Hazreti Nuh'un oğlunun kurduğu dünyanın en talihsiz kenti
Yemen'in eski başkenti Sana ya da diğer telaffuzuyla San'a, dünyada sürekli yerleşimin olduğu en eski şehirlerden biri. Kendisine has karakteristik mimarisiyle hayranlık uyandıran bu tarihi şehir UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde de yer alıyor.
Son yıllarda devam eden şiddetli çatışmalar nedeniyle büyük hasar gören Sana, ağır bir yıkıma uğradı. 2015 yılında çatışmalar nedeniyle başkentin Aden'e taşınmasıyla birlikte San'a geçici bir süreliğine de olsa yönetim merkezi olma özelliğini kaybetti.
Sana, San'a ya da Batı ülkelerindeki ağırlıklı kullanımıyla Sanaa, dünyanın en eski kentlerinden biri olma özelliği taşıyor. Yakın döneme kadar da Yemen'in başkenti olan Sana, ülkedeki savaş yüzünden ne yazık ki büyük bir tahribata uğramış durumda.
Sana, San'a ya da Batı ülkelerindeki ağırlıklı kullanımıyla Sanaa, dünyanın en eski kentlerinden biri olma özelliği taşıyor. Yakın döneme kadar da Yemen'in başkenti olan Sana, ülkedeki savaş yüzünden ne yazık ki büyük bir tahribata uğramış durumda.
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan tarihi Sana kenti, binlerce yıllık bir geçmişin izlerini taşıyor. Yaygın inanışa göre Hz. Nuh'un oğlu Şem tarafından kurulan Sana, eski çağlarda Azal adıyla bilinmekteydi. Bunun nedeninin de Şem'in ikinci kuşak torunu olan Uzal'a dayandığı düşünülmekte.
İncil'in Yaradılış kısmında da bahsi geçen Uzal, eski Sebati dilinde "iyi korunmuş" anlamına da gelmekteydi. Kentin kurulu olduğu coğrafyaya baktığımızda bu isimlendirmenin ne denli yerinde olduğunu da anlamak mümkün. zira Sana gerçekten etrafı korunaklı ve dağlarla çevrili bir arazinin ortasında.
Ancak Arap Baharı olarak adlandırılan süreç ile başlayan günümüzde de şiddetini dönem dönem arttırarak devam eden farklı ülkelerin de dahil olduğu savaş, Yemen'in tıpkı diğer bölgeleri gibi tarihi Sana kentini de son derece olumsuz bir biçimde etkilemiş durumda.
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan kent, ülke içindeki farklı grupların çatışması nedeniyle bu süreçte ciddi manada etkilemiş durumda.
Sana'daki yüzlerce yıllık binalar bombardıman neticesinde harabeye dönmüş durumda. Özellikle UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan eski kentin bulunduğu bölge bu saldırılarda büyük yıkıma uğradı.
Yaşanılan yıkımın etkisi ne yazık ki günümüzde de devam etmekte. Çatışmaların bir türlü sona ermemesi, bu tarihi kente zarar vermeye devam etmekte. Sık sık gerçekleşen saldırılar tarihi öneme sahip Sana'nın karakteristiğini yansıtan binaları bir bir yok ediyor.
Yaklaşık 3 milyon kişinin yaşadığı Sana şu anda savaşın bir tarafı konumundaki Hutilerin kontrolünde. Yemen'in en büyük kenti olan Sana, her şeye rağmen görkemini fotoğraf karelerine yansıtıyor.
Uzun yıllar Osmanlı hakimiyetinde kalan Yemen, tarihimizde de türkülere konu olan bir coğrafya. Bu coğrafyanın yönetim merkezi olan Sana, Osmanlı'ya kahvenin geldiği yer olarak da biliniyor.
Öyle ki sonrasında buradan İstanbul'a gelen kahve, 2. Viyana Kuşatması ile Avrupa'ya da taşınmıştır.
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.