FEZLEKELER VE ŞEREF!
FEZLEKELER VE ŞEREF!
Garip ülkem de manzara aynen şu; Baykuşlar kartal olmuş, kurt ininde hasta, çakallar şehre inmiş ve millet yasta.
26 Aralık 2015’teki Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Olağanüstü Genel Kurulu’nda ‘özyönetim’ ilan ettikleri gerekçesiyle soruşturma başlatılmıştı.
‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek’ suçlamasıyla hazırlanan fezlekede, Anayasa’nın 83’üncü maddesine dayanılarak ‘dokunulmazlıkların kaldırılması’ talebinde bulunulmuştu.
Fezlekelerle ilgili, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Fezlekeler raflarda çürümemeli” demiş, Başbakan Ahmet Davutoğlu da HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için hazırlanan fezlekelerin bütçeden sonra TBMM’de görüşüleceğini söylemişti.
Ve nihayet o fezlekeler 300`den fazla şehit verdikten sonra meclise ulaştı.
Şimdi bütçe görüşmelerinden sonra mecliste dokunulmazlık konusu konuşulacaktır ve bazı alçak vekillere “burada işiniz” yoktur denilerek mahkemelere sevk edileceklerdir.
Hiç şüphe yok ki, bu fezleke görüşmeleri şeref ile şerefsizliğin imtihanı olacaktır.
Ve daha görüşmeler başlamanda çeşitli bahanelerle, siyasi manevralarla yok efendim “dokunulmazlıkların hepsi kalksın” gibi aptalca savunmalar yapılmaya başlandı.
Elbette dokunulmazlıkların kalkması, bu konuda yeniden bir yasa düzenlemesine ihtiyaç vardır.
Elbette sadece haine değil, şahin görünümündeki hırsıza, yolsuza, arsıza da dokunulmazlıklar konusunda işlem yapılmalı ve onlara da kolayca dokunulmalıdır.
Elbette terörün bu güce ulaşmasında, bu hale gelmesinde sorumlu olan siyasi basiretsizlikler bir gün kanun karşısına çıkarılmalıdır.
Ama bugün teröre karşı top yekün bir devlet mücadelesi vardır.
Bu mücadelenin yürütücü erkide hükümettir.
Hükümetin bu mücadelesi kimilerine göre siyasi hamle, kimilerine göre hatalarından dönmüş şeklinde değerlendirilmektedir.
Hangi sebeple olursa olsun ortada bir milli mücadele vardır ve sonucuda devlet kazanmalıdır.
Ülke selametinin şu an acil olarak ihaneti milletvekli dokunulmazlığı ile yürütenlere karşı hukuksal dokunmaya ihtiyacı vardır.
Milletin ve devletin gücünü göstermesi için dokunulmaz gibi görünenlere dokunmaya ihtiyacı vardır.
Sırf iktidara muhalefet etme yüzünden “ama, fakal, lakin” gibi savunmalara kim alet olursa bilin ki iktidarın ekmeğine yağ sürecektir.
Zira bunca terör eylemi, bunca alçakça saldırı varken ülkeye onlara çanak tuttanların mecliste olmasını hazmetmek vatan ihanetttir.
Sur`da polise kurşun sıkacak kadar militan olan bu alçakların, demoktatik hak ve özgürlükleri savunduklarına kimse beni ikna edemez.
Peşinen söyleyeyim;
Yüksek vekalette bunca alçak vekil otururken onlara alkış tutanlar da aynı alçaklıkta değiller midir?
Ne dersiniz, ülkemizde bu kadar aymazlık, alçaklık, hainlik varken buna asıl sebep olan bizim MİLLET olamamamız değil midir?
Ne dersiniz, tüm bunların karşısında artık serdengeçip, ateşe atılma zamanı gelmemiş midir?
Hiç olmazsa on kuruşluk adamların yüzüne haykıracak iki lafımızda yok mudur?
Ben haykırdım işte, tarafımı amasız, lakinsiz net ortaya koydum ve dedim ki ; bu `adamlara` mutlak dokunulsun.
Hatta öyle bir dokunulsun ki, şüheda bize hakkını helal etsin.
Buradan açıkça söylüyorum “benim derdim yetersizlerle değil, şerefsizlerledir”
Şerefsizlere iki cümle kurmayan her yazarda şerefsizin ta kendisidir… vesselam
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.