ORTAK YAŞAMA İSTEĞİ
ORTAK YAŞAMA İSTEĞİ
Toplum olarak büyük ve önemli değişiklikler yapmaya çalışıyor ve bunun mücadelesini veriyoruz.
Değişim için mücadele ediyoruz ama değişiklik yapmak hiçbir zaman sıkıntısız ve kolay olmaz. Her zaman sancılı olur.
Sen, millet ve devletçe güçlü olmaya çalıştıkça seni içeriden ve dışarıdan engellemeye çalışan güçler(erkler) çıkacaktır.
Bizi dışarıdan yıkmak, yani askerî müdahale ile yok etmek oldukça zor. Çünkü, tarih bunun acı ama şanlı örnekleriyle doludur.
En son örneği, Türkiye Cumhuriyeti’ni ortaya çıkaran İstiklal Savaşı’mızdır.
Yok edilmek istenen bir ruh, millet bilinci bütün cihanın ayağına dolanmış Müslüman ve Türk kardeşlerimizin verdiği dış destekle yaşlı Osmanlı İmparatorluğu’ndan gencecik cumhuriyetimiz ortaya çıkmıştır.
Bu mübarek vatanın evlatları olarak bizler de bedenimizle, fikrimizle, dilimizle ve kalemimizle daha iyisine sahip olmaya çalışıyoruz.
Çalışıyoruz ama çalışmamız her zaman yeterli olmuyor. Bir adım ileri gidelim derken dört beş adım geriye düşüyoruz.
Millet olarak bunun nedenini tam olarak anlayamadığımız için de çoğunlukla hemen demoralize oluyor, mücadeleden hemen vazgeçiyoruz.
Bu sefer de toplumu idare eden güçlerin yaptığı yanlışları görmüyor, eksiklikleri fark etmiyoruz. Toplum olmaktan çıkıyor tamamen bireyselleşiyoruz.
Ortak yaşam kurallarına uymuyor, hatta onları bilerek, isteyerek çiğniyoruz.
Çok basit bir örnek olacak ama her gün yaşadığımız, bir türlü çözüm bulamadığımız trafik çilesi...
Araba kullanan herkes, yollar babasının tapulu malıymış gibi hareket ediyor. Bütün kuralları çiğniyor, birisi itiraz edip uyardığı zaman da silahını çekip karşısındakine kurşun yağdırıyor.
Ortada hiçbir şey yokken biri ölüyor diğeri katil oluyor. İki haneye birden büyük ateş düşüyor.
Halbuki ortada hiçbir şey yoktu. Sonuç ise tam bir felaket oldu.
Bu örnek basit gibi görünebilir ama en küçüğünden en büyüğüne kadar yaşadığımız acılar, toplumu derinden, temelinden etkiliyor, yapısını bozuyor.
Toplumun ortak değerlerini, maneviyatını, insan sevgisini, birlikte yaşama azmini, yaşama sevincini yok ederseniz işte böyle sahnelerle sık sık karşılaşırsınız.
Topa tüfeğe gerek kalmadan toplumu böler, parçalar, birbirine kırdırırsınız. Geleceğinizi sıkıntıya sokar, daima yokluğu, fakirliği, başkasına muhtaç olmayı öğretirsiniz.
Peki, çözüm ne? Toplumu değiştirip, gelişmeyi nasıl sağlayabiliriz?
Çözüm, bir an önce millî eğitimi sadeleştirmek, her şeyi değil, ortak değerleri, çalışmayı, adaleti, insan, vatan, Allah sevgisini öğretmektir.
Eğer bu şekilde bir nesil yetiştirebilirsek, kendiliğinden değişen, gelişen, tüketen değil üreten, birlik içinde yaşayan güçlü bir millet, devlet oluruz.
Ey büyüklerimiz, güçlü, birlik, beraberlik içinde,kardeşçe yaşamak istiyoruz. Lütfen gereğini yapın.
Sonuçta, toplumda olumlu değişiklikler ve gelişmeler devam etsin,beraberlik bilinci, bizi başı dik olarak sonsuza kadar yaşatsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.