'Onlar birer ölüm makinesi'
15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı o gece, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a saldırmaya gidenler Türkiye’nin en iyi eğitimli askerleri, SAT komandoları arasından seçildiği ve bu darbecilerin bir kısmının o gün bugün kayıp olduğu belirtildi.
Kim bu kayıp komandolar? Söylendiği kadar tehlikeliler mi?
- Evvela terminolojiyi düzgün kullanmak lazım. En başından beri “Bu bir askeri darbe veya darbe girişimi” deniyor. Bence ikisi de değil. Bu, devlete sızmış bir terör örgütünün üyelerinin, devletin tankını, uçağını gasp ederek millete karşı kullandığı bir terör eylemidir. Yani bu insanlara asker vasfından ziyade terörist olarak yaklaşmak gerek.
Peki kaçarlarsa bir başka eyleme yeltenirler mi?
- Görevleri esnasında, tabii burada görev değil de bir terör saldırısından bahsediyoruz, başarı veya başarısızlık durumunda onlara verilen talimatlar neticesinde her şeyi yapabilirler. Biz bilmiyoruz bunları ama çeşitli söylentiler var. Mesela “Ellerinde infaz listeleri var” deniyor. Varsa, bu emirleri takip etmek isteyebilirler.
GÜNDE 40 KM.
Halen tehlikeliler yani...
- En küçük olasılık bile sizi ilave tedbirler almaya zorlayacaktır. Bu insanlar kendikonularında özel eğitim almış, uzman kişiler. Sahip oldukları yetenekler bu ülkede birçok cana kastedecek eylemi yapmalarına el veriyor. Bu yüzden alarm durumunda olmak faydalı. Aidiyetlerinin derecesine de bağlı... Gerçi bu saatten sonra yapabilecekleri her eylem ancak onların teröre bulaşmışlıklarını artırır. Bir üst akılları var ve bu aklın hangi talimatı verdiğini hesaplamak lazım.
Peki nerede aramalı onları?
- İstihbaratı bilemiyoruz ama şu an aynı bölgede duruyor gibiler. Ancak geçen zamana ve intikal yeteneklerine baktığımızda kayıpların bölge dışına çıktığını da öngörebiliriz.
Nedir hareket kabiliyetleri?�
- Günde ortalama kırk kilometre intikal etseler, beş-altı günde ulaşabilecekleri yerler belli. İçlerinde bulundukları bölge buna müsaade ediyorsa aylarca orada da kalabilirler. Bir-iki günlük hareketler değil bunlar.
HER EYLEMİ YAPABİLİRLER
Ege adalarına çok yakınlar. Yurtdışına kaçmışlar mıdır?
- İstiyorlarsa yapabilirler. Bota gerek yok; yüzerek bile geçebilirler adalara. Tabii tek başlarına mı grup halindeler mi? Şimdiye dek tek yakalandıklarını görüyoruz; belli ki böyle hareket ediyorlar. En fazla ikili gruplar halinde. Silahlarından teçhizatlarından kurtulmuşlar. Bir de kaç kişilik silah kayıp? Bu nokta da önemli.
Neden?
- Kaçma kurtulma yaparken yakalananlara baktığınızda üzerlerinde teçhizat olmadığını görüyorsunuz. Bu da şunu gösteriyor: Bunlar silah ve teçhizatlarını bir kenara bırakıp sivil halkın arasına karışarak kaçma kurtulma yapma planı içerisinde olabilirler. Silah ve teçhizat, emniyet, emin ev gibi bazı kavramlar vardır. Bunları sağlarlarsa, bir şekilde motive olmuş yüksek yeteneklere sahip olan bu tür personel her an her eylemi yapabilir.
Eğitim açısından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en seçkin askerleri SAT komandoları denir, doğru mu?
- Doğrudur. Bu olayda, en azından SAT Grup Komutanlığı’ndan iştirak eden teröristler açısından söylüyorum. Evet, maalesef öyledir.
Bu komandoların kabiliyetleri hakkında çok şey anlatılır. Bulabildiği her şeyi yer, her yerde barınır vs. Bir yandan da bu grubun içinden biri otostop yaparken yakalandı. Şehir efsanesi mi şimdi bu duyduklarımız?
- Değil. Normalde ona verilen eğitim, özellikle de tehdit bölgesindeyse, halkın hiç olmadığı yerlerde bulunmak, halkla hiç temas halinde olmamaktır. Ancak ‘tehdit’ bölgesinden çıkıp ‘dost’ bölgeye geçtiklerinde, ki bu saldırganlar bu ayrımı da önceden yapmışlardır muhtemelen, halkın arasına karışmak düsturu vardır. Otostop yaparken yakalanan kişi ya bir rahatsızlık geçirmiştir ya da bir şekilde süratle oradan çıkmak istemiştir. Veya bir şekilde yanlış bir yöntem belirledi. İyi ki de öyle olmuş.
PSİKOLOJİ UZMANLARI
Eğitim dediniz; nasıl bir eğitimden geçiyor SAT komandoları?
- Bu çok çok uzun bir konu; ayrıntı da verilmez aslında.
Çok basit anlatsanız?
Peki şöyle diyeyim: 44 haftalık bir süre bu eğitim. Ve bu süre sonunda bu eğitime katılanlardan bir ölüm makinesi yaratıyorsunuz. Yeterli mi?
Ölüm makinesi mi?
- Eğitimin sonucu bir ölüm makinesi olmak yani. Elbette devletin menfaatleri için. Ama bu menfaatleri devletine karşı kullananlar da çıktı.
Ölüm makinesi dediğimizde, akla sadece silahlardan anlayan, Terminatör’vari tipler geliyor. Ama işte sizin mesela iletişim becerileriniz çok yüksek; eğitimcisiniz... Psikolojik eğitim de alıyor musunuz bu askeri eğitimin bir parçası olarak?
- Elbette. Bu, müfredatın önemli bir bölümü. Fiziksel eğitimin bittiği yerde psikoloji başlıyor.
Komandoların peşinde, onlarla aynı eğitimden geçmiş elit askerler var. Yakalama şansını artıyor mu?
Elbette. Bir iz bulmuşlarsa, yakalanmaları an meselesi olabilir.
Sizin ilk intibanız ne oldu?
Otostop yaparken yakalanan kişiden bahsetmiştik. Bu tür hatalar yakalanmalarını kolaylaştıracak ama bunları yapmayanlar çok uzun süre, aylarca kaçak kalabilir.
YİRMİ SENE SAKLANANLAR...
SAT komandolarının arasında Cemaat’e mensup çok kişi var mı?
- Oransal bir şey söylememeli, yanılabiliriz. Ama yıllardır dile getirdiğim bu konuda söylediklerimin doğru çıkıyor olması beni mutlu etmiyor. Sadece üzüyor. Yakalandığını gördüklerimin böylesi bir şeye tevessül etmesi beni çok üzüyor.
Marmaris’teki baskına katılıp yakalananları tanıyor musunuz mesela?
- Çoğunu tanıyorum. Düşünsenize neleri neleri paylaştığınız, beraber ölüme gittiğiniz insanlar... Çok çok üzüldüm. Ne diyebilirsiniz ki?
Bugüne kadar Cemaat’in hemen her askeri birimde etkili olduğu söyleniyordu ama SAT’ta ilk defa böyle etkili gördük. Şaşırmalı mıyız?
- Evet, askeri okullarda kendilerine gönül vermiş insan sayısını artırmak için sınavlarda hep sahtekârlık yapmışlar. Torpil bizde olmaz. Bizdeki ihaneti özel kılan şeylerden biri de işte bu. Görev hayatı bizde, eğitimden de zor. Bu tür insanların SAT’a geldikten sonra böyle bir şeye heves ettiklerini düşünmüyorum. Daha askeri okuldan itibaren bu gruplara bağlı olduklarını, örgüt üyesi olduklarını görüyoruz.
Peki bu kadar meşakkatli bir eğitimden geçilen, verilen görevlerin de hayli zor olduğu bir yeri seçmek neden? Daha zahmetsiz işler vardır sanırım TSK’da?
- Bir binbaşı düşünün; on iki sene görev süresi, sekiz sene de okul... Yirmi sene... Yirmi senedir böyle bir şeyi mi düşünüyorlardı? Başka bir amaçları olmalı.
Nasıl bir amaç?
- Kendilerinden olanın sayısını artırmak istediler ve baktılar bu sistem dahilinde başarılı olamayacaklar; sistemin öteki unsurlarını otomatik olarak ortadan kaldırmak istediler. Bu bir motivasyon olabilir mesela... SAT’ı bunun için elverişli görmüş olabilirler. Düşünün, onlara karşı tehdit oluşturmayacak insanlara ölümcül silah hatta belki kitle imha silahı kullanmaktan çekinmeyecek, hedef gözetmeksizin ateş eden kişiler bunlar. Onlar için tehdit yaratacaklara karşı da rahatlıkla güç kullanabileceklerini düşünüyorum.
NE OLMUŞTU?
15 Temmuz’daki darbe girişiminde, cuntacı askerlerin bir numaralı hedefi Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı. Marmaris’te Erdoğan’ın tatil yaptığı otele saldıran üç helikopter dolusu SAT komandosu, Cumhurbaşkanı’nı kendi anlatımıyla ‘on beş dakika’yla kaçırdı. Hain saldırının ardından kayıplara karışan askerlerin şu ana dek 19’ u yakalandı.
KİMDİR?
Levent Bektaş, 1984’te girdiği TSK’dan 2007’de emekli oldu. Kariyerinin neredeyse tamamını SAT komando subayı olarak geçirdi. Yurtdışı görevleri sırasında Amerikan SEAL deniz komandolarıyla da çalıştı. Uzun yıllar genç SAT adaylarını eğitti. Zor koşullar altında karar verebilme ve personeli motive etme, süratli çözüm üretebilme, takım ruhunu oluşturma ve devam ettirme, arazide intikal, serbest paraşüt, dalış gibi alanlarda uzman. Koçluk ve danışmanlık konularında hizmet veren ATAK Akademi’nin kurucularından.
siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.