TSK’ya yeniden “türban yasağı” mı geliyor? Danıştay Savcısı’ndan gündem yaratacak mütalaa

TSK’ya yeniden “türban yasağı” mı geliyor? Danıştay Savcısı’ndan gündem yaratacak mütalaa

TSK'da kadın subayların türban takmasına izin veren düzenlemeye Andımız kararının ardından Danıştay Savcısından Türkiye’nin gündemini sallayacak mütalaa geldi. Savcı, “Anayasa ve laikliğe aykırı” dedi.

Halkın Kurtuluş Partisi’nin (HKP), Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) türban serbestliğine karşı açtığı idari davada Danıştay Savcısı Türkiye’nin gündemini değiştirecek mütalaa verdi ve “Dinsel aidiyetlerin hiç bir şekilde belli edilmemesi gerekir” dedi.

“TSK’DA TÜRBAN İPTAL EDİLSİN”

Halkın Kurtuluşu Partisi’nin avukatlarının açtıkları davada, TSK’daki türban yasağının kaldırılmasının, Anayasa'daki laiklik ilkesine, Anayasa Mahkemesi’nin önceki kararlarına aykırı olduğunu gerekçesiyle iptali istendi. Söz konusu türban serbestisinin orduyu ve subayları bir din devleti yapılanmasına doğru götüreceğini idda edilerek açılan davada düzenlemenin Danıştay tarafından iptal edilmesini talep edildi.

“LAİKLİK İLKESİNE VE ANAYASAYA AYKIRI”

Açılan davada Danıştay Savcısı ise esas hakkındaki mütalaasını şöyle verdi:

“Anayasanın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir.

Kamu hizmetinde 'laiklik ilkesi' tarafsızlık ilkesinin bir unsuru olup, dinsel alanda tarafsızlık, laiklik olarak da tanımlanabilir.

Tarafsızlık, kamu hizmetine hakim olan temel ilkelerden biridir. İdareye yüklenmiş bir ödev niteliğini taşıyan tarafsızlık ilkesi ile kamu hizmetini yürüten personele siyasi, sosyal ve dinsel eğilimlerini dışa yansıtmama yükümlülüğü getirilmiş, kamu hizmetinin düzenli ve her türlü kuşkudan uzak bir şekilde yürütülmesi amaçlanmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 6. maddesinde yer verilen tarafsızlık ve eşitlik ilkesine bağlı kalmakla yükümlü bulunan kamu personelinin, hizmetin yürütümünde taraflı davrandığı yönünde şüpheye neden olmaması, siyasi görüşlerini, dinsel aidiyetlerini hiçbir şekilde belli etmemesi gerekir.”

“ANAYASAL OLARAK HUKUKEN KABUL EDİLEMEZ”

HKP’nin açtığı “türban davasında” Danıştay Savcısı, mütalaasında hükümetin cevabını ekleyerek şunları yazdı:

“Her ne kadar davalı idarece, düzenlemenin dini inanç ve ibadet hürriyetini güvence altına alarak, kadın personele istemesi halinde belirli şekil ve şartlar altında başını kapatma özgürlüğü tanıdığı belirtilmekte ise de; idarenin düzenleme alanının kamu hizmetinin gerekleri ve kamu yararıyla sınırlı bulunması, kamu hizmetinin ana ilkelerinden olan tarafsızlık ilkesinin idarece öncelikle gözetilmesinin gerekmesi nedeniyle, kamu hizmetini yürütmekle yükümlü bulunan ve bu statüye girerken belirli ilkelere uymayı kabul eden kamu görevlilerinin, din ve vicdan hürriyetinden bahisle dinsel mensubiyetlerini öne çıkarmalarına olanak sağlayacak şekilde kural getirilmesi, Anayasanın 2. maddesinde yer alan 'laiklik ilkesi' varlığını korudukça, hukuken kabul edilemez.

"İPTALİ GEREKECEĞİ DÜŞÜNÜLMÜŞTÜR"

Din ve vicdan özgürlüğü bağlamında kamu personelinin dinsel aidiyetini göstermesine imkan tanınmasının; kamu görevini yerine getirirken ne kadar tarafsız davranırsa davransın, hizmetten yararlanan kişilerde şüpheye yol açabileceği ve bundan da kamu hizmetinin zarar göreceği açıktır.

Belirtilen nedenlerle, dava konusu düzenlemenin iptali gerekeceği düşünülmüştür.”

İşte Danıştay Savcısı’nın TSK’daki türban serbestisine yönelik açılan davada verdiği o mütalaa...

turban-001.jpg

Siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.