Akşener düğmeye bastı
İYİ Parti lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, seçim kampanyasına Ankara’da başladı. İşte haberin ayrıntıları;
İYİ Parti seçim kampanyasını Ankara’da ATO Congresium'da başlattı. Seçim kampanyasının açılış konuşmasını İYİ Parti Genel Sekreter Aytun Çıray yaptı.
Çıray, “Milletin içinden çıkan, milletin imzaları ile aday olan ve milletin oylarıyla seçilecek Genel Başkan Akşener'in büyük vizyonunu dinleyeceğiz. Türkiye’yi yeniden güzel günlere taşımak isteyen bir liderle çalışmaktan onur duymalıyız” ifadelerini kullandı.
Salondaki sandalyelere Türk bayrağı ve Akşener posterleri bırakıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından, Türkiye’deki illere dev ekranlarla canlı yayın bağlantıları yapıldı. “Cumhurbaşkanı Akşener” diye sloganların atıldığı salonda, Akşener’in parti kurma çalışması ve yurt gezilerine ilişkin video gösterimi yapıldı.
İYİ Parti lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener'in konuşması sık sık, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" ve "Cumhurbaşkanı Meral Akşener" sloganlarıyla kesildi.
Meral Akşener'in konuşmasının satırbaşları şöyle:
“Engelleri aşmak istiyorsan önce insanı seveceksin. İnsanı seversen tüm dağlar düz olur.. İnsanı seversen onu bizden sizden diye ayıramazsın. İnsanı seversen o acı çektiğinde evinde huzur içinde uyuyamazsın. Benim çocuğum diyemezsin bütün çocuklar bizim çocuğumuzdur. Benim evim benim çocuğum diyemezsin. Başını yastığa huzur içinde koyamazsın, koymamalısın. Aziz milletimiz adaylığa karar verirken düşündüğüm tek şey vardı. Son yıllarda insanla devlet arasındaki uçurumu ortadan kaldırmak. Bugün millet yeniden büyük bir değişime ihtiyaç duymaktadır. Milletim bana güvendi sadece 6 saat içinde 100 bin imza vererek milletine sahip çıktı.
ATATÜRK’TEN BUNU ÖĞRENDİK
Gittikçe artan şekilde hırpalanan insanlarımıza yalnız değilsin diyoruz. Ben burada 16 yıldır iktidarda olan hükümete eleştiren bir konuşma yapmayacağım. Bir siyasi partinin lideri iktidarının 16. Yılında millete adalet ve özgürlüğü vaat ediyorsa, sözün tükendiği yerdir. Artık bu yıpranmış defteri kapatma vakti gelmiştir.
Gençlerimizin üzerine örtülen umutsuzluk örtüsünü kaldırmak zorundayız. Devleti yönetenlerin birinci görevi devletle dünyayı buluşturmak olmalıdır. Öncelikle bilinmesi gerek ki devleti yönetmek ayrı şey gündelik siyaset ayrı şeydir. Türkiye nasıl bir ülkedir hatırlatmak isterim. Türkiye bir verdiğinizde bin veren bir ülkedir. Üzerine gelen düşmanının üstesinden gelmenin kanıtları ile dolu bir ülkedir. Türkiye dikkatleri üzerinde tutmayı hak eden üstün nitelikte bir ülkedir. Bizler Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bunu öğrendik. Kısaca Türkiye ayaklarından tutup geriye çeken olmasa zirveye çıkacak bir ülkedir. Yeter ki ülkemiz siyasetçiler tarafından değil devlet adamları tarafından yönetilsin. Güçlenen bir devlet anlayışına sahip olmalıyız. Biz bayram sofrasından bahsediyoruz çünkü milletimizin o sofranın etrafında toplanan büyük bir aile olduğumuza inanıyoruz. Bana hediye edilen tülbent ve yazmaları öpüp başıma koyma nedenim budur. Biz güneşin her doğuşunda yine olacağız. Savaşmak gerektiğinde o savaşı kazanacak güçte olacağız.
KULELİ VE IŞIKLAR ASKERİ LİSESİ’Nİ YENİDEN AÇACAĞIZ
Milletimizin yüzde 82’si geçmişe özlem duyuyor. Bizim amacımız geleceğe yüzünü döndürmektir. Yoksulluk iktidarı sürdürme aracı olamaz olmamalıdır. Son yıllardaki itelenip kakılmamıza son vererek yeniden dünyaya örnek olacak şekilde geliyoruz. Devletin işleyiş maliyetini düşürecek çözümlerimiz var. Devletin imkanlarının yandaşa aktarılmasına son verilmelidir. Ülkemizde bilimin gelişmesinde en büyük engel olan YÖK’ü tarihin sayfalarına göndermek bizim boynumuzun borcu olsun. Kuleli ve Işıklar Askeri Lisesi’ni yeniden açacağız.
DIŞ POLİTİKA ORADAN ORAYA SAVRULUYOR
Medeni karakteri olan şehir planlarımız hazırdır. İnsanlarımıza balık istifi yapan hastaneler yapmayacağız. Daha küçük ölçekli daha ulaşılabilir projeler yaparak gündelik hayatta yaşanan gelişmeden yanayız. Tarım ve hayvancılıkta yeni projeler hazırladık. Daha pek çok vaatlerimiz var bunları 30 Mayıs’ta sizlerle paylaşacağımız beyannamemizde paylaşacağız. Kurulurken ilan etmiştik. İyi bir Türkiye istiyoruz. Herkes çok net görüyor milletimizin yeni bir yönetime nefes almaya ihtiyacı var.
Hiçbir sorun onu üreten yönetimle çözülemez. Yeni bir yönetime ihtiyacımız var. Madem ki e-devlet uygulaması var devlet kendi ürettiği bilgiyi vatandaşından talep etmemelidir. Dış politika oradan oraya savruluyor. Her gün yeni kriz olamaz. Olursa orada yönetim boşluğu var. Eğitimden adalete ekonomiden yönetime çözülme var. Çünkü yönetim boşluğu var. Çocuklarımız taciz ediyor çocuklarımız öldürülüyor. Çünkü yönetim boşluğu var. Ormanlarımız yok ediliyor evcil olsun olmasın hayvanlarımız katlediliyor. Yönetim boşluğu var. Biz bu yönetim boşluğunu doldurmaya geliyoruz.
ENFLASYONDA HEDEF YÜZDE 5
Milletimize rahat bir nefes aldırmaya geliyoruz. Ayakları yere basan güven veren bir ekonomi olmadan Türkiye’yi geleceğe taşıyamazsınız. Çok önemli isimlerle işbirliği yaptık. İlk beş yılda hedefimiz enflasyonu yüzde 5’in altına düşürmek ve altyapı çalışmalarını hazırlamak olacaktır. alacağımız her karar mülkiyet haklarına saygı duyarak şeffaf olacaktır. Bütün enerjimizi üretime vereceğiz. Biz ekonomiyi siyasetçi değil güven yönetir diyoruz. Ekonomiye yüklenen faturanın bedeli vatandaşa yükleniyor. Devlet öğrencinin harcından yediği tosttan vergi alır mı alıyor. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir sistem yok.
ÇOCUK ÜŞÜRSE MİLLET ÜŞÜR, DEVLET ÜŞÜR
Kültürümüzde itibar mal ve mülk üzerinden kurulmaz. İtibar kişinin hırsızlık ve yoksullukla anılmamasıyla elde edilir. Her şeye olduğu gibi itibara da yamuk yapan bir iktidarla Türkiye 16 yıl yaşadı. Bizler tarıma sanayi gibi bakmak zorundayız. 5 yıl içinde tarım havzası almak planımız var. Toplum ikiye ayrılıyor bir tarafta helal ekmek peşinde koşan milyonlar diğer tarafta rant peşinde koşan siyaset simsarları. Büyük usta ne diyordu, “Yakarsa dünyayı garipler yakar.” Türkiye’yi de yakarsa mutfak yakar.
Çocuk üşürse millet üşür, devlet üşür. Milyarder gençlerimiz ve küresel markalarımız neden olmasın. Teknoloji üretmek lazım. Nasıl olacak iyi bir eğitim sistemi ile. Eğitime baktığımızda acı gerçek. Bugünkü sistem 21. yüzyılı kavrayamadığı gibi ayrımların kaldırılamaz bir noktaya geldiğini görüyoruz. Oysa ayrım çocukların yetenekleri arasında yapılmalıdır. Bugün birçok Türk genci dünya devlerinde ARGE merkezlerinde çalışıyor. Medya bize yer vermediği için sosyal medya ile defalarca söyledim. Üniversiteleri bölmek bir ülkeye yapılmış en büyük ihanetlerden biridir. Cumhurbaşkanı olduğumu zaman bu işlemin iptal sürecini başlatacağımı buradan ilan ediyorum.
İçinde adalet olmayan adalet saraylarına ihtiyaç yok. Dış politika siyasetçilerin iki dudağı arısına sıkışmaması gereken alan olmalıdır. Türk politikası vitrine oynayan hamlelerle mağlup dış politika gerçeğe dönüşmemelidir. Bir krizlerden beslenen değil dünyaya örmek olacak bir dış politika politikası hazırladık. Bizler şeffaflıkla kazanmak isteyen bir dış politika uygulayacağız. Türkiye ekonomik coğrafya kavramı ile anılmalıdır. Devlet gibi davranırsanız mülteci dalgası altında kalmazsınız. 2019 Ramazan’ında Suriye’de iftar yapacağımız bir dış politika planıyla hareket ediyoruz. Türkiye büyük potansiyele sahiptir. 81 milyona değil 181 milyona rahat bir yaşam sunar. Dış işleri bürokrasisi yapılan hakarete cevap yetiştiremez oldu. Olursa Türkiye’nin kredisini tüketirsiniz.
AKŞENER’DEN MÜTHİŞ İDDİA
Son yıllarda Türkiye ABD ilişkileri eskilerin deyimiyle çift yönlü yorgana dönmüştür. En kötü komşu sizinle kavga edendir. Savaşlara sevinemeyiz, Müslümanların bombalanmasına el ovuşturan olamayız Taşları sadece cesurlar döşer. Türkiye’yi yeni bir medeniyet çizgisine taşıyacağız. Medya ve iletişim alanları özgür olmalıdır. Demokratik katılım güçlü parlamento vazgeçilmezdir. Parlamenter sisteme geçiş için bir geçiş planı planlamaktayız. Milletimizin başı göğe değinceye kadar yürüyeceğiz. Büyük Önder Atatürk’ün dediği gibi, ‘Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar.’
ABD'ye en çok bağırıp çağıranların çocukları, torunları Amerikan pasaportu taşıyor. Süleyman Şah'ın ölümüyle Kayı boyunun yönetimini devralan Haymana'nın Anadolu'da kendisine “nereye kadar yürüyeceğiz” diyenlere “obamızın başı göğe erene kadar” dediğini hatırlattı. Kendisine soranlara da “milletimizin başı göğe değinceye kadar” yanıtını verdiğini söyledi.
NÜFUS CÜZDANLARINI ÇIKARTTI
Lütfen hepiniz Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartlarınızı çıkarın. Göreyim. İşte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tapusu budur. Ağa da budur, reis de budur, paşa da budur. İrade sahibi budur. 80 milyonun tamamı aynı haklara sahiptir. Ne biri diğerimizden üstün ne biri diğerimizden aşağıdır. Her hedefimiz için öyle uzun yıllar koymuyoruz.
Akşener sözlerini “25 Haziran sabahına kadar Türkiye için çalışmaktan asla yılmayın, başaracağız çünkü milletimize sözümüz var. Yeter ki olumsuzluğu bir tarafa bırak yeter ki sözünü güneşe dön…” sözleriyle bitirdi.
siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.