İmamoğlu'nun gözü yükseklerde İstanbul kesmeyecek
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Sözcü’den Özlem Gürses'e konuştu.
İmamoğlu'nun 'Şimdi benim için 'Yarınlarda siyasette bir başka alanda başarı elde edebilir miyim' sorusunun kriteri İstanbul'daki başarımdır' sözleri dikkat çekti.
İşte o röportaj;
– Diyarbakır'a gidecek misiniz ?
Gitmek istiyorum. Davet alıyorum; Yüksekova'dan, Van'dan, Ağrı'dan, İzmir'den, Edirne'den. Bu muazzam bir şey. Bunu niye anlatıyorum: Bizim, bu toplumu barıştırmamız lazım.
– Bu makro siyasete dair nasıl bir mesaj sizin için ?
Bu müthiş bir karşılama, ama bir karşılama. Bir seçimde elde ettiğiniz sandık başarısı siyasi kariyeriniz için çok şey ifade etmez. Şimdi benim için “Yarınlarda siyasette bir başka alanda başarı elde edebilir miyim?” sorusunun kriteri İstanbul'daki başarımdır.
– 2023'te İstanbul'u yönetiyor olacaksınız. Cumhuriyet'in 100. yılı. Nasıl bir İstanbul var hayalinizde o yıldönümü için ?
Ben 19 Mayıs'ı da, 19 Mayıs'ın 100. yılını da İstanbul'da çok yaşamak istemiştim. Ona mani oldular, Samsun'da yaşadım o günü. Ve İstanbul'da böylesi önemli bir tarihi anı, tek bir afişte bile göremedik. Bu toprakların bağımsızlık mücadelesinin çıkış noktası idi İstanbul. Bunu nasıl hissettirmesiniz topluma..? 2023 deyince, Cumhuriyet'in 100. yılı. Doya doya hissettirmeliyiz. İşte bir kimlik böyle kazandırılır.
– Ne kimliği ?
T.C. vatandaşı kimliği. Aynen “İstanbulluluk” kimliği gibi. 21. yüzyılın çocuğu, genci, kenti nasıl olmalı. Bütün bunları ete kemiğe büründürdüğünüz zaman, Cumhuriyet'in 100. yılına da muazzam bir karşılama hazırlamış olursunuz. Biz onu yapacağız.
– 23 Haziran gecesi Binali Yıldırım'ın açıklamasını dinlerken ne hissettiniz ? Hele 31 Mart gecesinden sonra…
Özlem Hanım, 31 Mart o kadar helaldi ki! Günün sonunda geldiğimiz noktaya bakar mısınız, oylarla ilgili, seçim sayım cetvelleri ile ilgili bir sorun yok. Bulamadılar hiçbir şey! Ama ne var? Kuruldaki insanlar… Biliyorsunuz bazıları “Suçluysam benim hakkımda işlem yap” dedi. Hani soruşturma Özlem Hanım? Bakın üzerinden 6 Mayıs, 6 Haziran, 6 Temmuz geçti.. 2 ay geçti. Hani soruşturma, hani suç duyurusu? Kimi aldattınız? Daha acısı var, hani hırsızlar, nerede? “Çaldılar.” Kim? Yüzüne sordum, cevap veremedi. Bu sayfaları açmak beni üzüyor, “Seçimde her şey söylenir ama seçimden sonra unutulur…” Valla ben öyle biri değilim, kusura bakmayın! Bunu niye söylüyorum; kullandıkları bu dil çok tahribat oluşturdu. Dolayısı ile ben 23 Haziran gecesi, o açıklamayı izlerken çok manidar baktım, ne diyecek diye ve diyemedi farkında mısınız?
– Ne diyemedi yani ?
Kazandı diyemedi! “Önde gidiyor, tebrik ederim.” Ben bunu ilk defa size söylüyorum bakın. “Kazandı” diyemedi… Ben derdim: “Kazandı.” Bu kadar. “Veriler geliyor, İmamoğlu önde gidiyor,” Önde gidiyor nedir? Maç bittiyse, bitmiştir yani. FB-GS maçının ortasında “Şu takım önde gidiyor” diye açıklama mı yapılır? Benim oradaki bakışlarım da o.
– Kaybetseydiniz en çok neye üzülecektiniz ?
Eşim de, ailem de, siyasi yol arkadaşlarım da bilir, siyaseti bir günde bırakabilecekmişim gibi yapıyorum. Çünkü meslek değil siyaset…
– Ama tutkunuz…
Tutku da değil, bir görev. Tutkuya dönüşürse o da riskli. Ben işin orasında değilim. Kaybettiğimde de beni mutlu edecek çok şey var hayatımda; ailem, iş yaşamım. Ama şuna üzülürdüm, bu seçimde toplum değiştirmek istiyordu. Değiştiremediği zaman toplumda demokrasiye olan inanç konusunda derin bir küslük doğacaktı, “Artık bu ülkede seçimle bir şey değişmez…” İşte üzüleceğim tek şey bu olurdu. O uçurumun kenarından bir kesim insanı tutup geri çektik. Demokrasi adına uçurumun kenarından tutup tekrar toplumun bir parçası yaptığımız milyonlar var. İstanbul'da değil sadece Özlem Hanım, Türkiye'de.
SİYASETCAFE.COM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.