BATI MEDYASINA KONUŞAN İMAMOĞLU!
Türkiye`de siyasette hafif yıldızı parlayan biri çıktı mı nedense batı medyası hemen peşine düşer, onlar röportajlar yaparlar…
Her röportajın ana teması `Türkiye`de özgürlüklerdir.`
Hele hele kendi vatanını avrupaya, batıya şikayet eden birisi çıktı mı, değmeyin keyflerine, sıraya girerler ona prim yaptırmak için.
Türkiye ve Türklük düşmanları batının bu hamlelerine gönüllü yazılırlar ve ellerinden geleni yıllarca yaparlar ama bir de bizdeki, balık hafızalı sözde `milli` olanlar da düşerler bu tuzağa.
Onlara göre batının desteğini , ABD`nin onayını almadan Türkiye`de değil iktidar asla mukdadir bile olamazsınız.
Asıl üzücü olan siyasilerin durumu değil, halkta bu inanca sahiptir.
Bu seferki balık maalesef Ekrem İmamoğlu!
İmamoğlu gündeme düşünce başladı AB ve ABD basınına röportajlara!
Oda hiç yüksünmeden, gitti ve Cumhuriyetin kurucusu bir partinin lideri gibi başladı Türkiye`yi şikâyetlerine.
Lideri gibi diyorum zira İmamoğlu şimdinden kendisini Cumhurbaşkanı olmaya bile modlanmış durumda.
-Alman DW, İngiliz BBC, The Guardian ve The Times başta olmak üzere birçok medya kuruluşuna konuşan İmamoğlu, ''demokrasi tehlikede'' diyerek Türkiye’yi şikayet etti. İmamoğlu, İstanbul'da seçimlerde ortaya çıkan usulsüzlüklerin hiç birisine değinmeden bol bol 'demokrasi' nutukları attı.
- İmamoğlu, ''Tutuklanmaktan korkuyor musunuz?'' sorusuna "Evden, çocuklarımdan, eşimden, annemden, babamdan, kardeşimden helallik alıp çıktım. Bunun anlamını, aslında ne demek istediğimi toplum anlıyor." Diyerek bir skandala imza attı.
Hatırlayın İmamoğlu sadece Avrupa basınına konuşmadı terör örgütlerinin kanallarına da konuşarak Selahaddin Demirtaş hakkında güzellemeler yapmıştı. Ama bugüne kadar `pkk terör örgütü ve uzantısı bir siyasi parti ile aramda mesafe var` bir kez bile demedi.
Aynı İmamoğlu sadece KKTC`yi ziyaret ederek Türkiye`de demokrasinin sıkıntıda olduğunu oradaki kandaşlarımıza da söyledi.
Sonra gitti en ucuz fiyatı 2000TL olan Cem Yılmaz gösterisini izledi, `her şey çok güzel olacak` dedikleri şey bu olsa gerek.
Tüm bunlar seçimlerin yenilenmesinden sonra oldu!
O sırada başka neler oldu ülkemizde?
-Pkk Lideri avukatları aracılığı ile bir mektup yayınladı,
-Güney Kıbrıs Rum kesimi Akdeniz`de Sondaj yapan Türk Gemisine tutuklama kararı çıkardı, ABD destek verdi, AB destek verdi,
-Aynı tarihlerde ABD pkk`ya omuzdan atılan silahlar ve tank savarlar verdiler ve bunları kullanmayı öğrettiler,
-Pkk ülkemizde tekrar şehit haberleri verdirmeye başladı, İŞİD lideri tehdit savurdu,
-NATO Türkiye düşmanı RUM yönetimin subaylarını madalya törenine kasti çağırdı,
-ABD ısrarla Türkiye`den S-400 savunma sistemlerini almamasını istiyor. Neden? Çünkü S-400`ler Türkiye`ye gelecek her türlü saldırılara karşı güvenlik gücüdür.
-Ekonomik olarak baskılar başladı ve ABD seçimler için uyardı ve `Not ediyoruz, sizi. Biz sizin demokratik kurallara uymadığınızı tespit ettik ve insanların verdiği oylara saygı duymanızı bekliyoruz` benzer açıklamalar AB`den de geldi.
Tüm bunlar 28 Şubat döneminde ABD`nin NEVEDA çölünde yaptığı 3 tarafı denizlerle çevrili ülkenin işgal planını anlatan tatbikatı bana hatırlattı.
Yani Türkiye abluka altına alınıyor.
Ve bu ablukanın en önemli ayağı artık İstanbul seçimleridir.
NATO, AB. ABD, PKK ve uzantıları ile baş edilir, ama ülkede `demokrasi yok` ile bu ülkeyi IRAK, SURİYE`ye çevirmeye çalışanlarla zor baş edilir.
Zira bu 5. Kol faaliyeti iç çatışmaya yönelik bir zemin çalışmasıdır.
Şimdi bir kez daha düşünün olay `her şey güzel olacak` ile özetlene bilir mi?
Gelin aklınızı başınıza toplayın ve YSK`nın kararına batıyı karıştırmadan, onlara; ` iç işlerimize karışmayın, kol da bizim yen de bizim , biz kendi içimizde bu sorunu hallederiz` diyerek sandığa odaklanın.
Aksi takdirde ülkemizin Venezüella olmasının önüne geçemezsiniz.
Unutmayın başka Türkiye yok!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.