AK Parti milliyetçiliği Akdeniz'e gömdü! Kıbrıs Türkü yok sayılıyor
CHP'li Gamze Taşcıer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bineceği uçağı gündeme getirmesinin ardından yeni bir önerge vererek bu kez de sondaj gemisi Fatih ile ilgili iddiaları dile getirdi.
CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Gamze Taşcıer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bineceği uçağı gündeme getirmesinin ardından yeni bir önerge vererek bu kez de sondaj gemisi Fatih ile ilgili iddiaları dile getirdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in, Türkiye’nin geçtiğimiz yıl satın aldığı FATİH sondaj gemisinin çalışmalara başlayacağını açıklaması üzerine Taşcıer “Sondaj neden Rumların el koymaya çalıştığı sularımızda değil?” diye sordu.
“KIBRIS TÜRK HALKININ DA HAKKI GASP EDİLİYOR”
Kıbrıs adası çevresi ve Girit adasının güneydoğusundaki sularda 8 milyar varillik petrol ve 3 buçuk trilyon metreküplük doğalgaz rezervi olduğunun tespit edilmesinin ardından ısınan Doğu Akdeniz’de, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan bazı bölge ülkeleriyle ikili anlaşmalar yaparak münhasır ekonomik bölgeler belirlemişti. Uluslararası hukuka göre Türkiye’nin hakkı olan bölgeler, GKRY tarafından parsellere ayrılarak petrol-doğalgaz şirketlerine ihale edilmişti. Türkiye Cumhuriyeti’nin hak sahibi olduğu suların Rumlar tarafından uluslararası şirketlere peşkeş çekildiğini ifade eden Taşcıer, “Sadece Türkiye’nin değil, Kıbrıs Türk halkının da hakkı gasp ediliyor. Rum yönetimi kendini adanın tek temsilcisi gibi görerek tek başına karar alıp Kıbrıs Türklerini yok sayıyor. Bu durum asla kabul edilemez.” dedi.
“AKP AVRUPA’NIN VE GKRY'NİN TEZİNE BOYUN EĞİYOR”
GKRY’nin sularımızı şirketlere ihale etmesi üzerine bir sondaj gemisi alınarak FATİH adının verildiğini belirten Taşcıer, “Geçtiğimiz yıl bu gemi alındı ve revizeler yapıldı. Haziran ayından bu yana gemi Antalya açıklarında bekliyordu. Yandaş basının iddiasına göre geminin günlük maliyetinin 165 bin dolar olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Enerji Bakanı en sonunda açıklamayı yaptı ve sondajın başlayacağını müjdeledi. Ama müjdede bir sorun var. Sondajın yapılacağı Alanya-1 kuyusu zaten bizim karasularımızda. Rumların işgal etmeye çalıştığı sularımız olan ihtilaflı bölgede, yani 1, 4, 5, 6 ve 7. parsellerde değil.” ifadelerini kullandı.
“Gemi niye alındı, dünyaya bir mesaj vermek ve bizim olanı korumak için.” diyen Taşcıer, Antalya açıklarında yapılacak sondajla bunun tam tersi bir mesaj verileceğini ifade etti. Avrupa Birliği’nin münhasır ekonomik bölge haritasına göre Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de çok küçük bir alana hapsedilmek istendiğini belirten CHP’li Taşcıer, “AB ve Rumlar bizi Antalya Körfezine sıkıştırmak istiyor. İktidar ise hakkımız olan ihtilaflı bölge yerine Antalya açıklarında sondaj yaparak bu haritayı ve Rumların tezlerini kabullenmiş oluyor. Yapılması gereken ise, Rumların el koymaya çalıştığı sularımızda sondaj çalışmalarının bir an önce başlamasıdır. Avrupa’nın ve Rumların oldu bittisine boyun eğemeyiz. İktidar zaten bizim olan ve hiçbir tartışma olmayan alanda sondaj başlatıyor. Bir sonraki sondajın da Mersin açıklarında olacağını ifade ediyorlar. İktidarın hakkımızı korumaya niyeti yok gibi gözüküyor.” dedi.
“AKP MİLLİYETÇİLİĞİ AKDENİZ’İN SULARINA GÖMÜYOR”
FATİH gemisini sondaj çalışmaları sırasında Türk donanmasının olası tacizlere karşı koruyacağını belirten Bakan Dönmez’e tepki gösteren Taşcıer, “Donanma eşlik edecek diyerek seçimler yaklaşırken milliyetçilik şovu yapma peşindeler. Bu aslında trajikomik bir açıklama. Yapacaklarını açıkladıkları sondaj zaten bizim karasularımızda. İhtilaflı bölgede değil. Antalya açıklarına kadar bir savaş gemisi yanaşıp sondaj gemimizi taciz edebiliyorsa, o gemi zaten Ankara’ya kadar da yürür demektir. Milletin aklıyla alay ediyorlar. Avrupa ve Rumların bizi sıkıştırmak istediği alan zaten Antalya Körfezi. Buraya gelip gemimizi neden taciz etsinler?” dedi. AKP’nin Türkiye’ye çizilen sınırları kabullendiğini ifade eden Taşcıer, “Bizim Kıbrıs’ın Beşparmak dağlarına yazdığımız milliyetçiliği, AKP Akdeniz’in sularına gömüyor.” diye konuştu.
BAKANA SORULAR
Taşçıer ayrıca verdiği soru önergesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'e şu soruları yöneltti:
“-Daha önceki kayıtlı adı “Deepsea Metro 2” olan derin deniz petrol ve doğalgaz sondaj gemisi FATİH hangi şirketten satın alınmıştır? Bu satın alma işlemi için ne kadar ödeme yapılmıştır?
-Satın alındığı tarihte geminin sondaj operasyonuna başlamaya hazır olmadığı ve ek yatırım yapıldığı bilinmektedir. FATİH gemisinin operasyonel hale gelmesi amacıyla yapılan ek harcama miktarı nedir? Gemide hangi düzenlemeler yapılmıştır?
-FATİH gemisinin günlük maliyetinin 165 bin dolar olduğu iddiası doğru mudur? Değil ise geminin günlük maliyeti tüm kalemlerle birlikte ne kadardır?
-Gemide bulunan teknik ve idari personel sayısı kaçtır? Personelin ülkelere göre vatandaşlıkları nedir? Geminin günlük personel maliyeti ne kadardır?
-Gemide bulunan Norveçli deneyimli personelin, geçtiğimiz süreçte, operasyonların bir türlü başlamaması nedeniyle gemiden ayrıldığı bilgisi doğru mudur?
-FATİH gemisi Türkiye’ye gelişinden itibaren aradan geçen 11 ayda, dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın “Yılbaşından itibaren ilk Akdeniz sondajımızı yapacağız” açıklamasına karşın neden bir çalışma yapmamıştır? Gemi Antalya merkezinin 10 kilometre açığında neden pasif halde beklemiştir?
-Tarafınızdan yapılan açıklamaya göre gemi Alanya-1 kuyusunda sondaj yapmak üzere yola çıkacaktır. Söz konusu sondaj, neden GKRY’nin, Türk Kıta Sahanlığı içerisinde yer almasına rağmen sözde münhasır ekonomik bölgesi ilan ettiği ihtilaflı alanda değil de, Antalya açıklarında yapılmaktadır?
-Türk Kıta Sahanlığı ile GKRY’nin ilan ettiği sözde münhasır ekonomik bölgenin çakıştığı 1, 4, 5, 6 ve 7. parsellerde ülkemizin yapmayı planladığı bir sondaj bulunmakta mıdır? Söz konusu parsellerde gerekli ön inceleme çalışmaları yapılmış mıdır?
-GKRY, ilan ettiği sözde münhasır ekonomik bölgede bulunan 6. parseli İtalyan ENI ve Fransız TOTAL şirketlerine ihale etmiştir. GKRY Enerji Bakanı bu parselde çok iyi kalitede ve çok büyük miktarda doğalgaz bulunduğunu ifade etmiştir. Bir bölümü Türk Kıta Sahanlığı içerisinde yer alan söz konusu parselde yakın süreçte bir sondaj çalışması planlanmakta mıdır? Yoksa bu alanlarda Türkiye’nin izni dışında yapılacak çalışmaları, Türk Deniz Kuvvetleri müdahalesiyle, engellemekle mi yetinilecektir?
-GKRY ile Fransa arasında yapılan anlaşmada, Fransa’ya GKRY bölgesinde yer alan hava ve deniz üslerini sürekli kullanma hakkı verilmiş, Doğu Akdeniz’deki enerji sondajlarıyla deniz trafiğinin güvenliğini birlikte sağlama kararı alınmıştır. GKRY’nin sözde münhasır ekonomik bölge ilan ettiği parsellerin bir kısmında Fransız TOTAL firması ile anlaştığı bilinmektedir. Bu anlaşmada yer alan söz konusu maddelerin, Türkiye’nin haklarına yönelik açık bir tehdit olduğu ortadadır. Bu anlaşma sonrası Fransa nezdinde hangi diplomatik girişimler gerçekleştirilmiştir?
-Yunanistan’ın Türk Kıta Sahanlığı içerisinde yer alan 42 bin kilometre karelik bir bölgeyi hidrokarbon araştırma ve işletmesi amacıyla ihaleye açtığı, bu duyurunun Avrupa Birliği Resmi Gazetesi’nde yayınlandığı bilinmektedir. Ancak Yunanistan’ın kıta sahanlığımızda tek taraflı ve Türk enerji güvenliği ile ulusal çıkarlarımıza tehdit içeren adımına karşı Türkiye’nin -Birleşmiş Milletler nezdinde bir girişimde bulunmadığı ve nota vermediği iddiası doğru mudur?'
siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.