Lanetli pay talebi

Bizim yüklemli düşünce, hassasiyetimizinişaretlendiği...

Tüm anlamlar!

(Devlet, Millet, Vatan, Siyaset, İddia,
İdeal, Doğruluk, Dürüstlük, İyi, Güzel,
Hak, Hukuk, Hakkaniyet, Adalet, Demokrasi,
Emek, Özgürlük, Haram, Helal, Kul hakkı,Vs...)

Haramzadelerin elinde değişip, dönüşüp, bambaşka bir şey olmuştur.

Buna rağmen bilinmez bir iştiyak, yönelimiyle... 

Bu anlamlardan vazğeçemiyoruz.

Çok farklı bir arzumuz var.

Ne olursa olsun bu anlamlar...

Bizimdir, bizde olmalıdır.

Ne yapıp, edip onları geri  almalıyız.

İyide o anlamlar, yoğun bir  tahribata uğradı, garip ve garabet bir hal aldı.

Bizdeki anlamıyla ordaki anlamı arasında dağlar kadar fark var.

Olsun, onlar "bizim ilk aşkımız" gibi hala içimizde barınır... diyoruz.

Geri alınca bizde durup, durmayacağı da mechul...

Hiç bir şey caydırmıyor bizi...

İstiyoruz.

İşte bu hal bence,'' lanetli pay'' talebidir.

Bir diğer adı: zahmetli ve marazlı milliyetçilik arğüman kurğusudur.

Yaban eller de, haramzade zihniyetlerde doyumsuz ve tatminsiz bir gerçek'le hemhal olup, değişip, dönüşmüşlerdir.

Yeniden eski hallerine dönüşmeleri getiri, götürü hesabında çok ince elenip, dokunacak durmdadır.

Belki de kullanım tarihleri geçmiştir.

Fabrika ayarlarına dön tuşuna basmakla ayar yüklemesi zordur.

Olsun bahsi, bir züğürt tesellisidir.

Tabi bence!

"Dün dünle gitti yeni şeyler söylemek lazım, cancazım."

×××××××××××××××××××××

Hoca Nasreddin, bir gün camide dua ederken...

Yanında ki bir adamın duasına kulak kesilir...

''Yarabbi çolak koluma bir kol ver...

Yarabbi topal ayağıma bir ayak ver...

Yarabbi kör gözümw bir göz ver...

Yarabbi kambur sırtıma bir sırt ver...

Yarabbi kel başıma sırma saç ver...

Vs...Vs...Vs...''

Bizim hoca bakar ki talepler, uzayıp gidiyor, dayanamaz...

''Bire adam, Allahın işi gücü yok da, senimi tamir edecek?

Yenisini yaratır olur, biter.''der.

Bizim,''lanetli pay' talebini  işaretlediğimiz!

Zahmetli milliyetçilik, dediğimiz bu talepler arğümanında özdeşleşen  yüklemlerdir.

Yüklemsiz özne, hanği bahsi açar, düşünelim.

O zaman bunca çaba, ğayret ve ödenmiş bedele rağmen...

Niye muhatapsızız, niye hak ettiğimiz yerde değiliz?

Belki anlaşılır.

Haa bir de"Kavramsal patoloji"denen şey var, bunu da öğrenin.