HZ. İMAM HÜSEYİN'İN FAZİLETLERİNDEN!
Siyasetcafe.com un aziz okurları! Mah-ı matem Muharrem ayı münasebeti ile birkaç bölüm sizlerle İmam Hüseyin (a.s), Kerbela, Kerbela’dan alabileceğimiz dersler etrafında bir araya geleceğiz.
Konuya bir hadisi şerif ile başlarsak daha uygun olacaktır. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Hüseyin bendendir; o benim evladımdır, kardeşinden sonra insanların en üstünüdür; o Müslümanların İmamı, müminlerin mevlası, âlemlerin Rabb'inin halifesidir; yardım dileyenlerin yardımına koşan, sığınak arayanların sığınağı ve Allah'ın yaratıklarına olan hüccetidir; o, cennet gençlerinin efendisi ve ümmetin babıdır (kapısıdır); onun emri benim emrimdir; ona itaat bana itaattir; ona uyan bendendir; ona isyan eden ise benden değildir." (Emali-yi Saduk, s. 101)
İmam Hüseyin (a.s) buyurmuştur ki: "Resulullah (s.a.a)'in yanına gittim, Ubey b. Ka'b da oradaydı. Resulullah (s.a.a) bana şöyle buyurdular: "Hoş geldin ya Eba Abdullah; ey göklerle yerin ziyneti!"
Ubey b. Ka'b; “Ya Resulullah, senden başka göklerle yerin ziyneti nasıl olabilir?!” Resulullah (s.a.a) cevaben şöyle buyurdular: "Ey Ubey! Beni hak olarak peygamberliğe seçene andolsun ki, Hüseyin b. Ali'nin göklerdeki makamı yeryüzündeki makamından daha büyüktür. Allah'ın arşının sağ tarafına şöyle yazılmıştır: Hüseyin, hidayet kandili ve kurtuluş gemisidir..."(El-Uyun-u Ahbar'ur-Rıza, c. 1, s. 59)
Hadisi Kutsi'de Allah-u Teâlâ buyurmuştur ki:"Bilin ki, Hüseyin, dünya ve ahirette bütün şehitlerin seyyidi (efendisi) ve cennet gençlerinin efendisidir."(Kamil'uz-Ziyarat, s. 70)
Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: "Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin'denim; Hüseyin'i seveni Allah sever."
Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: "Kim, gök ehli yanında yeryüzü ehlinin en sevilenine bakmak istiyorsa, Hüseyin'e baksın."( Menakıb-i İbn-i Şehraşub, c. 4, s. 73)
Enes diyor ki: İmam Hüseyin (a.s)'ın yanında olduğum bir sırada bir cariye gelerek O'na bir demet gül takdim etti. İmam Hüseyin de (karşılık olarak): "Sen Allah yolunda hür ve serbestsin" buyurdular."
Ben Hazrete: "Bir cariyenin değersiz bir demet gül vermesiyle onu azat mı ediyorsun?" dediğimde buyurdular ki: "Allah'u Teâlâ bizi böyle eğitmiştir ve Kuran'da buyurmuştur ki: "Size bir iyilik edildiğinde (veya bir selamla selamlandığınızda) siz ondan daha güzeliyle veya aynı ayarda karşılık verin." ( Nisa,86) O iyilikten daha güzeli, onu azat etmekti (Allah yolunda serbest bırakmaktı)." (Keşf'ul-Ğumme, c. 2, s. 31)
Hz. İmam Hüseyn (a.s) fakirleri çok sever ve onlara geceli gündüzlü yardımlar ederdi. Şuayb b. Abdurrahman-i Huzaî diyor ki: Aşura günü İmam Hüseyin (a.s)'ın omuzlarında bir iz (siyahlık) görüldü. İmam Zeyn'ul Abidin (a.s) dan bunun sebebini sorduklarında şöyle buyurdular: "Bu iz, fakir, yetim ve yoksulların evlerine götürdüğü (deriden olan) azık torbasının bıraktığı izdir."(Menakıb, c. 4, s. 66; Bihar, c. 44, s. 190, H. 3)
İmam Hüseyin (a.s)'ın tevazusu tarihte çok meşhurdur. İbn-i Asakir, Tarih-i Dimaşk kitabında şöyle naklediyor: "Bir gün İmam Hüseyin (a.s), abalarını yere sermiş kuru ekmek yemekle meşgul olan bir grup fakir ve yoksulların yanından geçerken onlar İmam (a.s)’ı yemeğe davet ettiler. İmam (a.s) atından inerek; "Allah mütekebbirleri sevmez" deyip onlarla birlikte yemek yemeğe başladı. Sonra onlara; "Ben sizin davetinizi kabul ettiğim gibi siz de benim davetimi kabul edin” buyurdu. Onlar da bu daveti kabul ettiler. İmam (a.s) onları evine götürüp cariyesi Rubab'a şöyle dedi: "Azık olarak topladığın şeyleri misafirlere getir." İmam (a.s) onları iyice ağırladıktan sonra bir takım hediyelerle onları uğurladı. (A'yan'uş- Şia, c. 1, s. 580)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.