Yavuz Ağıralioğlu'ndan Akşener'e: Yüzünde Rabbi Yessir gördüğüne bugün savaş açıyorsun
Yavuz Ağıralioğlu, Akşener'in İmamoğlu cephesine "savaş" açması hakkında 'Yüzünde Rabbi Yessir gördüğünüzü ifade edebildiğiniz, kararlılığını Fatih Sultan Mehmet'e benzettiğiniz birine bugün savaş açıyorsunuz.' yorumunda bulundu.
28 Mayıs 2023'teki 2. tur Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında İYİ Parti'de başlayan istifa dalgası ve parti içi kavgalar sonrasında çorap söküğü gibi teker teker tüm İYİ Parti kurucuları partiyi terk etti.
TBMM'deki grup sayısında bile artık riskli bir tabloya sürüklenen İYİ Parti'deki kriz, Meral Akşener ile Ekrem İmamoğlu arasındaki "abla-kardeş" ilişkisinin bozulmasıyla ciddi savaş boyutuna taşındı.
İYİ Parti'deki son istifa dalgalarının arkasında ise İmamoğlu'nun Akşener'e "operasyonu" iddiası siyaset gündeminin ana manşeti. İddialar, skandallar, akçeli işler, tacizler, arka kapı pazarlıkları peşi sıra ifşa edilmeye başlandı.
İYİ Parti'deki kriz başlamadan hemen önce geçtiğimiz Mart ayında istifa eden Yavuz Ağıralioğlu, geçtiğimiz Haziran ayında yeni parti kurma hazırlıklarından bahsetmiş, siyaset gündeminde yankı uyandırmıştı.
Ağıralioğlu, yeni partisinin merkezindeki çalışma ofisinde Takvim'in sorularını cevaplandırdı.
Eski partisi İYİ Parti ve siyaset gündemini meşgul eden Akşener-İmamoğlu-Yavaş savaşı hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunan Ağıralioğlu, eski partisi hakkında da gündem yaratacak sözler sarf etti.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde ve sonrasında İYİ Parti'de yaşanan istifa furyası hakkında konuşan Ağıralioğlu, "Şöyle bir hassasiyetim var bunu kamuoyu da bilir. Genellikle Türk siyasi hayatında partiden ayrılmalar, kopmalar olur. İYİ Parti de daha önce MHP'den kopanların oluşturduğu bir parti. İYİ Parti liyakat, vefa, yol arkadaşlığı, ölçülü, ilkeli siyaset gibi hassasiyetlerle kuruldu. Özelde hatalarının pek çok detayı var ama onu parti kurmayları konuşsun benim gördüğüm şudur: İYİ Parti iddialarından vuruldu. Yani dün savunduklarına bugün kızmak, bugün kızdıklarını dün tenkit etmek, bugün beraber olduklarıyla yarın ayrılacağının sinyalini vermek, güvensizlik olarak seçmenin önünde zikretmek gibi birtakım şeylerle karşı karşıyalar. Seçmen siyasetçinin kararlılığına bakar. Seçmen siyasetin ilkesel duruşuna bakar. Neden vazgeçtiğine, neyi hassasiyetle koruduğuna bakar. Bir araya gelirken ya da ayrılırken ki üsluba bakar. Ben bu sınavda İYİ Parti'nin çok ağır yara aldığını düşünüyorum. İYİ Parti aslında masada bir yönetim krizi var algısından buraya geldi. Şimdi bir yönetim krizi, bir ilkesel anlamda ahlak krizi ve Türkiye'de bir temsil kriziyle karşı karşıya. Bunların hepsinin cevabını seçmenin vereceği bir eşikte duruyorlar. Şimdi kendisine bir siyasi koordinant bulmaya çalışıyor kendine. Tekrar ediyorum bu seçimde en ağır yara alan parti ve genel başkan İYİ Parti ve Meral Akşener'dir. Millet nezdinde sözünün eridir, iradesinin arkasında durur, söylediğini yapar liderliğinin hattı koptu. Önce masada yara aldı. Sonra aday tercihleri, yola çıktığı arkadaşlarının yerine tercih edilenler, yola çıkarken söylenilenlerle yolda yapılanlar seçmenin partiye genel başkana olan güvenini sarstı" dedi.
"DÜN YÜZÜNDE RABBİ YESSİR GÖRDÜKLERİNİZE BUGÜN SAVAŞ AÇIYORSUNUZ"
Akşener'in İmamoğlu cephesine "savaş" açması ve sonrasında yaşanan karşılıklı atışmalar hakkında da konuşan Ağıralioğlu, "Bugün savaş açtıklarınıza dün az kalsın memleketi teslim ediyordunuz. Seçmenin soracağı şey budur. Savaş açtığınız adamlara memleketi teslim etseydiniz millet mi savaş açacaktı bundan sonrasında ne olacaktı ben anlamadım. Dolayısıyla siyasette zaman ve söz tabii ki değişir ama bu tonlamada değişim millette tereddüt sebebidir. Yüzünde Rabbi Yessir gördüğünüzü ifade edebildiğiniz, eşine iltifatlar ettiğiniz, kararlılığını Fatih Sultan Mehmet'e benzettiğiniz birine bugün savaş açıyorsunuz. Masadan onları aday etmek hassasiyetiyle, kazanacaklarını umduğunuz için ve memlekette seçim kaybını bunlarla engelleyeceğinizi öngördüğünüz için kalkıyorsunuz. Sonra masaya bunların Cumhurbaşkanı yardımcılığına razı edilerek döndürülüyorsunuz şimdi de onlara savaş açıyorsunuz. Bu aradaki farkı millet hanımefendiye sorar. Bunu yeni mi gördünüz diye sorar. Yahut bunu biliyorduysanız nasıl teklif ettiniz. Bilmiyorsanız bu öngörüsüzlük nedir diye sorarlar. Bu tonlamada çıkışların sansasyonel etkileri de olur. Hanımefendi şunu çok iyi bilir. Yerel seçimler partililiğin çok düştüğü adayların daha öncelendiği seçimlerdir. Bugünkü kararlılık Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde olması gerekirdi. Bugün 'ben istemiyorum' diye hat çektiklerinize dün 'kefalet' olmanız sizi sıkıntıya sokar. Seçmen daha önce oy topladığı ittifaka savaş açmanızı, operasyon yapıyorlar bana diye bağırmanızı anlamaya çalışıyor olabilir. Ama son tahlilde yahu dün öyle söylüyordunuz bugün böyle bu kadar kısa zamanda bu kadar öngörüsüzlüğün hesabı da seçmenin kalbinde güvensizlik olarak durur" şeklinde konuştu.
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.