Adnan Menderes hakkında birkaç söz
ADNAN MENDERES HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ...
Geçenlerde çok sevdiğim bir insanla sohbet ederken laf arasında Türkiye ekonomisinden de bahsettik. Konu, ta Adnan Menderes’e kadar gitti.
Baktım ki Adnan Menderes’i sadece ismen ve kulaktan dolma, yalan yanlış bilgilerle tanıyoruz. Okuduğum kadarıyla bilgi verdiğim zaman da önyargılı tepki ile karşılaştım. Bundan dolayı, rahmetli Adnan Menderes hakkında birkaç cümle aktarmak isterim.
Osmanlı Devleti zamanında, 1899’un yaz aylarının birinde, Aydın’da dünyaya geldi, 1919-1923 yılları arasında asteğmen olarak askerliğini yaptı, Kurtuluş Savaşı’na katıldı, İstiklâl Madalyası aldı. 1929’da İzmir’in ünlü ailelerinden Evliyazade Fatma Berin Hanım’la evlendi ve Yüksel, Mutlu, Aydın olmak üzere üç erkek evladı oldu.
Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.
Bursa’ya bağlı İmralı Adası’nda, 17 Eylül 1961 tarihinde, henüz 62 yaşındayken idam edildi.
Menderes’in dedeleri, Kırım Türklerindendir. Dedesi Hacı Ali Paşa, Kırım’dan gelince önce Konya’ya yerleşti, daha sonra Tire taraflarına göçtü. Burada büyük topraklar alıp çiftçilikle uğraştılar ve zengin ve güçlü bir aile oldular.
Menderes’in siyasî hayatı, Aydın’da, Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın bir kolunu kurmasıyla başladı. Parti kendini feshedince CHP’ye geçti.
İlk seçimlerde milletvekili oldu fakat toprakların kamulaştırılması konusunda partisiyle ters düşünce 1945’te, partisinden üç arkadaşıyla birlikte ihraç edildi.
Menderes ve arkadaşları, aynı yıl Demokrat Parti’yi kurdu. 1950 seçimlerinde önemli bir başarı kazandılar ve %52.7 gibi yüksek oranda oy aldılar.
Celâl Bayar, cumhurbaşkanı; Refik Koraltan, TBMM başkanı oldu. Celâl Bayar, Menderes’i başbakan olarak atadı.
Menderes’in ilk icraatı, aşırı masraflı olmaları gerekçesiyle devlete ait arabaları satmak oldu.
Türkçe okunan ezanın Arapça okunmasına izin verdi.
Cumhuriyet tarihinde bir ilki gerçekleştirip askerî darbe plânladıkları için Genelkurmay Başkanı Nafiz Gürman başta olmak üzere 15 generali ve 150 albayı resen emekliye sevk etti.
Türkiye’nin Kore Savaşı’na bir tugayla katılmasına karar verdi.
Türkiye’nin 1952 yılında, Nato’ya tam üye olmasını sağladı.
1953’te, CHP’nin tek parti döneminde edindiği mallara haciz getirtip hazineye devrettirdi.
Halkevlerini kapatıp köy enstitülerini öğretmen okullarına dönüştürdü.
Menderes döneminde, serbest piyasa ekonomisine geçiş yapılıp yabancı sermaye teşvik edildi.
Tarımda önemli yatırımlar gerçekleştirdi, ilk sanayi hamlesi bu dönemde yapıldı.
Meşhur Marshall Yardımları, bu zamanda Amerika’dan alınmaya başlandı.
Türkiye ekonomisi, yılda ortalama %9 civarında büyüdü.
Menderes, ilk ciddi eleştirisini bu zamanda almaya başladı. Serbest ekonomi ile Türkiye’nin borçlandırıldığı, sanayinin ve tarımın dış ülkelere teslim edildiği şeklinde ciddi eleştiriler yapıldı.
Buna rağmen, 1954 seçimlerinde, Demokrat Parti yani Menderes, kırılması zor bir rekor gerçekleştirip %57 oranında oy aldı.
Yeni hükûmeti kurduktan sonra, ekonomik ve siyasî sıkıntılar tekrar başladı. Bunun yanında, Kıbrıs’ta, EOKA’cılar tarafından Türklere karşı kanlı saldırılar gerçekleştirildi.
Tepki olarak İstanbul’da Rumlara karşı saldırılar düzenlendi. “6-7 Eylül Olayları” diye isimlendirilen bu olay, Hükûmeti oldukça büyük sıkıntıya soktu.
Bu arada parti içinde farklı görüşler çıktı ve istifalar birbirini izledi. Siyasî ve ekonomik sıkıntıların çoğalması üzerine erken seçim yapıldı.
1957 yılında yapılan bu seçimde Demokrat Parti oy kaybetmesine rağmen %48 oranında oy alarak yeni hükûmeti kurdu.
Menderes bu dönemde, yeni yollar yaptırıp teknik üniversiteler kurdurdu. Böylece sanayiyi geliştirmeye çalıştı.
Kıbrıs görüşmeleri için Londra’ya giderken 17 Şubat 1959 günü, bindiği uçak düştü.Bir mucize oldu ve bu kazadan sağsalim kurtuldu.
Daha sonra, Kıbrıs cumhuriyeti kuruldu.
Bu arada Türkiye’nin ekonomisi iyice bozuldu ve dış borçlar ödenemedi. Dış ticaret açığı yüzünden büyük bir ekonomik kriz yaşandı ve sonuçta, Türkiye ilk defa İMF ile tanıştı.
İki lira olan dolar birden dokuz liraya fırladı.
Fakir Anadolu insanı, iş ve aş umuduyla büyük şehirlere aktı ve ilk defa gecekondular ortaya çıktı.
Türk halkı, büyük zenginliği ve fakirliği bir arada yaşamaya başladı. Bundan dolayı, Menderes’i seven kadar, sevmeyen topluluklar oluştu.
180 yıldır İngiltere’de bastırılan Türkiye banknotları, kurulan matbaa sayesinde Türkiye’de bastırılmaya başlandı.
Türkiye’nin Cezayir’in kurtuluş savaşıyla ilgili oylamada çekimser oy kullanması çok büyük eleştiri aldı.
Türkiye’nin birçok yerinde ve Meclis’te Menderes Hükûmetine duyulan tepkinin şiddeti giderek artmaya başladı. Menderes Hükûmeti de daha baskıcı bir yönetimle muhalefeti susturmaya çalıştı.
Askeriye ve yargı ile hukûmet arasında çatışma son noktaya ulaştı ve sonunda 27 Mayıs 1960 sabahı radyodan Kurmay Albay Alparslan Türkeş’in askerin yönetime el koyduğunu belirten o gür sesi duyuldu.
Menderes ve arkadaşları hemen tutuklanıp Yassıada’da hapsedildi ve Yüksek Adalet Divanı tarafından yargılanmaya başlandı.
Menderes, on üç ayrı davadan yargılandı. Bir dava hariç hepsinden suçlu bulundu.
Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, 16 Eylül 1961 günü sabaha karşı, Adnan Menderes ise 17 Eylül 1961 günü öğleden sonra, İmralı Adası’nda idam edildi.
Böylece Türkiye’de, günahıyla sevabıyla bir dönem idamlarla sona erdi.
Yıllar sonra, 11 Nisan 1990’da TBMM’den çıkarılan bir kanunla Adnan Menderes ve idam edilen arkadaşlarının itibarları iade edildi.
Acılarla yaşayan Menderes ailesi, bir büyük yıkım daha yaşamış ama maalesef bu son yıkım olmamış, üç evladının hayatları da acılarla dolu geçmiştir.
Allah ömür verirse sonraki yazılarımda, bu acılardan da bahsetmek isterim.
Yakın tarihimizin on yıllık bir kısmı ve merhum Adnan Menderes hakkında birazcık da olsa bilgi vermiş oldum.
İnşallah geçmişten ders alırız da böyle büyük acıları, milletçe bir daha yaşamayız...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.