Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

Abdal Ülkücüler!

Abdal Ülkücüler!

 Olay aslında şuydu!

 

İstanbul`da bir gurup ülkücü, ilk önce Hz. Muhammed karikatürlerini yayınlayan Charlie Hebdo’nun son sayısı için özel yayın yapan Cumhuriyet gazetesini daha sonra ise facebook sayfasında photoshop’la dayak yemiş bir Atatürk resmi paylaşan Yeni Akit gazetesini protesto etmek için gittiler.

 

Herkesin protesto hakkı olduğu gibi, onlarında vardı.

 

Zira protesto günümüzde demokrasinin en büyük aracıdır.

 

Protestoları yapanların bunu yapmadaki gayeleri kimliklerini, dünya görüşlerinin meydanlara yansıtma istekleridir.

 

Bu şekilde kamu oyu oluşturur ve icra edilen yönetime bir baskı unsuru olurlar.


Ve herkes kendi karekterince, tavrınca, fikrinin derinliğince tepkisini ortaya koyacak protestolar yapar.

 

Onlarda öyle yaptılar, değerlerine saldırı olunca tepkilerini belirtmek istediler.

 

Ve onlar bunu yaparken ellerine molotofları, dilerine küfürleri, bellerine silahları takarak tepkilerini ortaya koymadılar.

 

Adam gibi gittiler ve beğenmeme haklarını ortaya koydular.

 


Ama maalesef bu olay kamu oyuna Yeni Akit`in resmi internet sitesinden atılan bir Tvit üzerine yapıdığı şeklinde yansıdı.

 

O tvitte şöyle diyordu `Ülkücüler adam olsa kendilerine KÖPEK demezlerdi`

 

Adam olmayanın `köpekce` refleksini aslında hiçbir ülkücü üzerine alınmamıştır, alınıpta oraya giden varsa da hata yapmıştır.

 

Zira ülkücüler kendine köpek demez, Bozkurt der.

 

Bu durumun detaylarını İslam`ın kendinlerinden başkalarına inmediğini savunurcasına tekeline alanlara anlatmak boşuna bir çabadır.

 

Zira cahillerle sohbette kazanan hep, `cehil`ler olmuştur.

 

Ama köpekle Bozkurt`un arasındaki farkı en iyi gölgesinden korkanlar bilir.

 

İstiklal mücadelesinde ve dahi 12 Eylül zamanlarında kuyruğunu bacaklarının arkasına saklayarak yaşama haklarını koruyanlar, hürriyyet dönemlerini muhtaç olduğu o bozkurtlara sataşmaya demokratik hak diyorlarsa da yanılıyorlar.

 

Onların bir anlayışa bu tavırları ile Charlie Hebdo’nun bir inanışa tavrı arasında hiç bir fark yoktur.

 

Biri Allah`ı kullanıp pirim yapıyor, diğeri Allah`sızlığı…

 

Ve ikisinin buluştuğu ortak nokta ahlaksızlık!

 

Görüldüğü üzere fitne yer, mekan, karargah tanımıyor…

 

Özelikle AKİT`cilerin geldiği geleneğin ülkücüler üzerinde fitne tezgahları çok derindir.

 

Ülkücülerin İSLAM konusunda hassiyetlerini bildikleri için bazı tuzak sorlarla onlara yaklaşmakta ve taraftarları hele slogan bir ülkücü ise aklını celmektedirler.

Bu sorulara örnek verirsek;
Soru: Önce Türk müsün, yoksa önce müslüman mısın?

Bu soruyu şöyle bir örnekle de süslerler; Bir adaya düştün iki insan var ve sen birini kurtara bilirsin. Bunlardan biri Müslüman TÜRK, diğeri Müslüman olmayan TÜRK hangisini kurtarırsın?

 

Soru: `Allah` mı dersiniz, `Tanrı` mı ?

 

Bu soruyu da şu şekilde süslerler; Tanrıları putpereslerindir, gavur filimlerinde Tanrı demiyorlar mı?

 

Tabii daha ilahi açıklayıp, ayet hadislerle örneklendirenler de var…


Bu soruların cevaplarını bizim `abdal` cocuklar didik didik araştırır, sonuca ulaşırsa karşı tarafı iknaya çalışır ulaşamasa tarafı değişir…Ama  soran dilin niyetin hiç sorgulamaz.

 

Bir kere Allah`ı soruyor ya, soranı tertemiz hatta bir sorgu meleği zanneder.

Neden?

 

Kalbinin güzeliğinden, işte bizde `abdal` dedikya bu yüzden ona.

 


Bu durumda protestonun gerçek manasına dönersek, yani Cumhuriyet ve Yeni Akit`e birlikte tepki koymalarına, mesajlarının anlamı şudur; `Biz ne dinsiz milletiz, ne soysuz müslümanız` demişlerdir.

 

 Protesto sırasında Yeni Akit gazetesinden ateş edildi.

 

Bu ateş edilme olayı yayınlanan videolarda net bir şeklide belli oluyor.

 

`Yeni AKİT` Gazetesi anladığımız kadarı ile sadece bazı yazıları ve yazarları  ile değil gazetede bulundurduğu silahları ile de tetikçiymiş...ne yapalım onların basın özgürlük anlayışıda buymuş demek ki!...

 

Bu olayı da `HOŞ(T)` görmek lazım!...

 

Yahu Türk`ü  ben derin Türkçesiyle seviyorum, görüyorsumuzunuz cümlenin sonuna gelen bir `T` nelere kadir.

 

Hangi dilde var bu güzellik?

 

Kurban olduğum yarabbim sen beni sürç-i lisan ettiysem bağışla.

 

Amin.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi