Çevremdekilerin gerek köşe yazılarımla ilgili gerekse sosyal medyada yazdıklarımla ilgili bana dedikleri;

Erdoğan'a sakın sataşma, vallahi de billahi de seni hapse atar. Oralarda çürürsün. Ziyaretine bile gelmeyiz...

Kılıçdaroğlu'na niye karışıyorsun, adam 40 yılın başında adalet yürüyüşü ile doğru bir iş yaptı. Ona fazla haksızlık ediyorsun…

Bahçeli'ye laf söylemek senin haddine mi? O, önce ülkem, sonra partim, sonra ben dedi. Senin haberin yok hatun, devleti bölünmenin eşiğinden o kurtardı…

Yahu şu Akşener'i niye eleştiriyorsun ki? Bu kadınla alıp veremediğin ne var? Erdoğan'a kafa tutacak bir tek o var. Bizi Erdoğan’dan kurtarırsa o kurtaracak.

Anlayacağınız herkesin bir partisi bir de gözdesi var.

Hani uzun yıllardır kurulmuş partilerin taraftarlarına hadi neyse diyorum.

Ancak şu Akşenercileri anlamak mümkün değil.

Daha düne kadar MHP Genel Başkan adayı olarak ülkücü hareketin içinde mücadele ediyordu.

Şunun şurasında parti kurulalı 15 gün bile olmadı.

Mübarekler sanki Selçuklu'dan beri İyi Partili...

Yahu ne çabuk böylesine fanatik partili oldunuz da bol küfür, bol hakaret ve de bol tehdit. Sanki parti değil, din kurmuşlar! Zerre eleştiriye dahi gelemiyorlar. En ufak eleştiriye en üst perdeden en alta kadar bir sinirlilik var anlamadım gitti.

İktidarı, muhalefeti hiç farketmiyor...

Kimseyi eleştirme, yanlışlarını görme... Yazma... Konuşma...

Eeeeee....Ona bişey deme, buna bişey deme....

Kime diyeyim?

İçimde yaşayıp çatlayayım mı?

Ben de şimdi, eşcinsellere hapis cezası öngören yasa tasarısını imzalayan Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni'ye sesleniyorum.

Eyyyy, Yoweri, sen kimsin ya?

Senin haddine mi bu tasarıyı onaylamak.

Bir gece ansızın geliriz.

Haddini bil haddini!

Dr. Binnur Çelebi

siyasetcafe.com