Covit-19 ve sonrası
Ekonomi belki de tüm dünyanın en önemli konularının başında gelmekte. Farklı zamanlarda, farklı sebeplerden ötürü Ülkeler finansal krizlere girip, resesyona sebep olabilmekteydi. 2020 yılına ise 2019 sonu Çin de başlayan ve tüm dünyaya yayılan Covit-19 virüsü damgasını vurdu ve vurmaya devam etmekte.
Bu kadar bilinmeyenin içinde Ticaret savaşları, Jeopolitik savaşlar, depremler, kur savaşları ve Avrupa cephesinde yaşanan krizler ile eklenebilecek birçok sorun varken görünmeyen ancak her geçen gün daha da büyüyen Covit-19 virüsü tüm kıtadaki devletleri hiç hesaplamadıkları sağlık ve ekonomik kriz ile karşı karşıya bıraktı.
Ülkemiz, sağlık konusunda almış olduğu tedbirler ve yapmış olduğu yatırımlar ile bu süreci en iyi şekilde ve en az kayıp ile atlatabilmenin mücadelesini vermekte TCMB’nın faiz oranlarını aralıklar ile aşağıya çekerek hareket etmesi finansal piyasalara soluk verdi. Konut, Tüketici, Bireysel kredilerde talep üst seviyelere çıktı. Kur baskısının İngiltere merkezli olduğu tespit edilerek 7,26 yı geçen dolar için 3 bankaya işlem yasağı getirildi. Müdahale ile 6,95 seviyelerine kadar gerilemekte, Altın güvenli liman politikası ile Ons’u, doların yüksek kurda seyretmesi doğrultusunda artan talep ile tarihi rekorlara koşuyor.
Petrol , Rusya ve Suudi Arabistan arasındaki üretim gerginliği ile tarihi diplerini gördü. Borsa cephesinde ise 124.500 lere çıkan endeks 82.000 lere kadar gerilemiş, mevcut toparlanmalarla Ekonomi kurmaylarının piyasaya güven vermesi, dövizin gerilemesi, faizin düşmesi ve ülkenin yavaş yavaş normalleşmeye dönme çabaları ile 100.000 bandına yükselmiştir.
ABD-Çin ticaret savaşı ve virüsün yayılması ile ilgili suçlamalar küresel ekonominin en büyük risklerinden birini oluşturuyor.
Kriz sonrası dünya ekonomisinin ve ülke ekonomimizin toparlanma sürecinin 1 yılı bulabileceğini bundan dolayı Orta vadeli programların tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Bu süreçte ülkemizdeki ekonomik tedbirlerin ve mali disiplinin sıkı bir şekilde uygulanmaya devam edilmesi aynı zamanda başta tarım ve turizm olmak üzere tüm sektörlere verilen desteklerin artarak sürdürülmesi gerekmektedir.
Dünya Ekonomi sininde, Uluslararası ilişkilerinde düzelmesiyle bir an önce virüsün bitmesi beklentisi ile büyüyen, ihracatı artan Sanayi ve Teknolojide atılımlar yapan, ekonomisi güçlü bir Türkiye için daha çok çalışmamız lazım.
Deprem yaralarımızı saramadan Covit-19 un getirdiği zorluk ve beladan kurtulmanın bir an önce gerçekleşmesi dileğimle…