Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde katliam yapan Volkan Bayar olayına hangi açıdan bakmalı?

Sıradan bir cinnet mi?

Yoksa profesyonel bir CIA-FETÖ operasyon mu?

Katilin resmine, özgeçmişine, söylenenlere bakınca Rus Büyükelçisine düzenlenen suikast aklıma geldi…

Rusya ilişkilerimizin doruk yaptığı bir noktada elçiliğe yapılan bu suikast çok önemliydi.

Ogün herkes ‘acaba Rusya ile ne olur, yine kriz çıka mı?’ diye düşünürken ben bu olayın ilişkileri daha da güçlendireceğini savunmuştum nitekim geldiğimiz nokta aynen dediğimde beni haklı çıkardı.

Şimdi de ülkemiz sınır ötesinde pkk, kıtalar ötesinde CIA taşeronu FETÖ’ye darbe üstüne darbe vurmaktadır.

Üstelik FETÖ ile mücadele de adalet düştüğü tuzaktan kurtulmakta ve ihbar, şikâyet, asılsız iddiaları artık dikkate almadan işin derinliğine kadar gitmektedir.

İşte tam da bu ortamda VOLKAN BAYAR’ın yaptığı katliama sadece bir hastanın yaptığı olaya olarak bakmamak lazım.

Katliamın kodları FETÖ ile mücadelede nerede olduğumuza dair çok tehlikeli sinyaller vermektedir.

Kim bu VOLKAN BAYAR?

Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde katliam yapan Volkan 2011 yılında yüksek lisansını ABD'deki Denver Üniversitesi'nde yapmış.

Şöyle bir üniversiteye girdim ve baktım benim orada okumam ekonomik olarak hayal.

Peki, Urfalı fakir bir Anadolu çocuğu olan Bayar nasıl oldu da orada okudu?

Üstelik eşi ile birlikte.

Üstelik vasat bir eğitim seviyesine sahipken.

Bayar ABD'de Denver üniversitesinde yüksek lisans yapmak için MEB'den burs almış.

ABD’den dönünce Tokat’taki Gaziosmanpaşa Üniversitesi’ne araştırma görevlisi olarak işe başlayan Bayar hakkında FETÖ' den beş soruşturma açılmış.

Bayar, Eskişehir’de de bir soruşturma geçirmiş.

Ona yapılan soruşturmadan bir şey çıkmamış ama onun FETÖ’ cü diye şikâyet etiklerinin başına gelmeyen kalmamış

Özelikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Volkan Bayar önüne gelen neredeyse bütün akademisyenler hakkında FETÖ’cü oldukları iddiasıyla ihbarda bulunmuş.

Ve bunları itirafçılık adı altında yapmış.

İTİRAFÇI ne demek?

İtirafçılık genellikle, terör örgütlerinin bünyesinde bir müddet bulunduktan sonra, örgütten koparak devlete sığınan ve örgüt hakkında bilgiler veren kişilere denir.

Bir bakın bakalım 4 insanı profesyonelce, hedef şaşmadan katleden Volkan Bayar itirafçı tipine mi yoksa ajan tipin ne mi uyuyor?

Bence önemli görevleri olan biriydi…

Hedefinde ise ülkücü öğretim görevlileri vardı.

Örneğin üniversitenin sekreteri Fatih Özmutlu ülkücülüğü herkes tarafından biline biriydi.

Öldürülmesine sadece bir cinayete, cinnet gözü ile bakmak yanlıştır.

Katilin profesyonelliğine bakarsak bir haşhaşi eğitiminden geçtiği kesindir.

Olayla ilgili okuduklarıma bakınca katilin görevi; Hedef saptırmaydı ve onu yerine getirerek içerisinde çalıştığı kurumu (hem de eğitim yuvası olmasına rağmen) insanları bir birini öldürecek kadar düşman etme ve insanların adalete güvenini sarsma üzerineydi.

Anlaşılan o ki; Volkan Bayar kendisine ve içinden geldiği örgüte düşman olan herkesi FETÖ'cü diye ihbar edip ihraç ettiriyor, cezaevine attırıyormuş.

Başaramadıklarına da kurşun yağdırdı.

Şimdi sorulması gerek sorular şunlardır;

ABD’de okuyabilme bursunu nasıl aldı?

Hangi özelikleri vardı da bu burs ona verildi?

Bu bursun altına o dönem kim, hangi gerekçe ile imza attı?

Ayrıca o silahı nereden buldu?

Nasıl bir ustalıkla hedef şaşmadan dört öğretim görevlisini öldürdü?

200 yakın insanı ihbar etti de hiç mi dur be arkadaş sen kimsin denilmedi?

Peki, bunlar olurken FETÖ ile mücadele etiğini savunanlar neredeydiler?

Tüm bu detaylarda görülmesi gereken gerçek ise; CIA ve uşaklarının ülkemizdeki kargaşa çalışmaları devam ettiğinin göstergesidir.

Her yaşanan olay CIA’nın ülkemizde kargaşa taşlarını nasıl organize ettiğinin, FETÖ ile mücadele de ne kadar eksik olduğumuzun ve bu örgütün uyuyan hücrelerinin ne kadar çok ve güçlü olduğunun göstergesidir.