İşte iki aday için doğru ve yanlış seçim stratejileri!
Yenilecek İstanbul seçimi için değerlendirmelerde bulunan kamuoyu araştırma şirketleri, seçmenini sandığa götürmeyi başaran tarafın ipi göğüsleyeceğine dikkat çekiyor.
AK Parti cephesinin doğru bir seçim stratejisi yürüttüğünü belirten araştırma şirketlerinin yöneticileri, muhalefetin ise Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu'na oy vermiş seçmeni yeniden sandığa götürememe riski olduğu vurgulanıyor.
Türkiye'nin en önde gelen kamuoyu araştırma şirketlerinin yöneticileri, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal kararından bu yana geçen iki haftalık süreçte, her iki tarafın seçim stratejisini ve kampanyasını DW Türkçe'ye değerlendirdi.
“SEÇMENİ SANDIĞA GÖTÜREN KAZANACAK”
MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat, 31 Mart'ta oy veren seçmenin kanaatinde bir değişiklik olmadığına, bu nedenle sandığa gitmeyen seçmeni 23 Haziran'da sandığa gidenler seçim sonuçlarını belirleyeceğine inanıyor.
MAK verilerine göre sandığa gitmeyen yüzde 17'lik bir kitlenin bulunduğunu hatırlatan Kulat'a göre, yüzde 10'un bu seçimde de doğal olarak sandığa gitmeyeceği ve kalan yüzde 6-7'lik oranın sonucu belirlemekte etkin olacak.
ESENYURT KÜÇÜKÇEKMECE BAĞCILAR SULTANBEYLİ
Bu kitlenin Esenyurt, Küçükçekmece, Bağcılar, Sultanbeyli gibi muhafazakâr Kürt ve mütedeyyinlerin yoğun olduğu ilçeler olduğuna dikkat çeken Kulat, bu kitlenin sandığa gitmeme nedeni olarak, AK Parti'nin 31 Martta sert dil kullanması ve milliyetçi söylemine bağlıyor.
SANDIĞA GİTMEYEN 1 MİLYONUN YARISI AK PARTİLİ
ANAR Başkanı İbrahim Uslu da, seçmenini sandığa götürmeyi başaranın seçimleri kazanacağını ya da avantajlı olacağı görüşünde. Uslu, "Bu seçimde tepki olarak sandığa gitmeyen 1 milyon kişinin yarısı AK Parti seçmeni. AK Parti'nin sandığa gitmeyenleri, sandığa götürmeye çalışması anlamlı bir strateji. Geri kalan seçmen kitlesi diğer partilere dağıldığı için diğer partiler için bu kitleleri bulabilmek kolay değil" yorumunu yaptı.
SANDIĞA GİTMEYENLERİN YÜZDE 60'I AK PARTİLİ
Gezici Araştırma’nın yöneticisi Murat Gezici ise 31 Mart’ta sandığa gitmeyen seçmenin yüzde 60'dan fazlasının AK Parti’li olduğunu ileri sürerek, "Seçimin kaderini, mütedeyyin Kürtlerle, biraz muhafazakâr, milliyetçilik dozu yüksek, gelir düzeyi 2200 TL'nin altındaki seçmen belirleyecek" ifadelerini kullandı.
“YUMUŞAMA DİLİ MUHALEFETİN GENELİNE YAYILACAK”
Araştırmacılar, 23 Haziran'da Kürt seçmenin sandıkta belirleyici olacağı konusunda benzer görüşlere sahip. AK Parti'nin Kürt seçmene yönelik yumuşama dilinin, atılacak yeni bazı adımlarla da destekleyeceğini düşünen MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Kulat, yumuşama dilinin önümüzdeki günlerde, muhalefetin geneline yayılacağını tahmin ediyor.
Kulat aynı zamanda Erdoğan'ın daha çok Cumhurbaşkanı kimliğiyle ön planda olacağını savunurken, AK Parti'nin "hem geçmişteki kucaklayıcı dili hem de Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik gibi Kürt seçmen açısından önemli isimleri sahaya sürmesi ve daha somut projelerle seçmenin karşısına çıkmasının şansını artıracağını" tahmin ediyor.
HDP SEÇMENİNİN YÜZDE 90'I İMAMOĞLU'NA OY VERDİ
ANAR Başkanı Uslu da Öcalan'a yönelik adımların HDP seçmeninin sandığa gitme motivasyonunu etkileyebileceğini savundu. İstanbul'da HDP'nin yüzde 13 oyu olduğunu varsayan ve 31 Mart seçimlerinde HDP seçmeninin yüzde 90'ının İmamoğlu'na oy verdiğini hatırlatan Uslu, bir puana denk gelen oranda HDP seçmeninin sandığa gitmemesinin muhalefet açısından 80 bin oy kaybına yol açabileceğini ifade etti.
“İMAMOĞLU AYNI PERFORMANSI DEVAM ETTİRMEDİ"
MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Kulat, muhalefetin adayı Ekrem İmamoğlu'nun 31 Mart seçimlerinde kişisel olarak olağanüstü bir performans sergilediğini belirtiyor. Ancak bu tarihten sonra İmamoğlu'nun aynı performansı devam ettirmediğini kaydeden Kulat, "İmamoğlu'nun, mülayim dilini devam ettirerek, 18 günde ne yaptığından çok, bundan sonra ne yapacağına yoğunlaşır ve tek başına aday gibi devam ederse daha başarılı olacağı" görüşünde.
"İMAMOĞLU'NUN ALDIĞI OYLARIN ÇOĞU HDP VE İYİ PARTİ'DEN"
İmamoğlu'nun oy aldığı seçmenlerin çoğunun İYİ Parti ve HDP seçmeni olduğuna dikkat çeken Kulat, CHP'nin adayının kendisine oy vermeyen seçmenleri sandığa götürmek için bir neden oluşturması gerektiğini vurguladı. Bu nedenlerden birinin "mağduriyet" olduğunu ve bunu sosyal medya üzerinden işlediğini belirten Kulat, CHP adayının ve muhalefetin küçük partilerle pazarlıklar yerine seçmen odaklı bir stratejiye yönelmesi gerektiğini belirterek, "Küçük partiler tabanlarına etki edemiyorlar. Şu anda seçmen odaklı çalışan bir muhalefete ihtiyaç var" dedi.
“CHP VE İYİ PARTİNİN TABANINI KONTROL ETMESİ KOLAY DEĞİL”
ANAR Başkanı İbrahim Uslu da, muhalefet önünde zorluklar olduğunu belirterek şunları söyledi:
"CHP'nin, YSK kararından sonra nasıl kazanacağını planlaması gerekiyor. Burada çok fazla sayıda bileşenden oluşmanın handikapları var. Artı, dokuz günlük bir bayram tatilinden sonra ne kadarının geri döneceği önemli. HDP ve İYİ Parti tabanında bayramı memleketinde geçirecek çok sayıda insan var. AK Parti ve MHP kendi tabanını kontrol ediyor ama CHP'nin İYİ Parti ya da diğer partilerin tabanını kontrol etmesi kolay değil. Kendi adayınız olmayan bir aday için kampanya yürütülmesi ve bu insanların sandığa çekilmesi zor."
"BU SEÇİMİ AK PARTİ MHP İTTİFAKININ ALMA ŞANSI DAHA YÜKSEK"
Murat Gezici, AK Parti - MHP ittifakının bu seçimleri alma şansının daha yüksek olduğunu belirterek buna 23 Haziran seçimlerinde Maltepe, Silivri ve Beşiktaş'ta oy pusulasında MHP logosunun olmamasını gerekçe gösterdi. Gezici, geçen seçimlerde buralarda MHP adayıyla seçimlere giren ittifakın, muhafazakâr seçmenin gözünde olumsuz bir izlenim yarattığını savundu.
Gezici, gelecek seçimlerde yalnızca büyükşehir belediye başkanı seçilecek olmasından dolayı oy pusulalarında yalnızca AK Parti adayının olacak olmasının iktidar için avantaj olduğunu belitti.
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.