Turgut Altınok: Özhaseki Ankara'yı dünya başkenti yapacak
AK Parti'nin Ankara Keçiören'den aday gösterdiği Turgut Altınok, yerel seçimleri, adaylık sürecini, Ankara Büyükşehir adayı Mehmet Özhaseki'nin başkente katacaklarını ve geçmiş tecrübeleri ışığında seçilmesi halinde yapacaklarını anlattı.
Siyaset alanına ilk gençlik yıllarında Ülkü Ocakları ile adım atan Turgut Altınok henüz 25 yaşındayken siyasi yasaklar nedeniyle henüz MHP yokken onun yerine kurulan Milliyetçi Çalışma Partisi'nin Keçiören İlçe Başkanlığı görevini yürütmeye başladı.
1986'da referandum ile yasakların kalkmasının ardından yeniden açılan MHP'de Genel Sekreterlik görevine kadar yükseldi. 1994 yılında ise Keçiören Belediye Başkanı'ydı artık.
AK Parti'nin Keçiören Belediye Başkan adayı Turgut Altınok o seçimin ayrıcalığını "1994 yılı belediyecilikte bir milattır." sözleri ile özetliyor.
Keçiören'i tarif ederken de "Birçok yeniliklerin, ilklerin merkezidir, adeta proje bankasıdır." diyor.
MHP, Fazilet Partisi ve AK Parti saflarında başkan olarak bulunduğu Keçiören’e yaptığı hizmetlerin boşa gitmediğini ise "Yaptığımız hizmetler Türkiye’de örnek alındı, belediyecilikte rutin duvar ve kalıpları yıktık ve belediyeciliğe yeni bir anlayış getirdik. Bütün Türkiye’de bunu örnek aldı. İstanbul’un Şişli’si de aldı, İzmir’in Karşıyaka’sı da, Adana’nın Seyhan’ı da." sözleri ile anlatıyor Altınok.
Turgut Altınok'un belediyeciliğe bakışı ise siyasi rutinden beklentilerden farklı. "Sonuçta hizmet var, başka partilerden oy verenler de bizim insanımızdır, bizim kardeşimizdir, onları kucaklama sorumluluğumuz var, milletimiz, bayrağımız, devletimiz, gökkubemizle beraber olan herkesle ideolojimiz aynıdır." diyen Altınok, bu zamanda artık ideolojilerin fazla bir öneminin kalmadığını belirtiyor ve "Hepimiz ülkemiz hizmette için birleşmeliyiz. Kırmadan, dökmeden ve hoşgörü ile." çağrısında bulunuyor.
Atatürk, “Mevzu vatansa gerisi teferruattır” sözünün altını çizen, bugünkü meselenin de bu olduğunu belirten Altınok'a göre CHP tabanının büyük bölümü de “Mevzu vatansa gerisi teferruattır” diyenler arasında.
Bu noktada HDP'ye de bir çağrısı var Turgut Altınok'un:
"HDP de bu ülkenin değerleri, üniter yapısı, birliği, beraberliğini bilecek, terörü bırakacak, siyasi zemin için anayasamız ona her türlü hakkı veriyor, Türkiye’nin tamamı eşit haklara sahiptir. Başka devletlerin maşası olmadan bu topraklara ait olduklarını gösterip ona göre davranmalarında yarar var."
"Kendimizden eminiz" dese de Turgut Altınok'a göre siyaset çamurlu yol. Türkiye’de bu çamur ve kaset siyaseti yapanların eninde sonunda kaybetmeye mahkum olduğunu vurgulayan Altınok, "Çamur siyaseti yapanlar, haysiyet, izzet, şeref cellatıdırlar, makam ve mevkinin dışında hiç bir kutsalları yoktur, Allah’a inanan bu işleri yapamaz, ahirete inanan bu işleri yapamaz, insan olan da bu işleri yapamaz." diyor.
Peki, AK Parti ile Turgut Altınok'un yolları nerede ne zaman kesişti?
Altınok, o kesişmenin AK Parti'nin kuruluşu öncsinde başladığını "Turgut Altınok, AK Parti'nin kuruluşunda var, kimse yokken, herkes kaçarken, acaba yol verilir mi, verilmez mi, vermezler denilen bir dönemde şahsi hesaplarımızı yapmadık, o günkü şartlarda Tayyip Erdoğan’a ihtiyacı vardı. Şahsi hesap yapmadan, Ankara’da ilk “varız” diyen biziz. İlk belediye başkanı da biziz. Dolayısıyla AK Parti’nin kurulmadan öncesinde ve kuruluşunda Turgut Altınok var." sözleri ile anlatıyor.
Peki ya belediyecilik hizmetleri. Para olmadan belediyelerin hizmet vermesi mümkün mü?
Altınok bunun mümkün olduğunu çok net ifade ediyor:
Eğer dürüst olur, düzgün yönetirsek inanın çok kaynak var. Az paralarla çok hizmet yaparsınız. Yaptığımız görevlerin büyük bir bölümünü de muhalefette yaptık.
Cumhur İttifakı noktasında MHP'ye de bir parantez açıyor Turgut Altınok."Burada MHP’nin de ciddi bir fedakarlığı var" diyerek MHP'ye hakkını teslim ediyor ve kırılanlara da "Belki adaylık beklentisi olanlar alınmış olabilir. Bunlar da alınmayacaklar. Bana göre kimse şahsi hesabını ülkenin ve partinin önünde yapmamalı." sözleri ile mesaj veriyor.
AK Parti'nin Ankara Büyükşehir Adayı Mehmet Özhaseki ile ilgili olarak 'Özhaseki’nin Ankara’ya seçilmesi ve Ankara’mızın yıllardır alamadığı hizmetleri almasıdır.' ifadesini kullanan Altınok, "Kayseri’nin kaynakları ile Ankara Büyükşehirin kaynakları farklıdır. İnanıyorum ki Özhaseki bu kaynaklarla Ankara’ya ciddi hizmetler yapacak. Daha doğrusu Ankaramızı bir dünya başkenti yapacağına inanıyorum. Para var, kaynak var, kaynakların çok iyi değerlendirilmesi var, tecrübe var, olmuş bir hikaye var ortada." sözleri ile ona destek veriyor.
2009 yılında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olmak için AK Parti'de adaylık yarışı veren Altınok'un gönlünde bir gün o makamda olmak var. Bunun için "Nasip kısmet" diyor. Ve ekliyor:
"Ankaramız başkentimiz bana göre layık olduğu, hak ettiği yerde değil. İnanıyoruz ki, mevcut kaynaklarla dünya başkenti yapılabilir. Hatta İstanbul’dan Ankara’ya insanlarımız gezmeye gelebilir. Bu şehre hizmet etmeyi isterim. Ama istemeniz ayrı bir şey, nasip olması, aday olmanız ayrı bir şey. Rabbim yazdıysa olacak."
Altınok, Ankara ile ilgili kafasındaki teraziyi ise "Dünya başkentleriyle ilgili yayınlar vardır. Standartları vardır. Bunlara bakarsanız Ankara diye bir başkent yok, acıdır. Benim ölçüm odur." sözleri ile özetliyor.
Keçiören'in bir zamanlar yaşam tercihinde bir numara olduğunun altını çizen ve bugün ilçenin eskimiş bir dokusu oludğunu vurgulayan Altınok, seçilmesi halinde Keçiören'e kazandırmayı istediği ilk şeyin yıllar önce başladığı Cumhuriyet Kulesi olduğunu belirtiyor.
Altınok, 186 metrelik yüksekliği ile Ankara'nın en yüksek kulesi olacak eseri en geç 1,5 yıl içinde açmayı planlıyor. Ayrıca ilçenin yüzde 60'ını da kentsel yenilemeye alacağını söylüyor.
Turgut Altınok ile yapılan röportajın detayları ise şöyle;
Süreyya Hanım ile evliliğinizden 4 çocuğunuz var. Ama sizi kendi çocukluğunuzla tanımak istiyoruz. Ve Ülkü Ocaklarıyla birlikte doğan fikriyatınızla...
Biz çocukluğumuzu yaşamadık. Zeki bir çocuktum. Biraz da hırçın bir çocuktum. Balalıyız. İlkokul 1’de Keçiören’e taşındık, o günden bu yana Keçiören’in çocuğuyum. Hayatı erken gördük. 13 yaşında Ülkü Ocaklarına girdim. Babam bir günde 6 yaş birden büyüttü ve yıl 1978’de 15 yaşında askere gittim. Tüfeğin dipçiği topuğuma değiyordu. 14 Ocak 1980’de askerden geldim. Evlendim. 2 oğlum, 2 kızım var. Rahmetli babam asla siyasete girmemi istemiyordu. Arkadaşlar ve çevre; seni Keçiören İlçe Başkanı yapalım, dediler. Milliyetçi Çalışma Partisi İlçe Başkanı oldum. Asıl doğumum 1964’tür. 25 yaşında Ankara il başkanıydım. 26 yaşımda Türkeş’in Genel Sekreter Yardımcısıydım. 30 yaşında Belediye Başkanı oldum, MHP’nin 6800 oyunu 69.220’ye çıkartarak Keçiören’e 3 dönem peş peşe belediye başkanı oldum. 2009’da ayrıldık, aradan 10 sene geçti, bugün yine AK Parti’den, Cumhur ittifakından Belediye Başkanı adayı olduk. Çocukluğumuzu çok yaşamayamadık ama hizmet, hizmet, hizmet. Şehirde 15 yıl görev yaptığımda: Bütün çocuklar benim çocuklarım, bütün aile benim ailemdir, şahsımıza münhasır yaşayamayız, dedik. Şehrin bizde beklentileri vardır, insanların hakkı vardır, borcumuz vardır, oy versin vermesin herkesi kucakladık.
Hizmet aşkı sizin çok sık ifade ettiğiniz bir şeydi. "Gıdam" dediniz. En büyük gıdanızı ortaya konulan bir eser ve proje karşısında, vatandaşın gözündeki pırıltı, yüzünün gülmesi olarak anlattınız. Bu gıda tadına doyulmaz, hazzı geçmeyen bir gıda mı, hizmet aşkının beraberinde sizi siyasete sürükleyen başka unsurlar oldu mu?
Ülkemize, devletimize ve insanımıza olan borcumuz. Bizi mutlu kılan bunlar. Öyle değerler vardır ki bunları parayla alamazsınız. Gönüller almak, gönüller yapmak, eserler bırakmak, temiz bir mazi bırakmak ve hoş seda bırakmak. Paralar ve makamlar gider ama önemli olan gönüllerde yer tutmak ve görevinizi vicdan huzuruyla yerine getirmek var, rabbimin rızası, milletin duası, halk ve hakka dayanan niyetiniz halis olursa yolunuz açık oluyor ve çok güzel de hizmetler yapıyorsunuz. 15 sene görev yaptık fakat 1994 yılı belediyecilikte bir milattır. Keçiören birçok yeniliklerin, ilklerin merkezidir, adeta proje bankasıdır. Yüzde 5/6 ‘sı gecekondu idi. Türkiye’de ilk defa gecekondu dönüşümünü gündeme taşıyan da biziz. İnsanca yaşam, insanca hayat. Bunu ilk defa Türkiye kamuoyu gündemine taşıyan biziz. Havaalanı yolu da dahil buna. Türkiye’de gecekonduların ve gece konduda yaşayan insanlara gözlerin çevrilmesinde, kentlerin yaşanılası yer olduğunu hatırlattık. Keçiören’e hizmet yaptık ama yaptığımız hizmetler Türkiye’de örnek alındı, belediyecilikte rutin duvar ve kalıpları yıktık ve belediyeciliğe yeni bir anlayış getirdik. Bütün Türkiye’de bunu örnek aldı. İstanbul’un Şişli’si de aldı, İzmir’in Karşıyaka’sı da, Adana’nın Seyhan’ı da.
Siz 6 gecekondudan 5’ini yıktınız ve oranı %1’in altına kadar düşürdünüz. Kentsel dönüşümde diğer illere göre bir kargaşa olmadığını görüyoruz. Bu farkı nasıl yakaladınız?
Bizdeki kentsel dönüşüm rant dönüşümü değildi. Bizim planlamamızda şehirleri mahveden yoğunlukları ve rantları göremiyorsunuz. Nefes alınacak şehirler. Bir de bu kentlerde sadece bugün yaşayan insanların hakkı yok, gelecekteki çocuklarımızın da hakkı var. Kentsel dönüşümde iyi bir sınav veremedik. Halbuki gecekondu olan şehrin dönüşümü bizim için bir nimetti. İnsanların nefes aldığı kentler olabilirdi ama maalesef ranta kurban gitti.
Ankara bunun için güzel bir örnek. Yine döneceğiz şehirciliğe… Başkent Grubu tarafından ’Cumhuriyetin 84. Yılı Altın Adamı’ ödülü almıştınız. Turgut Altınok kendisini hangi çağın altın adamı görür, onun resmi ve duygusal ideolojiniz değişime uğradı mı?
O zamanki bakış açımızla şu anki çok farklı. Çok daha geniş. Hep kendi pencerenizden bakmayacaksınız, bütün fikirler, ideolojiler bizim için, hepsi vatanı için bir şeyler yapmak istiyor, bu zenginliklerden istifade edebilirsek çok daha güzel kanunlar, projeler çıkar. Şu an herkesi kucaklayan, herkese saygı duyan bir durumdayım.
MHP Genel Sekreterliğinden, AK Parti kuruculuğuna uzanan o yolda o zenginlikten faydalanmamanız beklenemezdi. Peki bu iki siyasi akım bugün geldiği noktada olduğu gibi ayrıştıklarından ziyade hangi benzerlikleriyle sizi içine alabildi? Gönlünüzün ateşi hangisinde daha çok yükseliyor?
Sonuçta hizmet var, başka partilerden oy verenler de bizim insanımızdır, bizim kardeşimizdir, onları kucaklama sorumluluğumuz var, milletimiz, bayrağımız, devletimiz, gökkubemizle beraber olan herkesle ideolojimiz aynıdır.
Yani sadece Cumhur ittifakı ve onun beraberinde gelen yerel ittifakı kastetmiyoruz, herkesi içine alan?
Diğer kardeşlerlerimizi de kucaklayacağız. İdeolojiler fazla kalmadı. Hepimiz ülkemiz hizmette için birleşmeliyiz. Kırmadan, dökmeden ve hoşgörü ile.
Cumhur ittifakı da bu anlayışla mı kuruldu sizce, yerelde de yakaladığı istikrarı seçimi kazanma stratejisi olarak görenlere bir cevabınız olur mu?
Türkiye içeride ve dışarıda bir sürü badireler yaşadı. Bu badireler de bu ittifakı zorunlu hale getirmiştir. Günlük siyasi hedefler olabilir ama bunun dışında bizde devlet kutsaldır, bu bize atalardan kaldı, doğru olan da budur ama baktık ki devletimiz varsa hepimiz varız, eğer hepimiz bir ve beraber olmazsak, devletimiz yok olursa hepimiz yok oluruz. İçeride ve dışarıda gelişen şartlar, şahsi hesapların, makamların, mevkilerin önündedir. Atatürk, “mevzu vatansa gerisi teferruattır” diyor. Bugünkü mesele budur. Mevzu vatansa gerisi teferruattır.
CHP tabanının önemli bir bölümünün, kahir ekseriyetinin de “mevzu vatansa gerisi teferruattır” dediğine inanıyorum. Ben öyle görüyorum. HDP de bu ülkenin değerleri, üniter yapısı, birliği, beraberliğini bilecek, terörü bırakacak, siyasi zemin için anayasamız ona her türlü hakkı veriyor, Türkiye’nin tamamı eşit haklara sahiptir. Başka devletlerin maşası olmadan bu topraklara ait olduklarını gösterip ona göre davranmalarında yarar var.
2009’da adaylıktan istifa etmeniz hangi parçaların yerine oturması için gerekliydi, bu hamle bugün AK Parti'ye daha sıkı sarılmanızı mı sağladı? Gerçi gerekçenizi , ‘Keçiören Belediye Meclis üye listelerinin belirlenmesinde yaşanan sıkıntı’ olarak açıklamıştınız, o gün verdiğiniz kararın arkasında mısınız?
Benim şahsıma münhasır bir yapım var, doğruyu dosdoğru söylemek lazım, makamlar, mevkiler gelip geçiyor ama şahsiyetinizi kaybederseniz makamların hiç bir önemi kalmıyor. Kamuoyunda kaset haberlerini yapan herkes tekzibe, tazminata mahkum olmuştur ve montajdır diye raporum var. Ama bu siyaset çamurlu yoldur. Biz kendimizden eminiz. Türkiye’de bu çamur ve kaset siyaseti yapanlar eninde, sonunda kötüler kaybediyor ve iyiler kazanıyor.
Çamur siyaseti yapanlar, haysiyet, izzet, şeref cellatıdırlar, makam ve mevkinin dışında hiç bir kutsalları yoktur, Allah’a inanan bu işleri yapamaz, ahirete inanan bu işleri yapamaz, insan olan da bu işleri yapamaz. Vatandaş geldiğimiz noktada, 10 sene geçmesine rağmen halk sizi istiyor. Turgut Altınok, 15 sene görev yapmıştır. Hesapları oradadır. Biz makamları saltanat makamı olarak görmedik, hizmet ve vebal makamı olarak gördük. Halkın içinde olduk. Bir taraftan eserler yaptık, bir taraftan da gönül eserleri yaptık.
Ben sokakta olan bir belediye başkanıyım. Kar yağıyor bizi görüyor, güneş açıyor bizi görüyor, iyi gününde, kötü gününde karşısında belediye başkanı var. Gönül belediyeciliğini 15 sene önce yapmıştık. Arkadaşlar kibire kapılmamalı, halktan kopmamalı, kibir kuleleri haline getirmemelisiniz, kibiri Allah da sevmez. Kibir insanı imandan eder, imandan çıkınca dinden de olursunuz. Insan olan bunu zaten yapamaz.
Keçiören’e 3 dönem başkanlık yaptınız ama 2 dönem de yarışın gerisinde kaldınız. Kendinizi bir yarışçı mı, yoksa bir savaşçı olarak tanınıyorsunuz.
3 dönem girdiğimiz bütün seçimleri kazandık. Geçen dönem Büyük Birlik Partis'inden aday olmuştuk. Anket yaptık %51 çıkıyordu, Büyük Birlik Partisi’nin Keçiören’de ilçe teşkilatı bile yoktu. Kapalıydı. Bize başka partiler de teklif geldi. “Makam mevki her şey değil” dedik.
Büyük Birlik Partisi'ne veya Muhsin Yazıcıoğlu’na bir vefa borcunuz mu vardı?
Yok ben halk adamıyım, özellikle oradan girdik. Muhsin Başkanı severim. Bizim ağabeyimizdir, kendisiyle çok sık görüşenlerdendim. %51’di ama biz 162 bin oy aldık. 27 bin iptal vardı. 17/25 12 puan götürdü. Ama baktılar ki halk istiyor, bu dönem o istek daha da fazlaydı.
Neden sizce, halkın yerine koyamadığı şey, sizin içlerinde olma haliniz mi?
İnsanlara dokunmak, insanlarımızın içinde olmak, gönüller almak ve gönüller yapmak ama önce insan olmak.
Galibiyetlerinizin AK Parti ile birlikte gelme sebebi var mı yani halk, sizi AK Parti'den ayrı düşünmüyor olabilir mi?
Biz MHP’den de aday olduğumuzda 30 yaşındaydık, 6.800 oyu 68 bin yaptık, yani 10 katı arttırarak seçildik, orada da başarı var, orada da bize olmaz, mümkün değil, seçilemez diye bakıyorlardı. Ondan sonra Fazilet Partisi %18 aldı, biz %40 aldık yine seçildik, daha sonra 2004’te AK Parti’den aday olduk, %57,5 oyla, AK Parti'nin aldığı en yüksek oy ile seçildik. Turgut Altınok, AK Parti'nin kuruluşunda var, kimse yokken, herkes kaçarken, acaba yol verilir mi, verilmez mi, vermezler denilen bir dönemde şahsi hesaplarımızı yapmadık, o günkü şartlarda Tayyip Erdoğan’a ihtiyacı vardı. Şahsi hesap yapmadan, Ankara’da ilk “varız” diyen biziz. İlk belediye başkanı da biziz. Dolayısıyla AK Parti’nin kurulmadan öncesinde ve kuruluşunda Turgut Altınok var.
1989’da SHP’nin bir kereliğine kazandığı Keçiören’i 1994’ten bu yana önce MHP, sonra FP, son olarak da AK Parti kazanıyor. Aslında sağ eğilimli bu ilçede hedef oy oranlarını arttırmak. Sizce bu seçim nasıl bir skor yakalanır?
Keçiören’in muhafazakar ve milliyetçi nüfus yapısı var. Sosyal demokrat olan vatandaşlarımız da var. Sosyal demokrat olan, İYİ Parti’ye oy veren vatandaşlarımızdan da oy alıyoruz. Bunu sahada da görüyoruz. Ben şehri ve kenti iyi tanıdığım için “bu dönem seninleyiz” diyen ve çalışan CHP’ye de, İYİ Parti’ye de oy veren vatandaşlarımız da var. Şu an oran söylesek belki de erken olur. Sandıkta sonuçlanmadığı için vatandaşlarımıza da saygısızlık olabilir ama Keçiören’deki vatandaşlarımızın tamamının hizmetine ve oyuna talibiz.
Biraz evvel arkadaşlarınızın kibire kapılmamaları önerisinde bulundunuz. Makamların ağlama duvarı olmadığını, başarısızlığın mazeretinin başkalarına yüklenemeyeceğini, ya yaparsınız, ya gidersiniz sözleriyle ifade etmiştiniz. Bu seçimlerde yola devam edilmeyenlerin kanıksadığı bir gerçeklik var mı, haleti ruhiyelerini nasıl görüyorsunuz?
Seçilenlere de, görevde olacaklara da kibirlenmemeleri gerektiğini söylüyorum. Makamlar gelip geçecek. Biz 10 sene ara vermişiz, uzun bir süre. Aday olmuşuz, olmayabiliriz de. Kırmaya, dökmeye gerek yok.
Sizce AK Parti hangi kriterlere göre adayları belirledi? Önce millet, önce memleket felsefesini özümseyenler mi, halktan geçer not alanlar mı seçildi sizce?
Bunu genel merkezimize sorsanız daha iyi olur ama tabii karşılığı olması gerekiyor. Vizyon gerekiyor, belediye başkanı adayını, belediye başkanı gibi belirlemek lazım. Bütün Türk siyasetindeki partilere çağrım da budur. Yani belediye başkanı adayı artı şehrin belediye başkanı olacak adaylar belirlemek lazım. Yani ilçedir, ildir, büyükşehirdir… bunları yönetecek, yönetilecek değil yönetecek, idare edecek, kucaklayacak profildeki insanlarımızı aday olarak seçerlerse şehirlere ve ülkemize iyilik etmiş olurlar. Daha iyi seçimler, daha iyi adaylar, daha iyi belediye başkanları çıkar. Burada vatandaşa dokunacak, kibir deryasında yüzmeyecek, vizyon olacak. Dürüstlük çok önemli Hülya hanım. Vatanını seviyorsan dürüst olmak zorundasın. Eğer dürüst olur, düzgün yönetirsek inanın çok kaynak var. Az paralarla çok hizmet yaparsınız. Yaptığımız görevlerin büyük bir bölümünü de muhalefette yaptık. İktidar yok, büyükşehir yok, büyük engellemelere rağmen belediye hizmetlerini, sağlık, eğitim ve güvenliğe çok ciddi desteklerimiz olmuştur.
Evet dürüstlük çok önemli ama ikinci öncelik samimiyet gibi de. Çünkü samimi olduğunuzda o dediğiniz her partiden insanı kazanmanız mümkün oluyor. Seçilen adaylarda bu vizyonu görüyor musunuz?
Onu seçildikten sonra göreceğiz. Ama belediye başkanı rozeti, hizmettir. Halktır ve kucaklamaktır. Belediye başkanı, herkese eşit, adil hizmet etmeli, herkesi kucaklamalı.
AK Parti, 25 ilçenin 3'ünde aday çıkarmayarak. Bunun AK Parti seçmeni açısından nasıl bir karşılığı olur sizce, MHP adaylarına tam destek verirler mi?
Bu arada MHP’de 22 ilde aday çıkartmadı. Burada bir hesap yaparsak çok yanıltıcı ve yanlış bir hesap olur. Burada MHP’nin de ciddi bir fedakarlığı var. Belki adaylık beklentisi olanlar alınmış olabilir. Bunlar da alınmayacaklar. Bana göre kimse şahsi hesabını ülkenin ve partinin önünde yapmamalı.
Öyle düşündüğümüzde aklımıza Mansur Yavaş geliyor. İstifa ettiğiniz dönem size destek verir görünmüştü. Hasbelkader Mansur Yavaş seçilirse, onunla da uyum içerisinde götürür müsünüz?
Tabii gönlümüz Özhaseki’nin seçilmesinden yanadır. Donanımlı bir adaydır. Belediyecilikte marka olan isimlerdendir. Çok başarılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vardır. Biz hiçbir yerden bir şey beklemeden, kendi öz kaynaklarımızla projelerimizi yaptık. İller Bankasında 11 sene görev yaptım, kapısından bir sefer bir arkadaş genel müdür olmuştu, onu tebriğe gittim.
Siz şehrinizi düzgün yönetirseniz, kaynakları düzgün kullanırsanız kaynak problem olmaz. Keçiören gibi yerlerin ciddi gelir ve kaynakları da var, bir kendi kaynakları, iki merkezi kaynakları olur. Vatandaş irade koyarsa yapacak bir şey yok ama gönlümüzden geçen Özhaseki’nin Ankara’ya seçilmesi ve Ankara’mızın yıllardır alamadığı hizmetleri almasıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımız 'Ankara siyasetin de, hizmetin de, yatırımın da en iyisine layıktır. Ankara başkenttir. Türkiye’yi dünyada temsil eden şehirdir, vitrinimizdir' dedi. Bu vitrine katkısı ne olur Özhaseki ve sizin?
Kayseri Anadolumuzun bir ili iken artık bir büyükşehir. Belediyesi ve nüfusun artışı başka. Ama baktığınız zaman sanayi de, ekonomi de, spor da gelişmiş, kayak merkezleri yapılmış, Ankara’da olmayan, acıdır ama dünya standartlarında statlara sahip olmuş bir şehir. Kayseri’nin kaynakları ile Ankara Büyükşehirin kaynakları farklıdır. İnanıyorum ki Özhaseki bu kaynaklarla Ankara’ya ciddi hizmetler yapacak.
Daha doğrusu Ankaramızı bir dünya başkenti yapacağına inanıyorum. Para var, kaynak var, kaynakların çok iyi değerlendirilmesi var, tecrübe var, olmuş bir hikaye var ortada. İnanıyorum ki Ankara’ya çok büyük hizmetler yapacak. Mansur Yavaş’a da başarılar diliyoruz. Kavga olmadan, vatandaşa ne yapacağımızı anlatarak CHP, İYİ Parti'yi, Saadet, BBP’yi, Vatan Partisi dahil ziyaret edeceğiz.
Mansur Yavaş, belediyecilikte hemşericiliğe dikkat çekiyor. Siz bu konuda ne dersiniz?
Aday olmuştur. Başarılar dileriz.
Bu seçimde sizin için öncelikle AK Parti’den, olmazsa İYİ Parti'den aday olacağınızı yazanlar, söyleyenler oldu. Böyle bir araf yaşadınız mı?
Bize her yerden teklif geldi. İYİ Parti'den de başka partiden de teklif geldi. Ama artık şartlar buraya getirdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle aday olduk. İnşallah hayırlara vesile olur.
Övündüğünüz projelerdendi; Estergon Kalesi, şelaleler, teleferik, doğal parklar… Sıra nede, Vizyonunuzu neye ayarlı? İçe, dışa, geleneklere, inançlara, çağa?
Haremlik selamlık havuzlar bizde yoktu ama spor tesislerimiz vardı. Bayanlarımızın günleri belli, erkeklerin de, karışık girmek isteyenlere de saygı duyacağız. Öncelikle Keçiörenlilerin gönlünü alacağız. Öncelikli o. Cumhuriyet kulemiz var. İnşallah en geç 1,5 yılda açılışını yapacağız. Bir de kentimizin %60’ını kentsel yenilemeye alacağız. Şehrimizde eskimiş olan bir doku var. Keçiören bıraktığımızda Ankara’da yaşam tercihinde bir numara idi. Ankara’daki bütün belediyelerin toplamından daha fazla yapı ruhsatı veriyorduk.
Bu da Keçiören’e ciddi bir talep olduğu anlamına geliyordu. Bunları yeniden yakalayacağız. Parklar, yeşil alanlar, spor tesislerine devam edeceğiz. Benim en yakın arkadaşım çocuklar ve gençlerdir. Onlar bizim geleceğimiz. Keçiören dışında kamu kurumlarına hizmetlerimiz vardı, bunlar inşallah devam edecek ama yeni projeler üreteceğiz.
Cumhuriyet Kulesi sizin ukdeniz. Yıllarına mal oldu Keçiören’in. Melih Gökçek ile de aranızdaki temel uzlaşmazlık noktası idi. Gerçi bu gerginlik büyükşehir yarışı gibi lanse edildi ama işin bu boyutu da vardı. Niye bu kadar uzadı?
Kuleyi yıkacağız, dendi. Benim paramla olsa yıkın ama vatandaşın parası ile yapılmış. Bir de eserleri anlamak için zaman lazım. Biz az imkanlarla, kıt imkanlarla hareket ettik. Bir ilçe belediyesi biz ihaleye çıktığımızda finansmanı nereden bulacaksınız, dedi. Kolay iş değildi ama bulduk. Cumhuriyet kulesi, Atakule’den daha yüksektir. Atakule 115 metredir, Cumhuriyet Kulesi 186 metredir. Atakule’yi Özal dönemi Büyükşehir Belediyesi ile Vakıflar Bankası ortak yapabilmişti. Ama cumhuriyet kulesini biz bir ilçe belediyesi olarak yapıyoruz. Bugün bu kuleyi yapsanız şu hali 100 milyondan aşağı değil.
Ama olay şu, Altınok’un eseri olmasın. O zaman bütün dünyadaki eserleri gelenin yıkması lazımdı, eser kalmazdı. Onun yerine sen de eserler yap. Elinde devasa kaynak var. Bizim bütçemiz Büyükşehirin %1’i bile değil. Kaldı ki kule bittiği zaman sadece Keçiören’imize değil, Ankaramıza da bir çok şey kazandıracak. Bu proje Türkiye’ye de zenginlik katacak bir proje. Yıkmak değil yapmak lazım. Muhteşem bir eser olarak uzun yıllar hizmet edecek. Belediyemizin de çok ciddi geliri olacak.
Size sorsam Keçiören’in Ankara’nın bile önüne çıktığını, tek başına Ankara olduğunu söyleyeceksiniz. İstanbul adayı İslamoğlu’nun Ankara fotoğrafının altında ‘Benim Ankara halkını da kucaklamam lazım” gibi bir tweeti olmuştu. Keçiören dışına çıkmak gibi bir niyetiniz var mı? Ya da Keçiören’i kendi sınırları dışına çıkartmak?
Altınok’u İstanbul da, İzmir’de, Diyarbakır’da tanıyor. Bizim yaptığımız hizmetler herkesin örnek aldığı projeler. Sarıgül, Keçiören’in hizmetlerini örnek alıyorum diyerek hakkı hakka teslim etmiştir. Türkiye’nin neresine giderseniz gidin Altınok ismi tanınıyor. Yurtdışında da tanınıyor. Bıraktığımız Keçiören Birleşmiş Milletler gibiydi. Yabancı heyetler ziyaret ediyorlardı, büyükelçiler misafirlerini Keçiören’de ağırlıyorlardı, resepsiyonlarını Keçiören’de veriyorlardı. Gerek Türk dünyası, gerek İslam coğrafyası, gerekse Avrupa, Asya, Ankara’da büyükelçiliği olanlar misafirlerini Keçiören’de ağırlıyorlardı.
Ankara ile ilgili bir sorun yaşandığında hem halka, hem partinize seslenerek çözüm arayan bir siyasetçisiniz. Mesela Ulus’ta ve Hacı Bayram’da etkinliklerin azaldığını söylemiştiniz, turisti tekrar çekmek istediğinizden söz ettiniz, hatta 30 sene önce gelen turist sayısını geri kazanmalıyız demiştiniz. Turistik açıdan Keçiören’i nereye getirme planınız var?
Keçiören zaten turizm şehriydi, hem yabancı hem yerli. Hafta içi Estergon Kalesini 15 bin kişi, hafta sonu 23,24 bin kişi ziyaret ediyordu. Sonra buna teleferik ilave ettik, teleferikte kuyruk vardı, sonra deniz dünyası, şu an deniz dünyası tam çalıştırılamıyor, Türkiye’de İstanbul Florya’da yapıldı sonra özel sektöre devredildi. Deniz dünyasını Türkiye’de ilk defa yapan biziz. O noktadan geriye gittik. Cumhuriyet Kulemizi de ilave edeceğiz. Onunla beraber, kalemizdeki yöresel çadırlarımız olmaya devam edecek. Hafta içi Keçiören’i 50-60 bin kişi ziyaret edecek, hafta sonu bu sayı 100 bini bulabilir.
Sayın Cumhurbaşkanımız 16 yıldır Ankara bizi sevdi ifadelerini kullandı. Keçiören’in Ankara ilçelerinden bir farkı var. Evetlerin çoğu Keçiören’den çıkıyor. Halkın içindeki bir belediye başkanı adayı olarak, halkın sizden beklentisi ne?
Önce oturmuş olan bir standart vardı, huzuru istiyor, güvenli, temiz bir şehirde ailesiyle yaşamak istiyor. “Hizmeti nasıl olsa Altınok yaptı” diyerek ne yapacağımı sormuyor. Ama bir standart vardı, bu standartlarda düşüş var, Keçiören’de aileler çarşıda, pazarda, sokakta gece yarısına kadar oturuyorlardı, pazar düzenlememiz Türkiye’de ilkti. Pazar esnafı da o düzenin bozulduğunu söylüyor. Bir huzur vardı, şimdi bu huzur kaçtı, bizden önce vatandaş bunları istiyor. Biz de problemlerimizin farkındayız, hızla çözeceğiz.
Keçiören Belediye Başkanlığı tamam da, Büyükşehir Başkanlığı neden olmasın dediğiniz oldu mu, bazen şöyle yorumlar da geliyor: Büyükşehir’e niyet, Keçiören’e kısmet. Var mı öyle bir projeksiyonunuz, hayaliniz?
Nasip, kısmet. Ankaramız başkentimiz bana göre layık olduğu, hak ettiği yerde değil. İnanıyoruz ki, mevcut kaynaklarla dünya başkenti yapılabilir. Hatta İstanbul’dan Ankara’ya insanlarımız gezmeye gelebilir. Bu şehre hizmet etmeyi isterim. Ama istemeniz ayrı bir şey, nasip olması, aday olmanız ayrı bir şey. Rabbim yazdıysa olacak, kadercilik gibi de görmeyelim tabi. Artık bir Ankara Büyükşehir adayımız var, kazanması için elimizden geleni yapacağız.
Ankara’nın eğitim, ekonomi, turizm, kültür, sanat, sporun yer aldığı tüm alanlarda "merkez" konumda olması gerekliliğini de hep vurgulardınız. Bunu başaramamızın altında ne yatıyor, 16 yıllık iktidar, iyi siyasetçiler tarafından yönetildik ama neden o noktada değil?
Dünya başkentleriyle ilgili yayınlar vardır. Standartları vardır. Bunlara bakarsanız Ankara diye bir başkent yok, acıdır. Benim ölçüm odur.
Niye yok?
SİYASETCAFE.COM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.