12 'Dersim'li Ermeni'!
12 `Dersim`li ermeni!
(Bu yazıyı Tunceli`de şehit düşen binbaşı Yavuz Sonat`a armağan ediyorum…)
AGOS Gazetesinden Miran Manukyan`ın 14.05.2015 tarihli bir haberi dikkatimi çekti.
Haber başlığı aynen şöyle, `12 Dersimli Ermeni vaftizle kimliğine döndü`
Kimliklerine nasıl dönmüşler?
Önce bir ermeni kilisesine gitmişler ve burada altı aylık bir ağitim almışlar, eğitimleri tamalanıncada vaftiz edilmişler ve bu şekilde hemen ermeni olmuşlar.
Demek ki, bazılarının kimliğine dönüşü dini adetlerle oluyormuş ve ermeni olmanın yolu hıristiyanlıktan geçiyormuş.
Oysa bir millet ait olma yaradılış kaidesidir, millet aidatlığı dini tercihlerle tescillenmez.
Devam edelim!…
Neymiş efendim bunlar Müslümanlaştırılmış Ermeniler ve ‘kimliğe dönüş’ hareketlerine başlamışlar.
Özellikle de Dersimliler ve Aleviler!
Ermeni kilisesinde `12 Dersimli ` olarak ‘kutsal müron yağı’yla meshedillenler Karin, Derev, Naira, Lia, Arev, Arşaluys, Kristin, Hovnan, Rupen, Hovannes Minas, Lusin Mane ve Minas adlarıyla yeni yaşamlarına ilk adımlarını atmışlar.
Güzel bir insanın en tabi hakkı istediği dine inanma , mensup olduğu millet sahip çıkma.
Buna itirazımız yok.
İtirazımız aşağıda kurulan cümlelere.
Gelin bu insanların bir kaçının vaftiz sonucundaki mutluluk cümlelerini sızlere kısaca aktarayım:
AREV: “Bize hakaret edenlere karşı kendimi savunabilmenin özgürlüğünü yaşıyorum. Bugün dünyanın en mutlu insanıyım. Yıllarca, çalıştığım iş yerinde Ermenilere çok büyük hakaretler edildi, işten atılma korkusuyla sesimi çıkaramadım. Bundan sonra haçımı boynuma asacağım. Çocukluğumuzdan beri bugünün hayalini kuruyorduk. Artık özümüze kavuşuyoruz.”
Hovannes Minas: “Benim için çok mutlu bir gün. Hem vaftiz oldum, hem de dinî nikâhım yapıldı. Bu mutluluk tarif edilemez. Biz hiçbir zaman dinimizi unutmadık. Artık özgürce yaşayacağız. Anneme ve babama bir sözüm vardı, onları Ermeni mezarlığına gömecektim, o sözümü de tutabildim. Vaftiz olmak için yola çıktığımızda üç kişiydik, sonra sayı 12’ye çıktı. Çok mutluyuz.”
Hovnan: “Çok heyecanlıyım. Hıristiyan olmak için hepimiz eğitim aldık. Başepiskopos Aram Ateşyan’la tanışmak da güzeldi. Bize Patrikhane tarafından hediye olarak verilen haç da çok anlamlı, bu haçı bir ömür boyu boynumda taşıyacağım. Önceden bu konuda kendimi savunamazdım, şimdi savunabileceğim. Artık çok daha özgürüm, herkese özgürce kimliğimi açıklayabileceğim.”
Kristin: “Kendimi harika hissediyorum. Uzun zamandır bugünü bekliyordum. Artık kimliğimi gizlemek zorunda değilim. Özgürce ‘Ben Hıristiyan’ım’ diyebilirim. Ermeni toplumunda da arkadaş çevremde, vaftiz olmadığım için zaman zaman dışlandığımı hissediyordum ama bu özgürleşme, yaşadığım bu eksikliği de ortadan kaldıracak.”
Haberi merak edip incelerseniz göreceksiniz ki, bu korkaklar bu güne kadar kimliklerini `Alevilik ` kisvesin de saklamışılar.
Bunları şimdi niye mi anlattım?
-Herşeyden once çok sevindim bu insanların artık ALEVİ olarak sokakta dolaşmayacaklarına ve o güzel Türkmen inancını temsil etmeyeceklerine. Biz zaten onları hiç alevide kabul etmedik, millet, devlete kurşun sıkmalarından belliydileri gizli kimliklleri. Ve gerçek alevi kardeşlerimin artık aralarına sızmış bu soytarılardan kurtulmalıdır.
- ve `dersimli` ibaresi özelikle kullanıldığı için başta DERSİM sologancıları olmak üzere, herkes bir kez daha TUNCELİ`ye sahip çıkmaya çağırıyorum.
Son olarak;
Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi zulümü görürse görsün siz hiç `yıllardır bu anı bekliyordum aslında ben Müslümanım, Türktüm `diyen birini gördünüz mü?
Göremezsiniz.
Çünkü milletler de bazı fıtratlar üzerine yaratılır; kimileri kartal, kimileri sürüngen olarak doğada varlıklarını sürdürürler.
Koynumuzdaki yılanların kimliklerine sahip çıkmaları asıl bize mutluluk vermiştir.
Zira kimin, kim olduğunu bilmek ihanetin çözmenin yarısıdır…
Şimdi anladınız mı bu yazıyı niye Tunceli`de şehit düşen Yavuz Sonat`a armağan ettiğimi?
Ruhu Şad Olsu!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.