ERDOĞAN`ın ABD ZİYARETİ VE DEVLET AHLAKI!
ERDOĞAN`ın ABD ZİYARETİ VE DEVLET AHLAKI!
Biz devleti ne 1923`de gördük tanıdık, nede 1071`de temellerini attık…
Bizim devlet anlayışımız, devlet töremiz Büyük Hunlardan başlar, Orhun Yenisey yazıtlarında taşlara kazınır.
Onlardan biri olan Bilge Kağan yazıtlarının en önemli bölümünde şunları der: “Türk Oğuz Beyleri, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer denizi delinmedikçe, ilini töreni kim bozabilir?”
Bu cümledeki “İL” tanımına “Devlet” denmektedir..
Yani bizler sırf iş olsun diye devlet kavramını tanıyıp, sevip yüceltmiş değiliz
`Devlet ` yani ` İL ` bizlere asırların mirasıdır.
O mirasın son adı: Türkiye Cumhuriyetidir.
Bağımsız son Türk devletini koruyabilmek için, milli bir görüş etrafında birleşmek zorundayız.
Bu görüş kayıtsız şartsız devlet adabından, o adabı oluşturacak millet ahlakından geçmektedir.
Türk milleti, tarih ve kültürüne dayanarak her daim hürriyetini kazanmış ve bu hürriyetini ise kurduğu devletlerle tescillemiştir.
O devletin korunması, kollanması, kalkınması, çağlar üzerinden sıçrayarak devam etmesi uğruna çalışanlara da vatanperver insanlar denir.
Bu vatanperverler ise devlet dedikleri candan aziz müesseselerini bir aile gibi korur, kollarlar.
Aslından Türkler`de devlet demek bir bakıma aile demektir.
İstiklal marşında “en son ocak” dediği şey aile kavramını anlatmaktadır.
Demek ki, yeryüzünde bir tek Türk ailesi kalana kadar Türk devleti var olacaktır.
Bahattin Ögel Türklerde Devlet Anlayışını şöyle özetliyor:
“Tarihleri boyunca planlı ve sistemli bir surette yaptıkları göçlerle eski dünyanın dört bir tarafına yayılan, muhtelif kültür ve medeniyetlerle münasebet kuran Türkler; beylik, imparatorluk ve nihayet modern manasıyla devlet vasıflarını haiz irili ufaklı pek çok müesses yapılar vücuda getirmişlerdir. Bu siyasî yapıları yalnızca zamana ve mekâna bağlı bir tesadüfler zinciriyle vücut bulmuş teşekküller olarak değerlendirmek mümkün değildir. “
Evet, Türkiye Cumhuriyeti`de tesadüfen kurulmuş bir devlet değildir!
Tesadüfen kurulmayan bu devlet elbette içten ve dıştan hainliklerle de yıkılamayacaktır.
Ama ülkemiz de bazı cahillikler vardır ki, bunların devletimize verdiği zarar hainlerden daha kalıcı oluyor.
O cahilliklerden bir örnek mi vereyim?
Bildiğiniz üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD ziyaretinde bulundu ve bu ziyaretten dolayı sosyal medyada alay konusu oldu.
Beğenirsiniz beğenmezsiniz, oy verirsiniz veya vermezsiniz, her ne derseniz deyin o Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti`ni temsil etmektedir.
Dolayısı ile devlet meselesine mutlaka aile meselesi şeklinde bakmak gerekmektedir.
Siz aile içinde ne yaşarsanız yaşayın, aile dışında aile fertlerimizi korumak zorundasınız.
Kardeşiniz suçlu bile olsa o suç sizi topyekun ilgilendirmektedir.
Biz kendi derdimizi kendimiz çözeriz dercesine ailenizi korumakta dışa karşı kale gibi olmak zorundasınız.
İşte Türk Milletinin devletinin yöneticilerine bakış açısı bu olmalıdır.
Bu felsefeye sahip olmayanlar, Cumhurbaşkanı`nın ABD`de karşılanışını alay konusu yapanlar, devlet adabından, millet ahlakından yoksun cahillerdir...
Şunu Unutmayın!
Sizi yönetene muhalif olacaksınız diye devleti küçültmeye hakkınız yoktur.
Sırf siyasi rakibiniz diye devleti temsil eden Cumhurbaşkanına uluslar arası alanda yöneltiğimiz her alaycı anlayış, aynı zamanda sizin devlet prestijinize bir sabotedir.
Efendim “ Prestij mi kaldı? Erdoğan bizi mahvetti…” gibi yaklaşımların yeri ise ülke içi siyasettir.
“ABD Erdoğan`ı karşılamaya bir onbaşı gönderdi” deyip alaycı bir tavırda olaya bakmak hatadır, yanlıştır.
Doğru olan davranış; ABD`nin Erdoğan`a yaptığı davranışın aslında Türk Devletine yapılan bir davranış olduğunu muhataplarına tepkiler ile bildirmektir.
Doğru olan davranış; Erdoğan üzerinden devlete yapılan hakaretleri muhataplarının yüzüne vurmaktır.
Tabii ki, aynı zamanda “ey Erdoğan sen ülkeyi bu hale nasıl soktun?” deyip aile içi kavgaları yapmaktır.
Ayrıca yıllarca ABD düşmanlığı ile ülkede slogan atanların ABD`nin kendi ülkesinin cumhurbaşkanına yaptığı nezaketsizliğe alkış tutmak ise tabiri caizse iki yüzlülük anlamına gelmektedir.
Beyler!
Türkiye Cumhuriyeti`ni temsil eden herkes uluslararası alanda bizim namusumuzdur.
Onlara yaptığımız her eleştiri aslında bizim devlet adabımızı, millet olma asaletimizi de göstermektedir.
Bu yüzden kendinize gelin ve devletin namusuna sahip çıkın.
Şunu diyenler de olabilir; “bunlar Ecevit`e aynı şeyleri yapmadılar mı?”
Yaptılar da biz onlara iyi yapmışsınız mı dedik?
Atalarımız der ki; İki yanlış, bir doğru etmez.
Bizler dün ECEVİT`in yaşlılığı ve fiziksel özeliklerinin yetersizliğinden dolayı yabancı devlet başkanları karşısın da duruşunu nasıl belden aşağı eleştirenlerden olmadıysak, bugün de ABD tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan`a yapılan diplomatik nezaketsizliğe "iyi olmuş" diyenlerden asla olmayacağız…
Vesselam
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.