önemli hale gelmiştir. Hibrit savaş kavramını gündeme taşıyan diğer önemli bir husus ise düzenli ve düzensiz savaşa yönelik vasıtaların değişimine ilişkindir. Siyasi, sosyal, ekonomik ve teknolojik değişimler yeni araçlar ortaya çıkarmıştır. Özelikle yeni teknolojik ve bilimsel gelişmeler savaşma biçimi üzerinde radikal etkiler yaratmakta ve mevcut askeri konseptlerin sürekli değişimine neden olmaktadır. Mevcut teknolojik yenilikler sonucu insansız sistemler, siber yöntemler ve sosyal medya etkisi gibi pek çok askeri ve askeri olmayan yeni araçlar etkileri artan bir tempoda kullanılır hale gelmiştir.
Kullanılmaya başlanan otonom sistemler mevcut askeri konseptler üzerinde radikal değişimlere yol açmaktadır.
Günümüzde barış ve savaş arasındaki fark belirsizleşmiştir ve devletler rakiplerine isteklerini kabul ettirmek için doğrudan savaşmak yerine birbirlerine karşı barış döneminden itibaren çeşitlendirilmiş vasıtalarla ilan edilmemiş örtülü savaşlar yürütmektedirler. Bu bakımdan hibrit savaş yalnızca çatışma dönemi ile sınırlı bir kavram değildir ve barış, kriz ve çatışma dönemlerinin tümüne yayılan bir konsepttir.
Hibrit savaşın en belirgin özelliklerinden birisi muğlaklık yaratmaktır. Muğlaklık üç şekilde düşünülebilir. Birincisi yürütülen faaliyetlerin arkasında kim olduğunun bilinmemesi, ikincisi bu faaliyetlerin arkasındakiler bilinse dahi asıl amacın ve niyetin anlaşılamaması ve üçüncüsü de askeri güç kullanımı olup olmayacağıdır. Muğlaklık yalnızca karar vericileri hedef almaz. Aynı zamanda kamuoyunu, etkili grupları, şahısları ve doğrudan halkı hedef alır. Ayrıca uluslararası aktörler ve taraflar üzerinde de muğlaklık yaratılması amaçlanır. Propaganda, psikolojik harekât, medya ve sosyal medya manipülasyonları, stratejik iletişim gibi araçlar yanında etkili diplomatik, ekonomik, askeri, sosyal kültürel eylemler de yer alabilir.
Barış döneminde hibrit savaş ağırlıklı olarak askeri olmayan vasıtalarla yürütülmektedir. Diplomasi, siyasi ve ekonomik zorlamalar, enerji vb. diğer bağımlılıkların istismarı, yıkıcı faaliyetler, suç ve terör örgütlerinin kullanılması, sivil toplum kuruluşlarının kullanılması, medya ve sosyal medya manipülasyonları, stratejik iletişim, psikolojik harekât memnuniyetsiz grupların provokasyonu, sivil itaatsizlik, istihbarat operasyonları ve siber saldırılar bu dönemde yaygın olarak kullanılan yöntemler ve araçlardır.
Hibrit savaş kavramının ortaya çıkmasına yol açan ana neden, yeni güvenlik ortamında düzenli ve düzensiz savaşın çok fazla iç içe geçmişliğine ilişkindir. Vekalet savaşları günümüzde “hibrit savaşın” önemli bir aracı olarak kullanılmaktadır. Vekalet savaşları düşük maliyetli olmanın yanında, uluslararası hukukun getirdiği sınırlamaları devletlerin aşmasında maalesef bir yöntem olarak da görülmektedir. Hibrit savaş özelikle zayıf ve iyi yönetilmeyen devletler için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Zayıf devletlerin karşı koyma güçleri sınırlıdır. Barış dönemindeki hibrit savaş uygulamalarının önemli bir yöntemi Arap Baharı veya daha önceki renkli devrimlerdekine benzer şekilde dışarıdan yönlendirilen protesto gösterileridir.
Artık savaşlar topla, tüfekle yürütülmüyor. Konvansiyonel olarak hız kesmeden 21'nci yüz yılda yerini almış durumdadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.