TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın, PKK televizyonunda,(arkada TSK’nın zehirli gazı nedeniyle şu kadar gerilla şehit oldu yazısı dönerken!) “Belli ki sinir sistemini tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.” diyerek TSK’nın PKK’yle başarılı mücadelesine atılabilecek en çirkin iftirayı atmasının ardından gelişen olaylar, şaşırtıcı boyutlara ulaştı.

Türk insanının ve Türk eğitim sisteminin bin bir emek ve umutla yetiştirdiği toplumun en parlak insanlarının toplandığı meslek/lerve yine devletin Anayasayla her türlü özerkliği vererek kolaylık sağladığı meslek örgütünün yöneticisinin ihaneti affedilir değildir.

Bunlar yok demokrasi, yok dereler, yok çevre, yok işçi sınıfı hakları vs. kılıfı altına gizlenmiş yeminli Türkiye ve hatta Türk düşmanlarıdır.

Dolaysıyla Şebnem Korur Fincancı’nın, yaptığından en küçük bir pişmanlık belirtisi göstermediği görülüyor:

“Tutuklanırsam da tutuklanırım!” 
Hak ettiği cezaya da çarptırılacağı umudundayım.

‘TÜRK’ ADI NİYE KALKIYOR?

Ben ‘olay’ın bu bilinen yanını değil, bana tuhaf gelen yanını vurgulamak istiyorum.

Fincancı’nın bu iftirasının ardından Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, TTB ve TMMOB’un yönetim yapısını, delege seçimindeki kemik dar klik ‘örgütlülük’ün dağıtılmasına bir çare bulacak formül yerine, bu güzide mesleklerin gerçekten Anayasa’nın çok akıllıca güvenceye aldığı ve önemini vurgulamak için de başına gururla “Türk” adını koymuş olmasını hedefe alarak, “…Gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin de değiştirilmesini sağlayacağız. Ülkesine ve ordusuna alçakça iftira eden şahsın başındaki Türk'le ile başlamasının milletin her ferdini rahatsız ettiğine inanıyorum.” demesini şayanı hayretle karşıladım.

Lağvet, yeniden kur, mevzuatını değiştir, böl vs. ama “Türk” adını kaldıracağız demek biraz garip ve şüpheli bir tavırdır.

MHP’nin tavrı eleştiriye dönüktür, gerekirse lağvetmeye dönüktür o başka.
Ancak ülke kalkınmasında mühendis ve mimarlar en büyük rolü oynayacaksa, bu ülkenin sağlık sistemi ihracat yapmaya başlayacaksa demir disiplin içinde ama bir o kadar da mesleğe yakışır demokratiklikte bir örgüte ihtiyaçları hep olacaktır.

Ve bu örgütlerin başında da “Türk” adı gururla dalgalanmalıdır.

Bugün dünyanın en büyük barajlarını, en uzun köprülerini, Türksat uydusunu, silah sistemlerini, TB2’leri, füzeleri vs. öğündüğümüz bütün şeyleri yapanlar mühendislerimizdir.

Öğündüğümüz Şehir Hastaneleri doktor kaynıyor! Başarılı doktorların omzunda yükseliyor.

Bu güzide meslekleri ‘Türk’süz bırakmak da ne ola!

TBMM’de bu tür konuşmalar olduğunda TBMM’nin adından Türk’ü kaldırmayı düşünüyor musunuz?

Cumhuriyet’e Fincancı’nın TSK’ya saldırdığı gibi saldıran AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın da milletvekilliğini düşürerek tutuklanmasını isteyebilir misiniz?

(Mahir Ünal’ın konuşmasının Erdoğan’dan habersiz yapıldığına inanıyor musunuz?)

Hele bugünkü açıklamasıyla Adalet Bakanı Bozdağ’ın iştahla “Türk” adının kaldırılmasından söz etmesi Fincancı’yı pek mutlu etmiştir inanın; içinden başardım demiştir! 

O Fincancı ve şürekası ki bu örgütlerin başından “Türk” adının çıkarılması için küçük parmaklarını bile verirler. Fincancı, yalnızca “Türk” adının kalkması için 5 yıl seve seve yatar!

AKP’nin, bankaların başından Türk adını çıkarması gibi, tıpkı Merkez Bankası’nı da İstanbul’a taşıyıp (başındaki TC’yi kaldıracaktır inanın)

Ankara’yı boşaltmak istemesi, Türk Konseyi’ne bula bula güya ‘Aksakallı’ olarak Binali Yıldırım’ı bulması, mültecileri beslemesi vs. gibivukuatları çoktur; ‘Türk’le hep bir sorunları olmuştur.

Türk ve Türkiye düşmanları, çığ gibi gelişen Türk devletleri birliği karşısında panik halindedirler, çok az zamanları olduğunun farkındadırlar. Ya bugün silecekler bu Türk izlerini, ya hiç!

Bu nedenle Fincancı “olayı”, Bozdağ ve Mahir Ünallar elinde aynı derenin taşıyla aynı derenin kuşunu vurmaya dönüşmüş, ceza “Türk”e kesilmiştir!

Hem TTB’nin hem TMMOB’un hemen hemen her kongresinde, başındaki “Türk” sözünün çıkarılması veya “Türkiye” olarak değiştirilmesi için önerge verilir, kıl payı oyla bundan vaz geçilir!

Evet, körün istediği bir göz, Erdoğan verdi iki göz.

Fincancı’nın bu örgütler üzerindeki provokasyonu başarıya ulaşmış, hükümet olaya tuzla koşmuştur.

Sayın Erdoğan ve Adalet Bakanı Sayın Bozdağ cezayı zavallı masum “Türk”e kesmektedir.

Fincancı’nın, ailesinin NATO'cu askerlerden oluşması, Uğur Mumcu davasındaki “derin” rolü ilişkilerinin hayal ettiğimizden de öte olabileceğini, bir danışıklı döğüş içinde olduğumuzu kuvvetle bağırmaktadır!

(Daha geçen haftalarda Akit Tv’de Mustafa Armağan’ın, seçim sonrası yeni bir ‘Çözüm süreci’nin geleceğini söylemesi de tesadüf olabilir mi?Seçimlerden sonra AKP’nin Meral Akşener’in iki dilli anayasasına destek vermeyeceğine kani olunabilir mi?

TSK’ya hakarete ceza ‘Türk’e kesilmiştir! Bu ne biçim olaydır?

Bu nedenle ’kaygılıyım’!