Bülent Arınç’ın ağladığı KHK’lılar kim? Gelecek hırsızları!
Bu ülkenin evlatlarının kimi işçi oldu, kimi asgari ücrete talim, kimisi de bu Allahsız rekabetin uçurumunda hayatın içinde savruldu durdu. Tarihin görebileceği en tehlikeleri ihanet şebekesi yıllar boyunca bu kahpe düzenlerini devam ettirdiler.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’na seçilen AK Parti kurucusu, TBMM eski Başkanı, Bakan, Milletvekili Bülent Arınç KHK ile işlerinden atılanların durumuna çok içerlediğini, isyan ettiğini ve bunun bir facia olduğunu söyleyerek Türkiye’nin gündemine oturdu.
*****
Peki kim bu Bülent Arınç’ın ağladığı KHK’lılar?
*****
Nasıl oldu da bu KHK’lılar üniversiteleri doldurdu?
Nasıl oldu da bu KHK’lılar Türk Silahlı Kuvvetlerini işgal etti?
Nasıl oldu da Türk Milleti adına hüküm veren yargımızı ele geçirdi?
Nasıl oldu da devletimizin bürokratik kademelerinde en üst yerlere yükselebildi?
Nasıl oldu da Emniyet teşkilatımızın en mahrem ve yüksek mevkilerini kazandı?
Nasıl oldu doktor oldular, profesör oldular, başkan oldular?
Nasıl oldu da oldular?
*****
Bülent Arınç bu nasılları hiç sordu mu kendisine?
FETÖ’nün kanatları altında büyüdükçe büyümesini, “Kurban olduğum Allahım verdikçe veriyor” diyerek Allah’ı –haşa- nasıl kendilerine paravan kıldıklarının hiç muhasebesini yaptı mı?
*****
Herkesin bildiğini bir kere daha haykırarak söyleyelim o zaman.
Bu ülkenin gençlerinin, delikanlılarının, kızlarının haklarını emeklerini çalarak oldular.
İlk ve orta öğretimden başlayarak üniversite sınavlarına anasını babasının bin bir zorlukla verdiği destekle hazırlanan yüz binlerce vatan evladının umutlarını çalarak oldular.
Hırsızlık yaptılar.
Soruları çaldılar.
Kendi cemaatinin mensuplarına bunları verdiler.
*****
Normal şartlarda pek çoğu bu yarışta muhakkak ki kazanamayacak, onların yerine umutları geleceği için uğraş veren memleketin irfan sahibi evlatları yetenekleri ile yükselecek, öğretmen olacak, subay olacak, doktor olacak, profesör olacak, genel müdür olacak, hakim olacak, savcı olacak, avukat olacaktı.
Ama olmadı.
Çaldılar milyonların umutlarını ve geleceklerini.
*****
Onların emeklerini: hain, ahlaksız ve haksız bir rekabetin içinde yok ettiler.
Kimisi hayata küstü, temizlikçi oldu, gündelikçi oldu, işçi oldu.
Kimisi o kadar yetenekliydi ki, tüm engellere rağmen hep birinci oldu, olamadı ikinci oldu, olamadı üçüncü oldu.
Heyhat; o kadar az kalmışlardı ki, onları; bu hain, hırsız, ahlaksız ve en önemlisi Allah’ın adını kullanan Allahsızlar ordusu birer birer avladı.
Çalarak doktor yaptıkları mensupları; genç, yiğit, delikanlı subayları bin bir işkence ile susturdu, bıktırdı, attırdı, bıraktırdı.
Üniversitelerde geçit vermediler. Geleceğin irfan sahibi genç kızlarını, delikanlılarını budadılar.
*****
Velhasıl bu ülkenin evlatlarının kimi işçi oldu, kimi asgari ücrete talim, kimisi de bu Allahsız rekabetin uçurumunda hayatın içinde savruldu durdu.
Tarihin görebileceği en tehlikeleri ihanet şebekesi yıllar boyunca bu kahpe düzenlerini devam ettirdiler.
Yıllarca bu ülkenin genç, vatanperver, umutları olan evlatlarını tükettiler. Yok ettiler.
Bu ülkenin geleceğini, sırlarını çaldılar, paçavra yapıp ortalara saçtılar.
*****
Zannetmiyorum ki, hiçbir ülke böyle bir kıyım, böyle hain bir plan görmemiştir.
Bu ülkenin bin bir zorlukla geleceğe bakan genç fidanlarını örgütlü hain emellerine kurban ettiler.
Yetmemiş gibi bir de darbeye yeltenip ülkemizi kan gölüne çevirmek istediler.
Türk Milleti tüm benliğiyle bu ihaneti kabul etmedi. Karşılığını 15 Temmuz’da ihanete karşı dimdik durarak verdi.
*****
Sınav sorularını çalarak kendi mensuplarına verenlerin düşünemediği şey şuydu.
Normal şartlarda profesör, general, doktor, genel müdür, hakim, savcı, vali, emniyet müdürü olamayacak adamlarla bir gelecek inşa etmeye çalıştınız.
Mevkilerinizi ne kadar yükseltseniz de çapınız buna asla yetmedi.
Bu çapsızlığınızın bedelini 15 Temmuz’da net olarak gördünüz.
Şimdi KHK ile atılan hakim, savcı, general, vali, emniyet müdürü, genel müdür gibi yüksek bürokratların temizlikçi, pompacı, işçi, amele olmasına ağlıyor, isyan ediyorsunuz.
İşte çok ağlayıp isyan edilen KHK’lılar budur.
*****
Siz buna ağlıyorsunuz.
Hırsızlığın temelinde kurduğunuz bu ihanetin ifşa olmasını hazmedemiyorsunuz.
*****
Bizler ise bu ülkenin genç kızlarının, delikanlılarının geleceğini nasıl çaldığınıza ağlıyoruz.
Aslında tam olarak ülkemizin geleceğinin nasıl çalındığına, tüm öfkemizle, şiddetimizle, bağıra çağıra, isyan ederek ağlıyoruz.
*****
Sizler sırtınızı bu vatanın, Türk Milleti’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanı emperyal güçlere, onların uşaklarına yasladınız.
Bizler ise sırtımızı vatan aşkı ile yanan yüreklerimizle Allah’a yasladık.
O Allah ki, bizim paravanımız değil, sahibimizdir.
Bizler hep buradayız.
Kimin kazanacağını göreceğiz diyeceğim ama her türlü gizli, açık kriptolarınıza rağmen zaten çapınız yok ki, sonuç şimdiden belli.
Malazgirt’te Sultan Alparslan’a demişler ki, “Düşman 200 bin kişi ile üzerimize doğru geliyor.”
Bizlere bin yıl önce aziz vatanımızın kapılarını açan o büyük Türk Hakanı da 40 bin kişilik ordusunun başında atının üstünde yalın kılıç giderken cevap vermiş:
“Biz de onlara doğru yürüyoruz.”
Şimdi gülbank çalar Atatürk’ün çakmak çakmak mavi gözlerinde…
Sizler asla göremezsizin ama bizler görüyoruz.
Hakan Sönmez
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.