Yeni partide Koray Aydın sıkıntısı

Muzaffer Ayhan Kara, Odatv’deki köşesinde Meral Akşener’in “yeni parti”sini değerlendirdi ve Koray Aydın’ın çıkışını Erdoğan, Abdullah Gül olayına benzetti.

Kara’nın Odatv’deki köşesindeki yazısı şöyle:

"4 Eylül’de Odatv’de kaleme aldığım “Kağıtlar yeniden karılıyor” başlıklı makale sonrasında konu gündemin ön sıralarına yerleşti. Televizyon programlarında ve köşe yazılarında ele alınmayı sürdürüyor. Akşener’in partisinin kapsama alanı ne olacak, siklet merkezini hangi unsur oluşturacak? Yeni partinin siyasi yelpazedeki domino etkisi sonrasında siyaset nasıl şekillenecek?

AKŞENER ACELE ETMİYOR, TİTİZ İLERLİYOR

Akşener’in parti girişimini bir yandan 29 Ekim’e yetiştirmeye çalışırken bir yandan da temkinli ilerlemeye çalıştığı, kurucular kurulunu oluştururken kuyumcu titizliğiyle çalıştığı anlaşılıyor. Kamuoyunda geçen bazı isimlere rağmen şu da açık ki kurucular kurulu için henüz mutfak çalışması yapılıyor; belirlenen ya da üzerinde durulan isimlerden bir havuz oluşturuluyor. Havuz netleşince belirlenen isimlerin öncelik sırasına göre kapısı çalınacak ve teklif götürülecek. Havuz geniş tutuluyor, çünkü teklif götürülen bazı isimlerin kabul etmemesi durumunda söz konusu isimlerin alternatifine teklif götürülecek. Bülent Mumay’ın BirGün’de yazdıklarından öğrendik ki örneğin, Abdullah Gül’e yakın bir gazetenin simaları kurucu olmak için Akşener’e gitmiş ama reddedilmişler (6 Eylül 2017). Odatv’nin haberinden de Ertuğrul Günay’a teklif gelmediği gibi kendisinin de öyle bir düşüncesi olmadığını öğrendik (7 Eylül 2017). Yepyeni isimler mi tercih edilecek, bildik simalar mı öne çıkarılacak? Yoksa karma bir ekip mi oluşacak? Bekleyip göreceğiz. Şu kadar ipucu vereyim: Hem Ülkücü hem de merkez sağ tabanda sevilen çok önemli iki isme teklif alıp almadıklarını sordum ve ikisi de henüz bir teklif almadıklarını ifade ettiler. Acaba vakit daha erken mi yoksa Akşener’in radarına giremiyorlar mı? Bekleyip göreceğiz.

Partinin ismi ve logosu da titiz bir çalışma konusu. Çünkü bu çalışma da “nasıl bir parti?” sorusuna açıklık getirecek. İsim ve logo nasıl bir parti sorusuna yanıt olacağı gibi akılda kalması, kitlelerce tekrarlanması gereken simgesel değerler. O yüzden burada da mutfak çalışması sürmekle beraber acele edilmiyor belli ki.

KORAY AYDIN’IN ÇIKIŞI NASIL ALGILANDI

Akşener liderliğinde yürüyen parti çalışmasında kamuoyuna yansıyan ya da yansımayan handikaplar da olmuyor değil ama bu handikaplar ufak tefek sarsıntılara yol açsa da bir kırılma nedeni olmadı şimdiye kadar. İçeriden aldığım bilgiler bu yönde. Örneğin, Koray Aydın’ın muhayyel partinin cumhurbaşkanı adayını açıklaması… Hiç de şık olmadı. O açıklamadan neyi hatırladık?.. R. Tayyip Erdoğan’ın Ak Parti’nin cumhurbaşkanı adayı olarak Abdullah Gül’ü işaret etmesini, daha doğrusu üstten bir edayla ismini açıklamasını, değil mi?.. Koray Aydın’ın, Akşener’in liderliğini zor hazmettiğinin göstergesi olarak algılandı o açıklama kamuoyunda. Ayrıca olası seçim işbirliği partnerlerinde de hoş karşılanmadığını not edelim.

ENSARİOĞLU NE DEMEK İSTEDİ, AKŞENER’İ NEDEN ENTERESE EDİYOR

Bu noktada asıl üzerinde durmak istediğim, yeni parti girişiminin Kürtlerle dansı… Önceki yazımda Akşener girişiminin HDP’ye dönük bir domino etkisi olmayacağını işaret etmiştim. Peki, Ak Parti’ye oy veren ve Barzani etkisi altındaki kadrolarla ve seçmenle ilişkisi nasıl olacak? Akşener bu ilişkiyi kurabilecek mi? Ak Parti bu alanda bir tehlike görürse ne yapacak?

AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun önceki gün BirGün’e verdiği demeç bu soru işaretlerine yönelik ipuçları taşıyor. Ak Parti’nin MHP ile referandum sürecindeki ittifakının referandumla sınırlı olduğunu ve devamının gelmeyeceğini savunan Ensarioğlu şöyle konuştu:

“Zamanında Refah Partisi, MHP ile ittifak kurduğunda çok fazla oy kaybı yaşadı. Bizim kurduğumuz ittifak da referanduma yönelik bir ittifaktı. Bu ittifak zihinsel ve siyasi bir birliktelik anlamına gelmez. AKP ve MHP iki ayrı partidir ve birbirinin rakibidir.”

Ak Parti’nin Güneydoğu’daki önemli bir figürü olan Ensarioğlu’nun açıklamalarını nasıl okumak gerekir?

1)Ak Parti hem milliyetçi oyları hem de Güneydoğu’daki Kürt oylarını alamaz. Birini tercih etmek durumunda. Bir tercih durumunda da küçülmek istemiyorsa MHP oylarını gözden çıkarmak durumundadır.

2)Kuzey Irak’taki KDP uzantısı unsurların Türkiye’nin Güneydoğusu’ndaki yapılanmasının Ak Parti’nin arkasında durması, Kuzey Irak’taki referandumla son derece ilişkilidir.

Kuşkusuz, Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan bu mesajı alacaktır. Fakat alsa da işi çok zordur. Çünkü Kuzey Irak’ta 25 Eylül’de yapılması öngörülen referanduma devlet politikası gereği karşı çıkmak zorunda. Türkiye, Irak’ın toprak bütünlüğünü savunuyor. Ayrıca, Kerkük ve Musul meselesi de var. Erdoğan’ın orada da bir duruş sergilemesi kaçınılmaz. Bu paradoks ister istemez Ak Parti-KDP işbirliğinde sıkıntı doğuracaktır.

Peki Akşener’in partisi bu çelişkilerden yararlanabilir mi? İşaret ettiğim alana girebilir mi? Ne kadar girebilir?

MESELE OLDUKÇA KARMAŞIK VE ÇELİŞKİLİ

Öteyandan Erdoğan Akşener’in önünü merkez sağ tabanda kesmek için çoktan tedavülden kalkan Çiller’e bile sarılıp sahneye sürüyor ama bu atraksiyonuyla da Kürtlerle ilişkisini de riske atıyor. 1993-94 dönemine şöyle bir dönülüp bakıldığında ne demek istediğim gayet iyi anlaşılacaktır.

Mesele oldukça karmaşık ve çelişkili… Keşke CHP’nin de bu coğrafyada bir iddiası olabilseydi, mesafe alabilseydi. O zaman Ak Parti’nin çözülmesi çok daha kolaylaşabilirdi. Yine de kağıtlar yeniden karılırken Güneydoğu’da da çalkantılar nasıl durulacak, bunu yeni parti sahaya çıktıktan sonra yılbaşına doğru bölgede yapılacak anketler ortaya koyabilir."

siyasetcafe.com

Koray Aydın: Cemaat, Meral Akşener'i destekliyor

Akşener'in danışmanından Koray Aydın'a jet yalanlama