Hintçe'nin kökü Türkçe çıktı! Altımızdan 'don'umuzu da almışlar

Hintçe'nin kökü Türkçe çıktı! Altımızdan 'don'umuzu da almışlar

Batının 'Hint-Avrupa' adını verdiği kavmin neredeyse her şeyinin gerçekte Türk olduğu ortaya çıktı.

Oda TV yazarı Kaan Arslanoğlu, bugünkü köşe yazısında 'Hintçe ve Sanskritçenin de kökü Türkçe: “B*k”umuzu çaldılar' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Arslanoğlu, yazısında batılı bilim insanlarının ortaya çıkardığı belgelerde birçok ulusun asıl kökünün Türkler olduğunu ve Türkçenin de ana kök dil olduğunun ortaya çıktığını yazdı.

Arslanoğlu, Batının 'Hint-Avrupa' adını verdiği kavmin neredeyse her şeyinin gerçekte Türk olduğunu, ancak batının ırkçılık yaparak bunu sakladığını ifade etti.

 

İşte o yazı:

 

'Arif Cengiz Erman gerçek Türk tarihinin izini süren ve önemli kitaplar yazan bir bilim insanı. Bu yazıda onun “Kuzey Hint Toplumlarının Kökeni” adlı kitabı üstünde duracağım. Bir sonraki yazıda yine onun İran, Pers, Fars yalanları hakkında yazdığı kitabı ele alacağım. Erman, kitaptaki bilgiye göre Türkiye’de matematik okudu. 12 Eylül’le yurt dışına çıktı, İsveç’te iktisat okudu. Sonra Amerika’ya yerleşti, Türkoloji eğitimi aldı ve ardından Maryland Üniversitesi’nde Türk dili uzmanı olarak çalıştı.

Çok değişik ülkelerden, çok değişik tarihi dönemlerden çok sayıda değerli yazar, dönüyor dolaşıyor, aynı doğrularda buluşuyor. Genellikle de birbirlerinden, birbirinin yazdıklarından habersiz onca insan neden hep aynı şeyleri söylüyor? Elbette bu bir rastlantı değil. Bakmayı bilen ve temel kaynakları dürüstçe gözden geçiren herkes aynı sonuçları aktarır. Yakında gerçek Türk tarih tezini destekleyen yabancı yazarların geniş bir listesini yayımlayacağım.

Evet, Hint-Avrupa pisini yıkamaktan iğrenmeyelim. Bu bilime karşı tarihi bir sorumluluktur. Pek çoğunu yine Batılı bilim insanlarının apaçık ortaya döktüğü belgeler hep aynı şeyi gösteriyor. Türklerin birçok ulusun asıl kökü olduğu, Türkçenin ana kök dil olduğu gerçeği. Fakat Batılı, bilerek bilmeyerek Türk’ü gördüğü her kavme başka bir ad takıyor, o kavmin konuştuğu Türkçeyi gizleyip ona “Hint-Avrupa” diyor.

Başka deyişle “Hint-Avrupa” dedikleri neredeyse her şey gerçekte Türk’tür. Yüzsüzce, edepsizce ırkçılık yapıyorlar, her zaman yaptıkları gibi. İnsanlar gerçeği göremesin diye üstüne o Hint-Avrupa “feces”ini sıvıyorlar.

Çekinmeyin, iğrenmeyin; fırçayla azcık kazın, birazcık su dökün… Yani Türkçe kökleri kullanın. Altından pırıl pırıl Turani çıkacaktır.

İngilizce “feces”, aynı zamanda bir tıp terimi olarak “bok” demektir. Eski Türkçe “pas, pis, bok” üçlemesinin Batı’ya geçmiş biçimi. Altımızdan “don”umuzu almışlar, aynen “don” (giyinmek) olarak kullanıyorlar, “donate” olarak kullanıyorlar. “Bok”umuzu bile çalmaktan yüksünmemişler.

Arif Cengiz Erman’a göre “İndus Vadisi”ndeki ilk uygarlık MÖ 7000’lerde Orta Asya’dan Türk göçüyle başladı. Bu MÖ 2000’de ikinci büyük dalga Türk göçüyle pekişti. Hindistan’da mevcut Dravid diliyle Türkçe karıştı, iki koluyla Hindu dili ve Sanskritçe oluştu. Genetik bulgular bu tezi doğrulamaktadır (s. 26-27).

Başka bir kaynaktan: “İndi” Eski Türkçe “nehir” demek; “İndus” (Hint) ismi buradan gelir. Erman’a göre “Rig Veda” Türkçe “Erig Bitig”dir. Hintçe büyük anlamına gelen “Maha” (Mahatma), Türkçe “beg” = “büyük” kökünden kaynaklanır. (Beg > büyük > big). Bütün anlamına gelen Eski Türkçe “barıt”, “Bharat”a dönüştü (Hindistan’ı ifade eder).

(2019’daki bir çalışmamda Sanskritçe Türkçe ortak birkaç bin sözcük örneği vermiştim. )

Erman’a göre Hindu dini ve Budizm özellikle ilk biçimleriyle Türk Tengrici inancından derin izler taşır. Kitapta bunlar ayrıntılı olarak ele alınıyor. Ayrıca Eski Hint tarihi ve eski Hint kavimleri, devletleri hakkında geniş bilgi veriliyor. Turani etki hepsinde baskındır.

Hint-Avrupacı sömürgeci ideoloji yazarlarının yalanları, uydurmaları tüm sözde bilime dal budak salmış, daha doğrusu alandaki her hücre bu kirli ağlarla sarılmış. Dünyanın ilk dilbilgini diye öne sürdükleri bir sanal şahıs var örneğin: Panini. Erman’a göre böyle bir kişinin yaşadığı bile şüpheliyken herhangi bir eserini de gösteremiyorlar. Ortaya koydukları tek belge 17. Yüzyıldan bir yazma. Dünyanın ilk gerçek dilbilgini ise Kaşgarlı Mahmut’tur. Dünyanın bilinen ilk bilimsel sözlüğü “Divanı Lügat-it Türk” de onun eseridir.

Hint-Avrupa tezleri düşerse emperyalist Batı kültürü, uygar Avrupalı algısı o saat çöker. O yüzden akademisiyle, yayıncılığı, medyasıyla büyük paralar dökmüşler, yüz binlerce insan beslemişler, dökmeye, beslemeye devam ediyorlar. Bilim şeytanın elinde bir disiplindir, sosyal bilim şeytanların şeytanıdır. Ama şeytanın kendini tutamama, çok zaman gerçeği de söyleme zayıflığı vardır. Bu dediklerimiz yakın bir zamanda ana akım bilimce de onaylanacak, ama o zaman da başka hayati gerçekler gizlenecek.

Türkçeden Hintçe – Sanskritçe’ye geçen birkaç sözcük daha verelim ki, ruhumuz tatlansın: Arı, arıg: arya, arugya (aryan); bod: bhotik (body); bol: bahul (poly, multi); bala: bala; duman: duma; göl: cil (lake); katı: gada (hard); kar, kur: karma (create); sab, sav: sabd (say); terek: dru (tree); süçik, süci: zarkara (sugar)'


Siyasetcafe.com

 

 

Kaynak:Oda TV

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.