VAŞİNGTON NE YAPIYOR?
Günümüz dünyasında birçok küresel tehdit mevcut. Nükleer silahların kullanılma olasılığı gün geçtikçe daha çok tartışılıyor. Liderler kışkırtıcı politikaları terk etmek durumunda. Ancak ABD’nin bu konuda farklı görüşleri olduğu görülüyor.
Vaşington düzenli olarak Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore’yi saldırgan eylemlerle suçluyor. Öte yandan İran’ın nükleer programı etrafındaki durumu provoke eden ABD; Kore, Filistin ve Suriye’de bir dizi krizlere yol açtı. Amerikan yönetiminin beceriksizliğinden dolayı değil de üstüne çok düşünülmüş bir stratejiye uygun olarak bu tür tehlikeli kararlar aldığını görüyoruz. Dünyanın en güçlü devletinin eylemlerinin sonuçlarını değerlendirmediğini düşünmek bile korkutucu!
Bugün en büyük endişe edilen husus ABD’nin Suriye politikasıdır. Hiç kimse Vaşington’un; Moskova, Tahran, Bağdat, Tel-Aviv ve Şam’ın çıkarlarına bakmaksızın, Orta Doğu’daki politikalarını kendi çıkarları üzerine kurmayı planladığından şüphe duymuyor. Ancak son dönemde yaşanan olaylar; özellikle NATO bildirisindeki Ankara’nın “sınır güvenliği güçlerinin” oluşturulduğuna dair açıklanması üzerine ABD bölgede Türk-Kürt çatışmasının yoğunlaşmasını kasıtlı olarak kışkırttı. ABD, “Kürt Meşru Müdafaa” kuvvetleri olarak 30 bin kişilik “Suriye Demokrat Güçleri” isminde bir grup hazırlamaya karar verdi.
Vaşington, Ankara’ya Kuzey Atlantik Paktı’nın Moskova’ya karşı olması gerektiğini ve onunla arkadaşlık etmemesini ve ondan silah almamasını hatırlatmaya karar vermiş gibi gözüküyor. Fakat Türk Hükümeti, Beyaz Saray’a ait bir başka kukla olmak istemiyor. Türkiye, Rusya ve İran Ortadoğu’da hayatı olağan akışına döndürmek için ittifakı güçlendiriyor. Bu durum karşısında Batı’da yeni provokasyonlar beklemek gerekir.
Ünver SEL
Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı
Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.