Siyasette yeni akım! NİHAT GENÇ PARTİ Mİ KURUYOR?

‘Sine-i Millet Platformu’nun yayımladığı bir bildiri yeni parti kurulacak iddialarını güçlendirdi. Yayımlanan bildiride imzası bulunan yazar Nihat Genç, açıklamalar yaptı.

Sosyal medya hesaplarından “Sine-i Millet Platformu” adıyla bir bildiri yayımlandı.

Ahmet Yavuz, Arslan Bulut, Birgül Ayman Güler, Dilek Akagün, Mustafa Önsel, Nihat Genç imzalı bildiride, Türkiye’nin iç ve dış siyasetteki kötü gidişine dikkat çekildi ve “Bir savunma hattı oluşturmak için erdemli, bölüşümcü ve eşitlikçi bir hareket olarak yola çıkıyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Dün “Sine-i Millet Platformu” adıyla yayımlanan bildiri şöyle:

İçerisinde emekli general, yazar ve siyasetçilerin bulunduğu “Sine-i Millet Platformu” adıyla yayımlanan bildiri, “yeni bir parti mi geliyor” sorularına neden oldu. Bu soruyu bildiride imzası bulunan yazar Nihat Genç’e soruldu.

İşte yazar Nihat Genç’in parti iddialarına verdiği yanıt:

“Bu bir siyasi bildiridir, daha geniş bir metin birkaç ay içinde hazırlanıyor, daha geniş katılım listesi de peyderpey yayınlanacak. Vatana ve insan aklına karşı bağışlanamayacak büyük günahlar işleniyor, insan çaresiz kalabilir ama aydınlar asla. Bir saatten sonra insan dünyada bulunduğu yeri bir daha gözden geçirmek ihtiyacı istiyor. Bu yer konum belirlemek çok güçlü bir istek. Mutlaka yapılmalı deyip yola çıktık. Partiler etrafında bir illüzyon balonu uçuruluyor. Kitleler ya lider ya da ideolojik kutularına kilitlenmiş durumda. Bu siyasi kabus büyüdükçe zihinler kapanıyor. Gücümüzce açalım dedik. Din ve milliyetçilik hamaset batağına düşüp iktidar uğruna fanatikleştikçe ülkemiz sömürgecilere daha kolay yem oluyor. Baş edilmesi zor kabuslar içindeyiz. Hain işgalden hukuk ve devlet adına ders çıkartmak yerine sömürge tiyatrosuna kaldığımız yerden devam ediyoruz.

İşte son seçim anketi! İYİ Parti ve CHP’ye büyük şok

Kanlı bir işgal girişimiyle ülkemizin sersemlik yaşaması normaldir ama siyaset kurumunun hala ‘güven’ inşa edemeyişi ciddi bir omurga sorunu yaşıyor demektir. Gittikçe büyüyen derinleşen siyasi yıkıma karşı hepimizin kafasında güçlü bir basınç oluştu. Batılı ajan sivil kurumlar ve neoliberallerle onlarca yıl kumar oynayanların ülkemize yarattığı felaketleri yaşadık ve, sonuç, egemenliğimiz hem tartışılır hem de siyasi aptallıklarla devletin ve hukukun ‘işin içinden çıkılmaz’ hale geldiği aşikardır. Neden? Çünkü ülkeyi bu felakete sürükleyenler onlarca yıl Türk Milleti’ne etnisite muamelesi çektiler ve hem kariyer hem hukukla dalgalarını geçtiler, Türkiye’yi kumaş parçası gibi kesip biçmişler. Bildiride imzası olanlar çok sevilen aydın insanlardır, en büyük müşterek ortak değerin önce akıl olduğuna inanmış insanlar, aklın yerini parti lider çıkarı aldığında hiçbir ortak değer işe yaramaz. Bildiride imzası olanlar ülkelerini ve dünyayı yeterince düşünüp taşınmış yazıp çizip konuşup memleket derdini çekmiş insanlardır, eserleri ve siyasi duruşlarıyla zaten kişiliklerini ortaya koymuş kamuoyunun çok yakından tanıdığı aydınlar. Büyük bir dönüm noktasında yaşadığımıza inanıyoruz, siyasi olarak her insanımızın kendini bir daha yeniden tarif edip deklare etmesi gerekiyor, ülkemizin ve dünyanın neresindeyiz, ne yapmalıyız? Bildiri yeterince açıktır, aşağıda imzası olanlar, bir savunma hattını bir bina katı tutarak toplantılar yaparak bildiriler yayınlayarak youtube kanalından tartışmalar yaparak gücünü ve imkanlarını katılımlarla şehir şehir sürdürmeyi düşünüyor. Savunma hattını aktivite etmek ve ülkemizin her şeyi omurgasını hukukunu güvenini ayakta tutmak için enerjimizi buraya yoğunlaştırmak istiyoruz. Tetikte olmalıyız gözetmeliyiz denetlemeliyiz yola çıkacak fikir ve anlayışlara ve aydınlara ve halkımıza ve gençliğe bir temel oluşturmalıyız. Dişimizi tırnağımıza takmalıyız, siyasi bağımsızlığımız ve en temel kişi hak ve özgürlükleri için siyaset kurumuna olanca gücümüzle müdahale etmeliyiz… Son söz olarak, iftiharla takdim ediyorum, bu bildiri önder siyasi bir girişim ve altındaki imzalar siyasi bir topluluktur, iğneyle kürdanla kaza kaza milli ve onurlu bir yolu açıp kurumlaştırana kadar, eğilmemiş bükülmemiş pes etmemiş pislik ve kirlenmeye karşı direnmiş ne kadar insanımız varsa buluşup aynı nehirden akmak için…”

siyasetcafe.com